Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara

İstanbul için kampanya yarışı

YAYINLAMA:
İstanbul için kampanya yarışı

Demokrasi şöleni olarak adlandırdığımız seçimlerde oy kullanmaya sayılı gün kaldı. Liderler zorlu bir seçim kampanyası dönemi geçirdi. Siyasi bir yarışa girmek elbette kolay bir iş değil. Oy vermeyi bir hak ya da vatandaşlık görevi olarak gören seçmen kitlesini harekete geçirmek çaba gerektiriyor. Rekabetin çok güçlü olduğu siyasette, yaratıcı ve ses getiren seçim kampanyaları fark yaratıyor. Kamuoyu oluşturmanın ve hedeflenen davranışın gerçekleşmesinin itici gücü, seçmenle bağ kurmayı sağlayan doğru ve etkili iletişim kurma becerisi.

Mecliste erken seçim kararı alınmazsa 2028 yılında kadar oy kullanacağımız son seçim geldi çattı. Yüksek Seçim Kurulu verilerine göre, 1 milyon 32 bin 610’u ilk kez oy kullanacak toplam 61 milyon 441 bin 882 seçmen sandığa gidecek. 30 büyükşehir belediye başkanı ve 1363 belediye başkanı için tercih yapılacak. Neredeyse tüm ülkenin gündeminde ise İstanbul yer alıyor. İstanbul’u alan seçimin kazananı gibi görülüyor. Bu nedenle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları arasında adeta genel seçim ikliminde geçen bir kampanya dönemine tanıklık ettiğimizi söylemek abartı olmaz.
Bu doğrultuda İBB Başkanlık mücadelesinde iddialı adayların kampanyalarını genel hatlarıyla değerlendirelim;

Ekrem İmamoğlu:
İstanbul’a hizmette tam yol ileri

2019 yılında “Gençliğimiz Var” diyerek kollarını sıvayıp girdiği yarıştan galip ayrılan İmamoğlu, 2024 seçimleri için CHP tarafından tekrar aday gösterildi. Ekrem İmamoğlu, geçmişe yönelik icraatlarına dikkat çekmeyi amaçladığı bir kampanya yürüttü. Yayınlanan reklam filmleri, afişler, sosyal medya paylaşımları ve gerçekleştirilen mitinglerde beş yıl boyunca gerçekleştirilen hizmetler referans olarak sunuldu. Bu da kampanyanın dilinin daha olumlu olmasını sağladı. Hizmetlerin devamı için destek istendi. İmamoğlu’nun kampanyası, hem metinler, slogan, görseller, müzik gibi öğeleri ile hem de geleneksel mecralar ve sosyal medya platformlarının kullanımı açısından tutarlılığa sahipti.

Murat Kurum:
Sadece İstanbul

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Cumhur İttifakı'nın aday olarak gösterdiği isim ise AK Parti İstanbul milletvekili, eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum oldu. Kurum’un kariyeri ve deneyimi kampanyasını deprem ve şehircilik faaliyetlerine odaklanarak yürütmesinde elini güçlendiren bir unsurdu ama aynı zamanda eleştirilere de neden oldu. Murat Kurum, seçim kampanyasını “Sadece İstanbul” sloganı ile gerçekleştirdi. Slogan ile CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığı sonrası siyasi kariyer hedeflerine yönelik bir ima yapılmıştı. Rakip eleştirilirken seçmenle vaatler paylaşıldı. Ancak bu noktada “Sadece İstanbul” sloganı üzerine hayat bulan kampanyanın siyasette hedefi olmayan lider izlenimi yaratma riskine dikkat çekmek gerekiyor. Kampanya bu yönüyle, bürokrasiyi bilen, milletvekilliği ve bakanlık yapmış Kurum’un kendisiyle çelişme ve tutarlılığını tehdit etme potansiyelini taşıyor. Tutarlılık, adayların seçmenin oy verme davranışına ilişkin kararına etki edebilen önemli bir ikna ilkesi.

Buğra Kavuncu:
İstanbul için daha iyisi var

31 Mart seçimlerine ittifaktan ayrı katılma kararı alan İyi Parti’nin İBB Başkan adayı ise İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu oldu. Partisi’nin İstanbul İl Başkanlığı yapmış olan Kavuncu, İstanbul’u yakından tanıyan bir siyasetçi. Bu deneyimi ile Kavuncu 2019 yılında desteklediği İmamoğlu ve diğer adaylar karşısında kendisini “İstanbul için daha iyisi” sloganı ile oldukça iddialı bir şekilde konumlandırdı. Deneyimine odaklandığı kampanyanın sloganı İYİ Parti tarafından her belediyeye uyarlanabilen “Daha İyisi Var” sloganına dayanıyordu. Bu slogan dışında ayrıca geleceğe yönelik vaatlere dikkat çekmek amacıyla “Sana Değer İstanbul” sloganını da kullandı. İstanbul’un geçmiş yönetimlerine yönelik eksiklikler ve deprem riskine yönelik vaatler üzerine siyasal iletişim kampanyası yürütüldü.

Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni:
Dem gelir devran döner

Dem Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları, partinin Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ve eski İzmir Milletvekili Murat Çepni oldu. Eş Başkanlık Sistemi ile aday gösteren partinin seçim kampanyası kapsamında temel mesajı ise değişimdi. “Dem Gelir Devran Döner” sloganlı kampanya afişleri ve videoları değişimi vaat ederken seçimin genel seçim havasında yürütüldüğünü de gösterdi.

Azmi Karamahmutoğlu:
İstanbul’da değil istanbul’u yaşamak

Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış olan Azmi Karamahmutoğlu Zafer Partisinin İBB Başkan adayıydı. Karamahmutoğlu, kampanyasında İstanbul’daki sığınmacı sorununa, trafiğe ve deprem riskine odaklandı. Odaklandığı sorunların İstanbul’u yaşamayı engellediğine dikkat çeken “İstanbul’da değil İstanbul’u Yaşamak” sloganı ile dile getirdi. Özellikle sığınmacı sorunu kampanyanın odak noktasını ve temelini oluşturdu. Tüm ilan, afiş ve videolarında, vaatlerinde mesaj bütünlüğü ve tutarlılık mevcuttu. Yine negatif bir duruma dikkat çeken ve vaatleriyle olumlu sonuca odaklanan bir kampanya yürütüldüğü söylenebilir.

Birol Aydın:
Başka bir İstanbul mümkün

Saadet Partisi'nin İstanbul Büyükşehir adayı ise 2023 seçimlerinde CHP listelerinden milletvekili seçilen Birol Aydın oldu. Aydın, “Başka bir İstanbul Mümkün” sloganlı kampanyası ile trafik, ulaşım, çarpık kentleşme gibi kent yaşamında karşılaşılan sorunlara odaklandı. Bu sorunların olmadığı bir İstanbul ile olumlu bir tarzda vaatlerini iletti. Başka bir İstanbul’u mümkün kılan çözüm önerilerine ve partisinin önemine dikkat çekti. Doğru ve temiz siyaset vurgusu ile olumlu bir dilin hakim olduğu bir kampanya örneği oldu.


Mehmet Altınöz:
Ahlaklı belediyecilik

Yeniden Refah'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Altınöz oldu. Altınöz, kampanyası ile ahlaklı belediye vaadi ile geçmiş yönetimlere rant, deprem riski arttıran yapılaşma gibi belediyecilik sorumlulukları konusunda eleştiri getirdiği bir siyasal iletişim kampanyası yürüttü. Millî Görüş anlayışını ve temeli ahlak olan bir yaklaşımla çözüm öneren bir kampanya dilini benimsendi.
Tüm adaylar, geleneksel kitle iletişim araçlarını ve dijital platformları kampanyaları kapsamında kullanma noktasında sınıfı geçti. Ancak tüm partilerin seçim kampanyasına zayıf not aldıkları iki madde bulunuyor:
Sokaklardaki afiş ve pankartlar ile görsel kirlilik,
Seçim araçlarından yayınlanan seçim şarkılarının yol açtığı ses kirliliği.

Dijitalleşen dünyada bu eski kampanya teknikleri yeniden gözden geçirilmeli.
Bu kampanyalar seçmende duygu yaratmak ve kararlarını etkilemek için yapılıyor. Ancak seçim sonucu üzerinde kampanya kadar adayın liderlik becerisi, güvenilirliği, deneyimi, vaatlerin seçmen beklentisiyle uyumu ve yerel seçimin genel seçim iklimi içerisinde geçmesi de etkiye sahip. Haliyle seçim sonucu 1 Nisan günü hep birlikte göreceğiz ve sadece kampanya başarısını değil o zaman liderlerin performansını ve sonucu daha net değerlendirmek mümkün olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *