Berlin nasıl bir yer?

Türklerin en fazla yerleştiği yerlerden birisi olan Almanya, pek çok insan tarafından da merak edilen bir ülke. Almanya’nın en büyük şehri olan Berlin’i mutlaka duymuşsunuzdur.

Şu an bu yazıyı Berlin’den yazarken, burada gözlemlediğim bazı şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum. Şunu da özel olarak belirtmek istiyorum: yazacaklarım tamamen benim gözlemlediğim şeyler.

Almanya’da hava normalde soğuk olurmuş ancak şu an hava gayet güzel ve hatta hiç rüzgar yok bile diyebilirim.

Havaların genelde soğuk ve kapalı olmasından dolayı mıdır bilmiyorum ama genelde giyim tarzı normal. Şık kıyafetlere çok fazla rastlamadım. Tabii ki şık giyinenler var ancak çoğunluk şık restaurantta bile rahat bir giyim tarzı tercih ediyor. 

Alman insanlarının soğuk olduğunu duymam konusuna gelirsek, aslında konuşunca güler yüzlüler ancak pek neşeli değiller. Yolda arkadaş grubuyla beraber kahkaha atan insan görmedim desem yalan olmaz.

Berlin’de pek çok tarihi eser yer alıyor ve bazı tarihi yapıtlarda delik deşik bir görüntüye rastladım. Sonrasında öğrendim ki, Berlin 1940’lı yıllarda İkinci Dünya Savaşı sırasında 363 hava saldırısına maruz kalmış. Fransız Hava Kuvvetleri tarafından bombalanıp 1941'de ve 1945'te Kızıl Hava Kuvvetleri'nin uçakları tarafından saldırıya uğramış. İngiliz bombardıman uçakları 45.517 ton bomba atarken, Amerikan uçakları 22.090,3 ton bomba atmış. Bombardıman devam ettikçe nüfusun yüzde 40’ı şehirden kaçmış. Maalesef gördüğüm büyük tarihi binalarda bu izler duruyor ve o izleri görünce ne kadar büyük bir bombardıman olduğunu anlıyor insan.

Trafik konusuna gelince; bir kere bile bizdeki gibi bir trafik görmedim. Korna sesi hiç duymadım. Herkes kurallara uyuyor. Dağınık park etme olayı hiç yok. Şehir oldukça düzenli.

Türkiye’den gelen insanların burada zorlanacağını düşünmüyorum çünkü hem çok fazla Türk var, hem Türk restaurantlar çok yaygın, hem de makinelerde, otomatlarda vs. Türkçe dil seçeneği bulunuyor.

Berlin’de en çok nereleri beğendim? En çok Kurfürstendamm’ı beğendim. Çünkü daha hareketli ve daha canlı bir yer. Çok fazla sıralı alışveriş seçeneğinin olduğu bu yerde canınızın pek sıkılacağını düşünmüyorum. Alexanderplatz’ı pek beğenmedim.

Elsen Köprüsü’nün üzerindeki dev iki insan görüntüsü inanılmaz bir kartpostal manzarası sağlıyor ve şaşırmadan geçemiyorsunuz. Berliner Dom yani Berlin Katedrali’nin görüntüsü de çok ilgimi çekti. Berlin, Noel Pazarı döneminde ışıl ışıl olurmuş ve bu dönemde de pazarlar kurulurmuş. 

Berlin ile ilgili anlatacaklarım şimdilik bu kadar. Bir daha gelirsem eğer o zaman keşfettiğim yeni şeyleri de sizinle paylaşacağım. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…