Filler ve akrepler
Fil filliğini akrep akrepliğini yapmaya devam edecek.
Karar sizin, fil olmak veya akrep olmak.
Çoğunuz bilirsiniz bu hikayeyi.
Hani, bir fil ile akrep, nehir kenarında karşılaşır.
İkisinin de nehrin karşısına geçmesi gerekmektedir.
Akrep, ‘ben suya girersem boğulurum, senin sırtına çıkayım, böylece boğulmadan karşıya geçebilirim’ der.
Fil ise akrebe güvenmez, ‘seni sırtıma alırsam sen beni sokarsın, sana güvenmem’ der.
Akrep; ‘olur mu öyle şey, eğer seni sokarsam ikimiz de boğulur ölürüz. Sana söz veriyorum sokmayacağım’ diye yanıt verir.
Akrebin bu sözlerine güvenen fil, teklifi kabul eder. Akrep, filin sırtına çıkar ve birlikte nehrin içinde yürümeye başlarlar.
Tam nehrin ortasına geldikleri anda, akrep sözünü tutmayıp fili sokar.
Fil, ‘hani söz vermiştin, sokmayacaktın’ diye feryat eder.
Akrep, ‘tamam söz verdim, ama tutamadım, bu benim doğamda var, huyum kurusun’ yanıtını verir.”
Siyasi akrepler!
Çoğu zaman yaptıklarımız ellerimizde olmasa da aslında niyet önemlidir.
Fil olmak veya karar olmak.
Kime neye niyetlenirse o olur
Siyasette de böyledir.
Kimi ömür boyu fil olarak siyasi hayatını sürdürür.
Sırtında sürekli akrep taşır.
İşi görüldükten sonra siyasi akrepler ilk önce kendisini zirveye taşıyan siyasileri hedef alır.
Çünkü kural budur ve böyle devam etmezse onu da bir sokan çıkacaktır.
Çevrenize bir bakın!
Bu özellikteki siyasileri çevrenize kısa bir bakış yaptığınızda görmeniz mümkündür.
Filler ve akrepler.
Kural kaide bundan ibarettir.
Birileri sırtında taşıyacak birileri hedefe ulaştıktan sonra kendisini taşıyanları saf dışı bırakacak.
Mesela bu günlerde önce belediye başkan aday belirlenme yöntemlerinde bunları yaşadık.
Şimdi sıra belediye meclis üye listesi yapmakta.
Adamın hayali sadece sıradan bir belediye meclis üyesi olmak.
Yıllarca kimleri sırtında taşımadı ki.
Kimlere neler yapmadı ki.
Ne bedelleri ödedi, ne dertler çekti.
Ancak gelin görün ki; işte o siyasi akreplerin huyu sayesinde bu yaptıklarının karşılığını almaları mucize.
Böyle gelmiş böyle gitmemeli!
Peki ne yapmak lazım.
Çok basit aslında. Ne fil olmak lazım ne de akrep.
Ne birilerini sırtınızda taşımak gerek ne de birilerinin sırtına binmek.
Yani ne kendinizi kullandırmaya izin vermemelisiniz ne de bir başkasını kullanmayı tercih etmemelisiniz.
Sadece ve sadece işinizi yaparak, doğru, dürüst, ailesine, çevresine, vatanına, milletine faydalı bir birey olarak yaşamınızı sürdürmelisiniz.
Gerisi mi?
Zaten bu başarıyı sağladığınızda varsın bütün siyasi koltuklar diğerlerinin olsun.
Varsın belediye başkanlıkları da meclis üyelikleri de milletvekillikleri de sizin olmasın.
Siz eğer doğru dürüst bir iş sahibiyseniz.
Ailenize, çevrenize, doğaya, insanlığa, vatana, millete yardımcı olacak seviyedeyseniz zaten zirveye çıkmışsınız demektir.
İşte bu şekilde devam edersek yaşamaya ve bu şekilde devam edenler çoğalırsa inanın bana o zamanlar siyasi akrepler çevrelerinde sokacak ne filler bulurlar ne de öküzler.
Bir süre sonra bütün akrepler kendi kendilerini sokmaya başlarlar.
İşte o zaman yaşam sizi zaten dilediğiniz noktaya getirir.