Ekrem İmamoğlu'na soruşturma açanlara teşekkür ediyorum
İktidar partisi AKP 19 yıl boyunca aralıksız olarak iktidarda kalınca, sanırım bir yorgunluk çöktü üzerine... Zira; tüm refleksleri yorgun bir insanın organizmasının verdiği tepkilere benziyor. AKP'nin yorgunluktan zihninin bulanıklaştığı ve muhakeme yeteneğinin ortadan kalktığı görülüyor.
İçişleri Bakanlığı'na bağlı kurumların anayasaya aykırı "içki satışı yasağı" ve "toplumsal eylemlerde yurttaşların polisin fotoğrafını çekme yasağı" bu zihinsel yorgunluğun en önemli işaretlerinden... Ortalama siyasi akla sahip bir parti, bu denli "otoriter" görüntü veren bir kararı alırken en az beş kez düşünür!
KARARI TEK KİŞİ VERİNCE...
Ancak belli ki; AKP'de beş kez düşünmek yerine "tek bir kişi"nin düşünmesi ve talimat vermesi yetiyor. Bu tip kararların yükünü ise hem iktidar partisinin kadroları hem de Türkiye'nin tamamı çekiyor.
Buna benzer onlarca örnek daha verebilirim. Ancak benim değinmek istediğim esas konu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik son "inceleme" skandalı...
GARİP BİR MEKANİZMA
Konuyu biliyorsunuz; "muhbir vatandaş" İmamoğlu'nun Fatih Sultan Mehmet'in haziresinin bulunduğu alanda "ellerini arkasına atarak yürüdüğü ve Fatih'e saygısızlık ettiği"ni öne sürerek CİMER'e şikayet ediyor.
CİMER de bunu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderiyor. Zaten bu yöntem bile başlı başına anti-demokratik... Cumhurbaşkanlığı'na bağlı bir birim savcılığa bu tür bir ihbarı gönderdiğinde, savcı yaratılan iklim yüzünden kendisini soruşturma açmak zorunda hissediyor. Zira; "ihbar evrakı" Cumhurbaşkanlığı'ndan geliyor.
AKIL SAĞLIĞI
Oysa ki; savcılar kendi haline bırakılsa; savcı, İmamoğlu'na soruşturma açma izni istemek yerine, bu şikayeti yapan kişinin akıl sağlığının yerinde olup olmadığının incelenmesini ister. Ancak savcı da biliyor ki; evrak CİMER'den gelince, "mecburen" dosya açmak gerekiyor.
Sürecin ayrıntılarına çok fazla girmeyeceğim... Çünkü adeta bir saçmalığa dönüşen İmamoğlu'na yönelik soruşturma, AKP'nin artık siyasi aklının işlemediğini gösteriyor.
Güya İmamoğlu'nu sıkıştırmayı hedefleyen bu süreç, şikayet metninde bulunan "HDP'li belediye başkanlarını ziyaret ederek suçluyu övdü" iddiasıyla aslında İstanbul'un başkanına kazandırıyor. İmamoğlu, bu saçma inceleme / soruşturma sürecinde hem seçmenine "İşte böyle engelleniyorum" deme fırsatı yakalıyor; hem de yok sayılan HDP seçmeninin gönlünü yeniden kazanıyor.
MEMNUNUM
Önceki gece KRT'de de söyledim: İmamoğlu'na bu fırsatı verdikleri için hem başkanı şikayet eden hem de soruşturma / inceleme sürecini yürütenlere teşekkür ediyorum.
Ben bu olan bitenden ziyadesiyle memnunum...