Hande Erçel'in 200 bin TL'lik elbisesi
Ünlü oyuncu Hande Erçel, geçtiğimiz günlerde New York’ta düzenlenen Amerikan Türk Topluluğu Galası’na katılarak yine adından söz ettirmeyi başardı. Gece boyunca göz kamaştıran Erçel’in sadece zarafeti değil, giydiği elbisenin fiyatı da dikkat çekti: Tam 200 bin TL! Hande hanım, “Ben böyle özel bir geceye sıradan bir kıyafetle gelmem” dercesine, kendine yakışanı yaptı. Pahalı elbisesiyle kırmızı halıda yürürken, “Kıyafet bu kadar pahalıysa, taşıması da o kadar güzel olmalı!” esprilerini de beraberinde getirdi.
Amerikan Türk Topluluğu Galası, Türk televizyon ve sinema dünyasının en prestijli isimlerini bir araya getirirken, Hande Erçel gibi ünlü isimler sayesinde gecenin ihtişamı daha da arttı. Galada, ünlü oyuncular Halit Ergenç, Serenay Sarıkaya ve Hande Erçel’in yanı sıra yapımcılar Kerem Çatay, Timur Savcı ve Onur Güvenatam da yer aldı. Bu görkemli buluşmanın ev sahipliğini üstlenen iş insanı Suzan Sabancı, Türk film ve televizyon endüstrisinin uluslararası başarılarını kutladı ve geceyi çok özel bir organizasyonla taçlandırdı.
Gecede sadece ödül almakla kalmayan Hande Erçel, zarafeti ve dikkat çekici tarzıyla Amerikan basınının da ilgisini çekti. Ödülünü alırken tüm gözler üzerindeydi, ancak en çok konuşulan detay elbisesinin fiyatı oldu. Kırmızı halıda adeta bir moda ikonuna dönüşen Erçel, hayranları ve magazin dünyası için yine unutulmaz bir görüntü sundu.
New York seyahatinde yalnız da değildi! Bir süredir Hakan Sabancı ile yaşadığı aşkla gündemde olan güzel oyuncu, gala sonrası sevgilisiyle romantik anlar yaşadı. İkili, New York sokaklarında keyifli bir akşam geçirirken, beraber bir basketbol maçını izlemeyi de ihmal etmedi. Maç boyunca Hakan Sabancı’nın elini bir an bile bırakmayan Erçel, adeta “Aşkımız burada da tam gaz devam ediyor!” mesajı verdi. Çiftin bu samimi halleri de gözlerden kaçmadı.
Bu 200 bin TL’lik elbiseyle Hande Erçel, hem kırmızı halıda hem de New York sokaklarında ışık saçmaya devam etti. Öyle ki, sadece ödül almakla kalmayıp aşk dolu anlarıyla da gündeme gelen Erçel’in, “Ben bu elbiseyi bir daha nerede giyeceğim?” sorusu akıllara takılsa da, ünlü oyuncu için önemli olan geceyi unutulmaz kılmaktı.
KADINA ŞİDDETE KARŞI BİRLİK OLUN!
Günümüzde toplumun içinden geçtiği karanlık süreç, her geçen gün daha da görünür hale geliyor. Geçmişte duyarlı isimler tarafından dile getirilen uyarıların doğruluğu bugün daha açık şekilde ortaya çıkarken, kadınlara ve çocuklara yönelik artan şiddet olayları, ülkemizin ve dünyanın yüzleşmesi gereken en acil meselelerden biri olarak karşımızda duruyor.
Ünlü oyuncu Oya Başar, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada kadınlara karşı şiddetin giderek artan boyutlarına dikkat çekti. Başar, “İnanır mısınız, bakamıyorum, utanıyorum. İnsanlığımdan şüphe etmeye başladım. Biz ne hale geldik, nasıl bir toplum olduk?” ifadeleriyle duyduğu derin üzüntüyü dile getirdi. Toplumdaki değerlerin hızla yozlaştığına ve adeta insanlığımızı sorgular hale geldiğimize işaret eden Başar, 35 yıl önce söylediklerinin bugün gerçekleşmiş olduğunu üzüntüyle belirtti.
Konuşmasında, kadına yönelik şiddetin engellenmesinde erkeklerin desteğine duyulan ihtiyacı vurgulayan Başar, “Kadınları yetiştirenler de kadınlardır. Annesine sevgi duyan bir erkek, başka bir kadına şiddet uygulayamaz. Erkeklerin kadınlara yapılan bu kötülüklere ses çıkarması şart. Bizden çok onların seslerini yükseltmeleri gerek ki hep birlikte bu kötülüğe karşı duralım” dedi. Gerçekten de, toplumun temeli olan ailede kadınların rolü büyüktür; ancak bu rol, yalnızca kadınlar için değil, tüm toplum için önem arz etmektedir.
Bu noktada, toplumun önde gelen diğer isimlerinin de sessiz kalmaması gerektiğine değinen Başar, sözlerine Tarkan’ın duyarlılığını örnek göstererek devam etti. Uzun zamandır birçok kesimin kadına şiddetle ilgili uyarılarını dikkate almayan kesimlerin, “Erkekler, bu yapılanlar sizleri de yansıtıyor. Ayağa kalkın ve kadına şiddeti durdurun” çağrısına kulak vermeleri gerektiğini ifade etti.
Kadın, sadece bir birey değil; anne, kız kardeş, evlat, yuva demektir. Bir toplumun ayakta kalması, varlığını sürdürmesi için kadına duyulan saygının önemi tartışılmaz. Kadına yönelik bu acımasız şiddet olaylarının yanında, bebeklerin dahi para karşılığı zarar görebilmesi akılları durduruyor. Geçmişte sadece hayvanlara yapılan şiddete tepki gösterirken, şimdi bebeklere zarar verilmesi toplumda bir “akıl tutulması” yaratıyor.
Napolyon’un “Para, para, para” sözü, bir zamanlar savaş koşullarında hayatta kalmanın bir gereği olarak dillendirilmiş olsa da, günümüz koşullarında bazı insanlar bu sözü bambaşka bir anlamda, ne yazık ki sadece lüks yaşamlarını sürdürmek için kullanıyor. Oya Başar’ın da belirttiği gibi, “Napolyon, ayakta kalmak için paraya ihtiyaç duymuş olabilir, fakat bugün insanlar alem yapmak için masumları bile gözden çıkarabiliyor.”
Toplum olarak bu yozlaşmış değerlere karşı sessiz kalmamak, birlik içinde bu gidişatı durdurmak zorundayız. Kadınların ve çocukların korunması, bir toplumun en temel sorumluluğudur. Erkeklerin bu konuda daha aktif rol alarak, kadınların yanında durması; şiddete, kötülüğe ve umursamazlığa karşı güçlü bir duruş sergilemesi, insanlığımızın geleceği için elzemdir.