Artan yem fiyatları ve ithal yem maliyetleri, özellikle küçük aile işletmelerini çıkmaza sürüklediğini TÜİK verilerine göre çiğ süt üretiminde artış yaşanmasına rağmen sanayicilerin düşük fiyat politikaları ve süt tozu ithalatı, üreticinin sıkıntılarını artırdığını söyledi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, artan yem fiyatları ile ahırların boşaldığını, küçük işletmelerin hayvancılığı sürdüremediğini, iklim değişikliği ile süt krizinin Ağustos ayında ortaya çıkmasının olası olduğunu söyledi.
SÜT PİYASASINDAKİ BELİRSİZLİK VE YEM FİYATLARI BESİCİLERİ ZORLUYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt piyasasındaki belirsizliklerin ve kırılganlıkların besicileri ciddi şekilde olumsuz etkilediğini ifade etti. Ömer Fethi Gürer, “Bahar aylarından bu yana süt piyasasında yaşanan belirsizlikler, besicilerin yaşamını zorlaştırıyor.” dedi. Son ekonomik krizle birlikte tüketim ve alışveriş alışkanlıklarının değişmesinin, üretimde talep daralmasına yol açtığını belirten Gürer, “Bu daralma, sanayicilerin süt alımlarında fiyat kırma girişimlerine neden oluyor. Sanayiciler, iç pazardaki daralmanın yanı sıra turizmde de beklenen satış rakamlarını yakalayamadıkları için bu durumun bedelini besicilere ödetmeye çalışıyorlar.” diye konuştu.
Gürer, yem fiyatlarındaki artışın da üreticileri zor durumda bıraktığını vurguladı ve “İthal yem fiyatları sürekli zamlanıyor ve bu durum üreticileri büyük bir sıkıntıya sokuyor. 50 kg süt yeminin fiyatı 600 TL’yi geçti.” dedi. Küçük aile tipi işletmelerin kendi yemini üretmemesi durumunda, üreticilerin ayakta kalma olasılığının giderek düştüğünü belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer,“Arpada %3’lük bir artış yaşanmış olsa da benzer yem ürünlerindeki fiyat artışları besicilerin aleyhine gelişmeye devam ediyor.” şeklinde konuştu.
SÜT PAZARINDA BELİRSİZLİKLER VE KRİZ RİSKİ ARTIYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizdeki süt üretimindeki sorunlara ve çiğ süt piyasasındaki belirsizliklere dikkat çekerek, “Çiğ süt genel olarak %90 inek, %8 koyun, %1 keçi ve çok düşük oranda manda sütü olarak elde edilmektedir. Ancak, süt ineklerinin 2020 yılında kesime gitmesi nedeniyle süt üretiminde ciddi düşüşler yaşandı. 2020 yılında ticari süt işletmelerinde 944 bin ton inek sütü toplanırken, bu yıl aynı dönemde 1 milyon 14 bin 789 ton inek sütü toplandı. Ancak bu artışın sürdürülebilirliği konusunda ciddi endişeler var.” dedi.
Süt piyasasında yaşanan mevsimsel artışın ardından sanayicilerin mevcut sütleri kalite, katkı maddesi, koku ve tat gibi nedenlerle almaktan kaçındığını söyledi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Sanayiciler, mevsimsel süt artışını bahane ederek fiyatları olabildiğince düşük tutuyor ve üreticiden doğrudan ürün almayı daraltıyor. Bunun yerine, aracı süt müteahhitleri aracılığıyla ucuza süt almayı tercih ediyorlar.” şeklinde konuştu.
Ayrıca, çiğ süt üretimindeki artışın Temmuz ayından sonra düşmesinin olası olduğunu vurgulayan Gürer, “Hava sıcaklıkları, hayvanların süt verimini doğrudan etkiliyor. Bu nedenle Ağustos ayında bir süt krizi yaşanma ihtimali oldukça yüksek. İklim değişiklikleri ve aşırı sıcaklar, hayvanlarda verim kaybına neden oluyor ve ülkemizdeki ahırların çoğu hayvan refahını sağlama konusunda yetersiz. Bu durum, Ağustos ayında sütte önemli bir düşüş yaşanmasına yol açabilir.” dedi. Gürer, yetkililere bu sorunlara yönelik çözümler üretme çağrısında bulundu.
ÜRETİCİLER SIKINTIDA
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “21 Ocak’ta çiğ süt tavsiye fiyatı litresi 11.50 kuruş iken, Mayıs ayında 14.65 kuruşa yükseltildi. Ancak, Niğde bölgesinde bu fiyat halen 12.30 kuruş olarak uygulanıyor,” dedi. Ayrıca, “1 Mayıs 2024 itibariyle geçerli olan süt alım fiyatı iki aydır uygulanmadığı gibi, uygulanmasına yönelik bir belirsizlik de sürmektedir.” diye konuştu.
Gürer, çiğ süt stoklayamayan küçük işletmelerin hemen sütünü satmak zorunda kaldığını ve bu durumun üreticileri nasıl zora soktuğunu belirterek, “Küçük işletmeler ürünlerini aracılara düşük fiyatlarla vermek zorunda kalıyor. Yem fiyatlarındaki sürekli artış, bu durumun üzerine eklenince üreticiler büyük sıkıntı yaşıyor.” şeklinde konuştu. Ayrıca, Niğde gibi bazı bölgelerde Ulusal Süt Konseyi tavsiye fiyatlarının enflasyonun altında belirlendiğini belirtti ve “Bu durum, küçük aile tipi işletmelerin sağım sonrası hemen sütü satmak zorunda kalmasına neden oluyor.” dedi.
Çiğ süt üretiminin bu yıl %17 oranında bir artış gösterdiğini, ancak tarımsal girdilerde TÜİK verilerine göre %54 oranında bir artış yaşandığını belirten Gürer, “Enflasyon karşısında süt üreticisi ciddi şekilde mağdur durumdadır.” diye konuştu.
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYATLARI ARTIYOR, İTHALAT VE İHRACAT SORUNLARI DERİNLEŞİYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Rafta işlenmiş süt litresi 33-45 lira aralığında satışa sunulurken, peynir fiyatları kilosu 400 TL’ye, kaşar peyniri ise 700 lirayı bulmuş durumda. Markalara göre ürün fiyatları ise değişiklik göstermektedir.” dedi. Ayrıca, “İthal tereyağı özellikle İran’dan getirildiği söyleniyor. 2023 yılında TÜİK verilerine göre 6 bin 384 ton ithalat yapıldı ve 35 milyon 325 bin dolar yurt dışına ödendi. Bu yılın ilk beş ayında ise 3 bin 129 ton ithalat karşılığında 16 milyon 953 bin TL ödendi.” diye ekledi.
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, peynir ithalatına da dikkat çekti. “TÜİK verilerine göre, 1.888 ton peynir ithal edilip, 11 milyon 844 bin dolar yurt dışına ödendi. Ayrıca, sütsüz peynirden kaymağa, taklit ve tağşiş varlığı da sorunun oluşumuna neden olmaktadır.” şeklinde konuştu. Sanayicilerin elinde bulunan süt tozunu ihraç edemediği için süt alımı yapmadığını belirten Gürer, “Sanayiciler, bahanelere sığınarak süt alımını kısıtlamaktadır. Üreticiler, fiyatlarda istikrar oluşması için yurt dışına ihracat yapılmasının gerekli olduğunu dile getiriyor. Özellikle çiğ süt referans fiyatı altında kalan bölgelerde bu uygulamanın fayda sağlayacağı ifade ediliyor.” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt tozu ithalatına ilişkin verileri paylaşarak, “2023 yılında ülkemize 687 ton süt tozu ithal edilip 2 milyon 669 bin dolar ödendi. Ancak, 2024 yılının ilk beş ayında ithal süt tozu miktarı 340 ton oldu ve 952 bin dolar yurt dışına ödendi. Bir yanda ithalat lobisi, diğer yanda ihracat lobisi arasında küçük aile tipi işletmeler ezilmektedir.” şeklinde konuştu
GÜRER, “SİYASİ İKTİDARIN HAYVANCILIK POLİTİKALARI SORUNLU”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgeyi gezdiğinde küçük aile tipi işletmelerde yaşanan ciddi sorunları yerinde tespit ettiğini açıkladı. Gürer, “Küçük aile tipi işletmelerin çoğunda ahırların boşaldığını ve çiftçilik yapmayanların hayvancılığı sürdüremediğini gözlemledim. Besicilik ve süt inekçiliği yapan üreticilerle yaptığım görüşmelerde, orta ölçekli işletmeler dışında sorunun derinleştiğini ve ilerleyen dönemde daha da artacağını bizzat üreticilerden dinledim.” dedi.
Gürer, süt tozu ithalatının acilen durdurulması gerektiğini belirterek, “Tereyağı ve peynir üreticilerini koruyacak, aynı zamanda sanayiciyi de zor durumda bırakmayacak politikalar geliştirilmelidir. Hayvan refahını sağlayacak yatırımlara ağırlık verilmeli ve özellikle önümüzdeki dönemde sütte oluşacak düşüş göz önünde bulundurularak gerekli önlemler alınmalıdır.” şeklinde konuştu. Ayrıca, piyasada arz-talep dengesinde bir sorun yaşanabileceğine dikkat çekerek, “Süt arzı düşerse, peynir, kaşar, yoğurt ve raflardaki sütün fiyatı artacaktır. Şu anda bazı bölgelerde, litresi 40 liradan ambalajlı süt satışı yapılmaktadır.” dedi.
CHP’li Gürer, “Günlük politikalarla süreç sürdürülüyor ve bu politikaların en büyük sorunu, besicilerin ve süt inekçiliği yapanların sorunlarına çözüm getirilmemesi. Bu durum, hayvanların kesime gitmesine neden oluyor. İthal hayvanlarla kısmi bir rahatlama sağlanmış gibi görünse de yem fiyatlarındaki artış devam ederse ve çiğ süt fiyatı enflasyona karşı korunamazsa, sıkıntılar daha da artacaktır.” diye ekledi. Gürer, bu durumu başta Tarım ve Orman Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı olmak üzere yetkili makamların duyması gerektiğini belirtti.
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çözüm üretilmemesi durumunda ithalatın devam edeceğini, raftaki peynir, süt, yoğurt ve tereyağı fiyatlarının artacağını, üreticinin sıkıntıya düşeceğini ve tüketicinin pahalı ürün almaya devam edeceğini ifade ederek, “Bu dengeyi sağlamak ve politika olarak düzenlemek, siyasi iktidarın sorumluluğu ve görevidir.” dedi.