Belediyeleri bu hale getiren kim!
YAYINLAMA:
| GÜNCELLEME:
12-18 Ekim tarihleri arasında kutlanan ‘Avrupa Yerel Demokrasi Haftası’ kapsamında, 60 yıldır Yerel Yönetim üzerine çalışma yapan Prof. Dr. Ruşen Keleş’in konuşmacı olarak katıldığı programda konuşmuş Akgün.
Burada; “Belediyelerin yetkilerinin artığı günden bu yana, artan kanunlar karşısında belediyelerin gelirini arttıran bir kanun çıkmadığından dolayı belediyeler artık can çekişiyor duruma gelmiştir. Türk Belediyeciliği iflasın eşiğine gelmiştir. Ben Türkiye Belediyeler Birliği yönetim kurulu üyesi olarak ve en önemlisi 40 yıllık bu iş içinde olan Hasan Akgün olarak bunu en iyi bilen ve en iyi yaşayanlardan bir tanesiyim. Bu yüzden iflasın eşiğine gelmiş belediyelerin tekrar ayağa kalkıp halka hizmet eder hale gelmesi için seçimlerden sonra oluşan hükümetin kapısında ısrarla bu kanunun takipçisi olmaya devam edeceğiz” demiş.
*
Peki hemen soralım o zaman.
Belediyeleri veya belediyeciliği bu hale getirenler kimler.
Hadi 12 yıldır AKP iktidarı bunları yaptı.
Ya ANAP iktidarı zamanında ANAP'lı beleidyelerin ve ANAP'lı belediye başkanlarının yaptıklarına ne demeli.
Daha dün gibi hatırlıyorum. Zamanın Yakuplu Belediye Başkanı Cemal Kahraman (şimdilerde kaymakamlığın olduğu bina) belediyenin yıllık bütçesinden daha yüksek bir rakama gösterişli bir bina yapmıştı da o zaman ciddi gazetecilik yapan Sabah gazetesinin İstanbul eki (Erdal Bilalılar'ın yönettiği gazete) bu binayı manşet yapmıştı.
*
Ne oldu bina.
O kadar para nereye gitti.
Sadece ve sadece beton yığınına demir yığınına bir kaç tane de yandaş müteahhit firmaların cebine gitti.
*
Tıpkı bugün yapımı devam eden ama bir türlü tamamlan(a)mayan Büyükçekmece Belediyesi’nin çakma projeli binası gibi.
Tıpkı bugün Beylikdüzü'nün her tarafını beton yığınına getiren saçma sapan AVM'ler ve binalar gibi.
Tıpkı Tepecik'te yapılan abur cubur belediye binası gibi.
Tıpkı Celaliye'de, Kamiloba'da, Kumburgaz'da yapılan beton yığınları gibi.
*
Neymiş beyefendiler saraylarda oluracaklar.
Neymiş sayın belediye başkanlarımızın yüksek yüksek katlı makamları, ofisleri, süslü püslü binaları olacakmış.
Hani bugün kaçak saray diye Cumhurbaşkanlığı sarayına laf sayıyoruz ya.
Düşünün sizler bir belediye başkanı olarak belli başlı yetkileriniz ile saraylar yapmaya kalkıyorsunuz.
Partilileriniz o saraylara çakarak siyaset yapıp iktidara gelmeye çalışıyor.
Ya sizlere ne demeli?
*
Sevgili Akgün açıklamanızda; 40 yıllık bu iş içinde olan Hasan Akgün olarak bunu en iyi bilen ve en iyi yaşayanlardan bir tanesiyim. Bu yüzden iflasın eşiğine gelmiş belediyelerin tekrar ayağa kalkıp halka hizmet eder hale gelmesi için seçimlerden sonra oluşan hükümetin kapısında ısrarla bu kanunun takipçisi olmaya devam edeceğiz..., demişsiniz ya.
İyi de be 40 yıldır başkanı ve yöneticisi olduğunuz Büyükçekmece Belediyesi'nin bu hale gelmesi için neden bir adım atmadınız.
Neden belediyeye gelir getirici bir çalışmalar yapmadınız.
Hizmetler yapmadınız.
*
Sattınız arsaları tarlaları yediniz içtiniz.
Yandaşlarınızı ihya ettiniz.
Her sene yapılan bordür taşları değişimi ihaleleri ile yeni yeni müteahhitler, yeni yeni iş adamları yarattınız.
Yarınları değil günü kurtarır işler yaptınız.
Büyükçekmece'yi ve Büyükçekmecelileri değil, kendinizi ve size yakınları düşünür planlar yaptınız.
Adımlar attınız.
Sonuçta olacağı buydu ve belediyeler bu hale geldi.
*
Şimdi kenarda köşede bir kaç arsa tarla kaldı.
Yeşil alan kaldı, gözünüzü onlara diktiniz.
Halkla kavgalara başladınız.
Düşünsenize dedenizden kalan bir şirket var ve siz her sene bu şirketin dededen kalan mallarını satarak o şirketi yönetiyorsunuz.
Üretmeseniz, çalışmasanız, geleceğe yönelik planlar yapmasanız, şirketi kara geçirmeseniz o şirketin yaşaması mümkün mü?
Tabi ki değil.
Bugün yönettiğiniz belediyeler aynı noktada.
Belediyeler; yönetici mantığı ile değil, menfaatleneci ve yandaşı besleyici mantığı ile yönetildiği sürece olacağı bu!
*
Dolayısıyla; Türk belediyeciliğinin iflasın eşiğine gelmeinde sadece iktidarın suçu yok.
Beceriksiz, basiretsiz, yönettiği belediyeden çok kendisini ve yandaşını düşünen belediye başkanalrının da büyük suçu var.
Aksini söyleyen ve kendince bu tesbitlerime bahane bulanlar başka kapıya lütfen!
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *