Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara

Su akar gider deme gitmesin!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Su akar gider deme gitmesin!

Su hayattır diye klişe bir deyim vardır. Hatta öyle ki bu deyim içme suyu markasına reklam sloganı dahi olmuştur. Bu denli vurucu bir klişe tabirin varlığı ise önemiyle ilişkili. Zira su gerçekten de önemli. Çevre için önemli dünya için önemli ama bir de insan sağlığı için önemli. Nihayetinde bir çevre uzmanı değilim ama doktor bir arkadaşımın insan sağlığı açısından suyun önemine ilişkin bana sunduğu bazı anekdotrları sizlerle de paylaşmak istedim...

Su, oksijenden sonra insan yaşamında en önemli yere sahip olan maddedir. Dünya üzerindeki bütün canlıların yaşamını sürdürebilmesi için gerekli iki temel unsur bulunmaktadır; oksijen ve su. Bu bakımdan su, biyolojik yaşamın sürdürülmesini sağlayan temel bir unsur olarak tanımlanabilmektedir.

Yetişkin bir insanın vücut ağırlığının yaklaşık olarak %50-70’ini su oluşturmaktadır. Bu oran, yaşa, kiloya, boy uzunluğuna ve kişinin fiziksel etkinliğinin derecesine bağlı olarak değişim gösterebilmektedir. Ortalama olarak, erkeklerde vücut ağırlığının %60’ını, kadınlarda vücut ağırlığının %50’sini ve çocuklarda vücut ağırlığının %65-75’ini su oluşturmaktadır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte vücuttaki su oranında azalma meydana gelmekte ve aynı doğrultuda yağ oranı artış göstermektedir. Bu bakımdan vücutta meydana gelen yaşlanma etkilerinde de suyun önemi oldukça fazladır.

İnsan vücudu ve su
İnsan vücudunda bulunan kas dokuları, yağ dokularından daha fazla oranda su içermektedir. Vücudumuzda bulunan suyun, 2/3’ü hücrelerin içinde yer almakta, geri kalanı ise damarlarda, dokular arasında, sindirim sisteminde ve vücut boşluklarında bulunmaktadır. Hayati nitelikte pek çok fonksiyona sahip olan vücut sıvılarının (kan, mide salgısı, tükürük, gebelikte oluşan amniyotik sıvı, idrar) büyük kısmını su oluşturmaktadır. Su, besinler ve içecekler yoluyla vücuda alınmakta, alınan su sindirim sisteminde emildikten sonra kana karışmaktadır. Kan dolaşımı ile vücuda dağılan su, kılcal damarlardan çıkarak doku sıvısını oluşturmaktadır. Hücre içerisinde bazı kimyasal tepkimelere katılan su, tekrar hücre dışına çıkarak doku sıvısına dönüşmekte ve dokular yoluyla kan dolaşımına katılmaktadır. Kan dolaşımı aracılığıyla böbreklere gelen suyun büyük bir kısmı idrar olarak vücut dışına atılmaktadır. Bir kısmı ise, deri, solunum ve sindirim sistemi tarafından kullanılarak vücuttan atılmaktadır. Vücutta su tutulumu, vazopressin adı verilen hormon yoluyla sağlanmaktadır. Beyin, hipotalamusta sentezlenen vazopress hormonu ile, vücuttaki su tutulumunu düzenlemektedir. Vücutta suyun azaldığını ve susama hissini oluşturan algılayıcı ve uyarıcı hücreler de vücutta beyin kısmında bulunmaktadır.

Su vücut için çok değerli
Su, beyin, omurilik ve diğer organların dış etkenlerden korunmasını sağlamaktadır.
Ağız, burun ve göz dokularının nemlendirmektedir. -Akciğerdeki hava, vücuttaki su yardımıyla nemlendirilmekte, bu durum solunuma yardımcı olmaktadır.
Su, vücut ısısının dengede tutulmasını sağlamaktadır. -Günlük yeterli su tüketimi, metabolizmayı hızlandırmaktadır.
Besinlerin sindirilmesinde ve enerjiye dönüştürülmesinde su önemli bir yere sahiptir.
Su, atık ve toksik maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olmaktadır.
Kan hacmi ve basıncı, su ile dengelenmektedir. Kanın vücuttaki akışkanlığını su sağlamaktadır.
Su, oksijen ve besin öğelerini hücrelere taşıyarak, hücrelerin fonksiyonlarını sağlıklı şekilde gerçekleştirebilmeleri için gerekli olan katı maddelerin çözünmesini sağlamaktadır.
Kasların dengesi ve eklemlerin kayganlığı su ile sağlanmaktadır.
Vücutta oluşan ödemlerin atılmasında su önemli bir rol oynamaktadır.
Günlük Su Tüketimi ve Vücut Dengesi
Yetişkin bir insanın günlük su ihtiyacı yaklaşık olarak 2500 ml kadardır. Ancak bu miktar, sadece su olarak tüketilmesi gereken ihtiyacı oluşturmaktadır. Çay, kahve, meyve suyu gibi sıvı içeceklerin bazıları vücuttan su atılmasını arttırabileceği için, sadece su tüketiminin gerçekleştirilmesine dikkat edilmesi gerekmektedir.

Vücutta, suyun vücuda alımı ve vücuttan atılması belli bir denge içinde gerçekleştirilmektedir. Temel olarak vücutta bulunan normal sıvı hacmi söz konusudur ve günlük olarak tüketilen suyun, vücuttaki sıvı hacmini koruması gerekmektedir.

Vücutta bulunan sıvı hacminin korunması için, günlük sıvı alımının günlük sıvı kaybına eşit şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir. Vücutta bulunan bu temel sıvı dengesinin bozulması durumunda ise, birtakım rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır.

Vücut için yeterli miktarda ve nitelikte su tüketilmesi durumunda, vücudun ihtiyacı olan iz elementlerinin çoğu karşılanabilmektedir. Bu durum cildin güzelleşmesi ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi olarak vücuda yansımaktadır. Yeterli ve nitelikli su tüketimi yoluyla; soğuk algınlığı, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve mesane kanseri oluşma riski düşmektedir.

Su tüketimi eksikliği nelere yol açar?
Hafif ve Orta Derece Su Eksikliği Bulguları
Ağız ve mukozada kuruluk
Ateş
İdrar çıkışının azalması
Kas güçsüzlüğü
Baş ağrısı ya da bazı durumlarda baş dönmesi
Kısa ve uzun süreli hafızada zayıflık
Algıların zayıflaması
Uyku hali, hafif sersemlik ve yorgunluk
Aritmetik yeteneğin zayıflaması durumu
Taşikardi
Ortostatik hipotansiyon
Göz yaşında azalma
İleri Derecede Su Eksikliği Bulguları
Aşırı susama
Ağız, cilt ve mukozada aşırı kuruma
Hipertermi
Terlemenin azalması
Hipotansiyon
Koyu sarı ya da kehribar rengi idrar gelmesi
İdrarın az gelmesi ya da hiç olmaması
Göz kürelerinde çökme meydana gelmesi
Bilinç kaybı
Sinirlilik
Vücuttaki su dengesinin aşırı derecede bozulması sonucu; konfüzyon, aritmi, deliryum, turgor tonüs azalması gibi durumlara sebep olabilmektedir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *