Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
18°
Ara

Salma başladı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Salma başladı

İktisatçı, ekonomist ya da muhasebeci değilim.”

Evet, yukarıdaki sözler seçilmiş ve özellikle net olarak belirtilmiştir.

Devleti yönetmek iktidarı ele almak hâkimiyeti hemen her yerde hissettirmek için okumak ve eğitim almak gerekmez. Silahlı kuvvetleri başta olmak üzere yargı, dini ve eğitim kurumları denetim altına aldınız mı devleti yönetmek için diplomaya eğitime gerek kalkmaz. Kim güçlü ise egemen hâkim güç odur. Hâkim güç için yalan ve talan her zaman başvurdukları bir yöntemdir.

Bu topraklarda hâkim güç olanların başvurdukları gelir yurttaşından aldığı vergidir. Dış güçler saldıracak ya da dağda ki eşkıya talan yapacak bu nedenle asker ve silah alımı için her haneye arazisi, hayvanı, ağaçları ve çalıştırdığı kişiler adına ödeme çıkarılır, buna “salma “denir. Dışarıdan mal getirip satış yapma izni almak için vergi alınır buna “Oktruva” denilse de Osmanlı döneminde buna "Duhuliye Resmi” vergisi denir.

Dünden bugüne bütün devletler savaş ve afet dönemlerinde ek vergi alımı kararı verir. Bazen devlet yönetimi “lale devri” yaşar, bazen de iktidar ortaklarını memnun etmek için olmayan bakanlık, görevler, üretimi olmayan fabrikalar, sanayi kurumları, ordu ve yetkisiz ama bir o kadar devlet yetkilileri bulunur itibardan taviz verilmez harcamalar yapılır. Devletin hazinesi bunlara ihale ve maaşlar vererek tam takır olur. Yaşanan tarihte ilkin madeni paranın içindeki ayarlar değişir. Kâğıt paraya geçildiğinde ise para pul kıymetine düşer. Paranın ayar veya değerinin düşmesi halkın alım gücünü düşürür.

Kurulu sistemin egemen gücü yaşamlarını devam ettirmek için doğmamış çocuğa don biçmede maharetlidir. İktidarı elinde tutanlar yaşanmamış ve yaşanacak günler içinde hâkimiyeti altında kim varsa borçlu yapar. Çünkü alışmışlar kurulu sistemin zevki sefasına nasıl olsa yiyip içtiklerini bu halk ödeyecek. Nice “lale devirleri” yaşanmış ve yaşanacak gibi.

19 yüzyıl döneminde Osmanlı Rus savaşı her iki cephede olur, bir yanda Balkanlar bir yandan Kafkas Doğu da. Osmanlı “borç yiğidin kamçısı” diye borç alır ama ödeyemez. Alacaklı ülkeler faiziyle birlikte büyüyen alacakları için bir araya gelip plan yaparlar. Alacaklısına güvenmezler. Kendi planları vardır. Ülkenin vergisini kendisinin toplaması; tütün, tuz, tahıl, pamuk, üzüm başta olmak üzere toplanan ürünlerin tek alıcısı ve vergisinin toplanması kurdukları “Duyunu Umumiye” yani Rejiyle kendisi toplar. Kendi kolcuları vardır. Bu “Duyunu Umumiye” öyledir ki borçlusuna tekrar borç aldıracak kadar acımasızdır. 1911 yılında Reji Şirketi’nin kaldırılması ve 7 yıl süre ile bir “Devlet İnhisarı" nın kurulması kararlaştırılır ve 1912 yılında bir “Tütün Tekeli” kanun tasarısı hazırlanır. Ancak Trablusgarp Savaşı ve Balkan Savaşları'nın tekrar başlaması ve bunun yarattığı mali zorluklar nedeni ile Reji İdaresinin Osmanlı Devletine 1 milyon 500 bin Osmanlı Lirası borç vermesi koşulu ile şirket ayrıcalıklarını 1914'ten başlayarak 15 yıl daha uzatır. Yurttaş üretir, yurttaş onların savaşında savaşır, yurttaş onun için ölür ve sakat kalır. Yaşarsa çalışacak vergi verecek. Yurttaş onun için “elinin kiri”.

Osmanlı saltanatı ve bunun devamı için çeşitli bahaneler bulur, savaşlar ayaklanmalar önemlidir. Kasa hazine boş olduğunda bahane hazır. Aradan geçen bunca yıl sonra ülke ne 1940 lı yıllarda savaşa girdi ne de dünyada büyük bir savaş çıktı. 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleri sistemin devamı ve toplumu susturmak amacıyla yapıldı. Savaş yok ama savaşa bütçe ayrıldı. Hazine toplanan vergileri iktidarın yandaşlarına ihale adıyla dağıttı. 17 Ağustos 1999 Marmara ve 6 Şubat 2023 depremi afeti yaşadık. 1999 yılı afeti sonrası ek vergiler alındı nereye harcandı? Yardımlar geldi nereye ve kime verildi? Bir de adı konulmamış savaş var ki harcanan bütçenin haddi hesabı yok. Her iktidar geldiğinde bütçe ve ülke koşulunu açıklayıp bugünü mukayese ederdi, şimdi bakıyoruz “cumhuriyetin savcısı” cumhur adına iktidara gelenlerden hesap soramaz duruma geldi.

Günümüzde hazine tam takır yöneticiler mutlu ve neşeli, hele ki yandaş ve müteahİT takımı ellerini ovuşturmakta. Devleti yönetenler yurttaşlara yol, su, güvenlik, iletişim hatta kredi kartının limitine göre vergi ödemeleri çıkaracak. Bakmayın siz şimdilik geri çekildiğine hazine boş yeni yıl yeni vergilerle merhaba diyecek. Dün de bugünde iktidar yurttaşa vergi kesiyor ödeyeceksin diye bunun adı “salma” değil de ne?

Son günlerde iktidar ve muhalefet yöneticilerinin kulaklarına birileri bir şeyler söylüyor ya da üflüyor, yurttaş “hayrola” demekte.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *