Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
10°
Ara

Acun Ilıcalı hangi mahkemeyi kaybetti?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Acun Ilıcalı hangi mahkemeyi kaybetti?

Müzik dünyası son zamanlarda Acun Ilıcalı’ya karşı çok ciddi bir telif savaşı başlattı. “O Ses Türkiye” adlı yarışma programında kullanılan şarkıların telifinin ödenmemesi ile ilgili tsunami gibi bir tepki oluştu. Pek çok sanatçı şarkılarının “O Ses Türkiye” adlı yarışmada kullanılmasına tepki göstererek mahkemeye başvurdu. Hemen hemen hepsi de bu konuda verdiği hukuki mücadeleyi kazandı.

Bunlardan biri de bestesi Orhan Akdeniz’e ait olan “Taht Kurmuşsun Kalbime” adlı eserle ilgili. Bu şarkının teliflerini koruyan Too Production adlı edisyon şirketi mahkemeye başvurdu ve şarkının “O Ses Türkiye” adlı yarışma kullanılması nedeniyle Acun’u mahkemeye verdi. Mahkeme geçtiğimiz sonuçlandı ve verilen kararda mahkemeye başvuran sanatçı haklı bulunarak Acun’a telif cezası verildi.

9 kez izinsiz kullanılmış

Edisyon firmasının avukatı “Müvekkil Orhan Akdeniz’in bestecisi olduğu “Taht Kurmuşsun Kalbime” adlı ölümsüz eserin tespitimizce 9 defa farklı yarışmacılar tarafından izinsiz olarak Davalı Acun Medya’nın yapımcısı olduğu “O Ses Türkiye” adlı televizyon programında seslendirilmesi neticesinde açtığımız davada ilk derece mahkemesi taleplerimizi kabul etti ve Davalı tarafın maddi ve manevi tazminat ödemesine hükmetti.” açıklamasını yaparak hukuki süreçlerinde haklı olduklarını söyledi. “Taht Kurmuşsun Kalbime” adlı şarkının teliflerini koruyan Too Production şirketi de çok manidar bir açıklama yaparak olayı şöyle özetledi: “Müzik programı yapacaksın, söz ve bestekardan izin almadan eserini okutturacaksın. Sonra bin TL eser başına adama para teklif edeceksin. Bir açık bulmuşlar onun üzerinden eser sahiplerini sömürmeye devam ediyorlar. Normal şartlarda en az 15 - 20 bin TL verip alacakları izinleri, izinsiz kullanım yapıp sonrasında komik paralara konuyu kapatmaya çalışıyorlar. Programı müzik üzerine yapıp müziğe para ödemiyorlar.” 

Müzisyenler haklı 

Bu konuda müzisyenler haklı. Özellikle televizyon kanallarının müzik programları hazırlayıp müzikleri diledikleri gibi kullanıyorlar. Bir TV kanalının müziğin ön planda olduğu bir programdan milyonlar kazanması hiç etik ve adil değil. “O Ses Türkiye” programı bunun tipik bir örneği. Programın ana teması müzik. Müzik olmasa o program da olmayacak ama Acun parayı eser sahiplerine vermeyi değil yarışmadaki jürilere vermeyi tercih etti. Üç dört yıl önce Beyaz’a haftalık 90 bin, Hadise ve Murat Boz’a yüz küsür bin lira para veren Acun keşke arkadaşlarına bu paralardan onar bin lira eksik verseydi de eser sahiplerine telif verseydi. 

BU EKOL TV EKOL OLUR 

Kanal kurulurken çok spekülasyonla kuruldu. Kanalın sahipliği ile ilgili bir sürü dedikodu yapıldı. Bunlardan biri de bu televizyon kanalını, televizyon kanallarında sık sık karşımıza çıkan hukukçu Ersan Şen’in kuracağı ile ilgiliydi. Ekol TV ile ilgili değişik değişik iddialarda bulunuldu. Bir nevi bir karalama kampanyasına maruz kaldı kanal daha kurulmadan. Bu iddialar her ne kadar kanalı daha kurulmadan biraz imaj olarak olumsuz etkilese de kanal kurulur kurulmaz kalitesini göstermeyi başardı.

Ekol TV yayına başladıktan sonra benim de ilgimi çekmeye başladı. Aslında yeni bir kanalının onlarca haber kanalı ve tematik kanal arasında sıyrılabilmesi çok zordur. Ekol TV önce başarılı TV yüzlerini transfer etti daha sonra da popüler programcıları ve programları kadrosuna kattı. En büyük transferi bence Erman Toroğlu oldu. A Spor’da yorumculuk yapan Erman Toroğlu’nu transfer etmek kolay iş değil. Kanal bunu yaparak sporda iddialı olduğu gösterdi. Ben Erman Toroğlu’nun Onur Yıldız ile beraber hazırladığı “Ekol Futbol” programını Süper Lig maçlarından sonra zevkle izliyorum. Kanalın futbol için yaptığı bir diğer atılım da Sergen Yalçın oldu. Beşiktaş’ın efsane ismi Sergen’i de ekibine katan kanal Armağan Çağlayan ve Candaş Tolga’yı da ekibine kattı ve “ben işte varım” dedi.

Çevremden de çok kişi bana Ekol TV’den bahsetmeye başlayınca bu kanalı beğenen kişi sayısının çok olduğunu anladım. Kanal sosyal medya hesaplarında kısa video kullanımına özen gösteriyor bu da onu farklı kılan bir diğer özellik. Benim ilk kurulduğu andan itibaren dikkatimi çeken bir diğer şey de kanalın kullandığı renkler ve görüntü kalitesi. Mavi odaklı bir renk paydasında grafikler hazırlayan kanalın teknik ekibini de tebrik etmek lazım. 

Bu yazıyı yazmadan önce TİAK’ın reyting raporlarına da baktım kanal 10 Eylül’de ölçümlenmeye başlamış ve daha ilk yirmi günde kendisini reytinglerde göstermiş. Kanal şu an bile KRT, Flash TV gibi kanalları reytinglerde geçti. Yaklaşık beş yıl önce iddialı bütçelerle kurulan ve en az on televizyon kanalı parası harcanan TV100’ün de iddiasını kenara attı. Şimdi kanal üst sıralara çıkma mücadelesinde. Bu hızla giderse bir sene içinde Ekol TV iddialı beş altı haber kanalı arasına girer. Bu çizgisini aynı şekilde devam ettirse bu kanal ekol olur. Ben bu kaliteli kanalı beğeniyorum sizin de bir göz atmanızı tavsiye ediyorum.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *