Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara

Sabır acıdır meyvesi tatlıdır

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Sabır acıdır meyvesi tatlıdır

Sevgili okurlarım bu hafta bir kader mahkumunun kısaca hayat hikayesine yer vermek istedim köşemde. Bir dostumla oturuyordum iş yerinde bir arkadaşı geldi tanıştık ne iş güç felan derken bir hafta önce ceza evinden tahliye oldu 13 yıl aradan sonra deyince tabi merak edip neden diye sordum.

Trafikte selektör yapma kavgası yüzünden girdiğim cezaevinden 13 yıl sonra tahliye oldum dedi. 2008 senesinde selektör yapma tartışması üzerine başka bir sürücü ile karşılıklı küfürleştik daha sonra ikimizde araçlardan indik. Karşımdaki kişi ince bir sopayla üstüme geldi, ben de keser ile araçtan indim ve o an bir anlık sinirle kafasına vurdum. 8 saat sonra karşı taraf vefat etti dedi.

Kişi vefat edince 13 yıl ceza aldım ailem vardı, işlerim çok iyiydi, arabam, evim herşeyim vardı diye devam etti.

Biz trafikte ölümle sonuçlan bir kavgaya giriştik fakat belki o an ikimiz veya birimiz sırtını dönüp yoluna devam etse kim bilir belki de bir daha aklımıza gelmezdi tartıştığımız.

Akılda yer bile tutmayacak bir mesele için 13 senem dört duvar arasında boşa gitti, ömrüm gitti, o gün o olaydan iki saat önce anaokuluna bıraktığım oğlum şimdi üniversite çağına geldi ve ben onun en güzel zamanlarında en çok yanında olmam gereken zamanlarda bir anlık öfke sebebiyle kapalı duvarlar arasında geçirdim ve yıllarımı boşa heba ettim.

Paraları olmadığı için eşimi ve çocuğumun sefalete mahkum ettim. Şu anda da hala ekonomik çöküntüdeyiz iş de bulamıyorum.

Özgürlüğünüze mal olacak herşeyden uzak durun, bir kötülük görmüş iseniz hukuki yolları tercih edin şu 3 günlük ömrü bir de parmaklık arkasına sığdırmayın. Bırakın hata yapan yapsın sizin dövmenizle trafik kültürü düzelmeyecek ve trafikte her gün adam dövseniz günde 10 tane adam döversiniz belki de ölen taraf siz olursunuz. Trafik de kimseyle kavga etmeyin mesele dayak atmak ya da kavgadan korkmak meselesi değil haklı ve güçlü de olsanız sonu hüsran olabiliyor. Evinizden içeri girdiğinizde evladınıza, annenize, babanıza ve eşinize özgürce sarılmanın verdiği keyif düşünün. Hala yaşıyor olmanın güzelliği trafikte haklı olmaktan çok daha keyiflidir. Allahım görünmez kaza beladan korusun dedi ve noktaladı.

İnanın noktalarken gözleri dolu dolu elleri ve sesi titriyordu.

Demem o ki, öfkenize yenilmenin bir faydası yok bu dünya da her birimiz bir virgül kadar büyüğüz.

Dünya ise kainatta bir nokta kadar ancak var ve hepimize yeter.

Ve unutmayın hiçbir hırs mal mülk ideolojik ve siyasi eylem için kalp kırmaya bile değmez. Dünya 3 günlük gelin bu üç günlük dünyada sevgi tohumları ekelim sevelim sevilelim insan gibi hep birlikte kardeşçe yarınlara umutla bakalım.

Gelin koşalım, hep birlikte yaylalarda oğlak otlansın, atların üstünde beraber cirit oynayalım, halaylar horonlar tepelim, efeler çıksın harmandalı oynasın, çocukların sevinç sesleriyle inlesin her yer. Hüzünler acılar olmasın çocuklar babasız annesiz kalmasın.

Gelinler eşsiz anneler babalar evlatsız kalmasın.

Gelin birlik olalım ezan sesi hep çınlasın kulaklarımızda, selâlar bekleye dursun yaş Kemal’e gelince okunsun.

Geçenlerde benimde başıma geldi. 26 Nisan’da anneme uğradım aracı park ettim. Kontağı kapadım inerken bir servis aracı benim aracıma dönüş esnasında sürterek hasar oluşturdu indim. Arabadan indim elimde keser felan yok tabi.

Olgun bir şekilde daha dikkatli olsaydın keşke dedim foto felan çektik rapor olmadığı için sözleştik. 27 Nisan günü dernek merkezine davet ettim geldi. Rapor yazdık felan size bir şey sormak istiyorum abi dedi buyur gardaş dedim, yaşlarımız aynı hemen hemen aracına çarptım ve suçluydum neden tepki göstermedin dedi. Nasıl böyle soğuk kanlı ve mütevazi durabildin merak ediyorum dedi.

Bende ne yapmam lazım sence diye sordum.

Ve şunları söyledi ben daha önce 3 kez haklı veya haksız kazalara karıştım 1. Kazamda suçum olmadığı halde dayak yedim, 2. Kazadan 3 kişiden dayak yedim suçluydum, 3. kazam otobanda yol verme kazasıydı. Arabadan 7 kişi indi gözümü hastanede açtım dedi.

Tabi tebessüm ettim ama sonuç olarakta davranış hiçte hoş değildi şunu unutma dedim gelen mala gelsin canımız sağolsun dedim.

En büyük kabadayılık efendiliktir, iletişim yoluyla konuşmaktır.

Hoş olmayan bir tavır göstermediğimden dolayı teşekkür etti raporlar tutuldu ve ayrıldı belki de bir daha görüşmeyeceğiz.

Demem o dur ki fındık kabuğunu doldurmayan konulardan telafisi mümkün olan basit sorunlardan kaçın.

Ne demiş büyükler bazen kapınıza gelen belayı paranızla satın alın, def edin kelimeyi şehadet getirin öfkeniz diner.

Kalın selametle.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *