Kasetin çıkmış!
1970’lerin ortalarından sonra yaygınlaşan kasetler, plaklara göre daha ekonomik ve kullanışlıydı.
1963 yılında Phillips tarafından üretilen kaset formatının yaygınlaşması, ancak, otomobillerde kaset çalarların kullanılmaya başlanması ve Sony’nin 70’li yılların sonlarında Walkman gibi etkin bir ürünü piyasaya sunmasıyla mümkün oldu. 1980’li yıllar, kasetlerin Türkiye’ye de damga vurduğu yıllardı.
Yavaş yavaş plağın piyasadan çekilmesiyle, hemen hemen 90’lara kadar kaset rakipsiz bir ürün olarak müzik dünyasındaki hakimiyetini sürdürdü.
Daha sonra sırası ile önce CD üretildi.
Ardından internetin yaygınlaşması ile CD de mp3 formatına yenik düştü.
Bugün CD satışları devam ediyorsa da eski günlerinden eser yok.
*
Derken artık dün ‘kaset çıkmış’ lafından anladığımız o yeni bir müzik kaseti de tarih sayfalarında yerini almış.
Kasetin çıkmış lafının anlamı; gizli çekim, montaj türü, habersiz çekim yapılan bir kasetin ortalarda dolanıyor şeklinde lugatlarda yerini alıyordu.
Ahmet Kaya’nın ilk kaseti çıktığında İzmir’deydim.
1987 yıllarıydı ve sanırım Ahmet Kaya cezaevinden seslenmişti hayranlarına.
İbrahim Tatlıses ‘ayağında kundura’ adı ile ilk kasetini piyasaya sürmüştü.
Aslında 70'li yıllarda plaktan yavaş yavaş kasetli günlere dönüşümüz, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında hız kazandı.
*
60’larda plaklar, 70 ve 80’lerde kasetler, 90’larda cd, 2000’li yıllarda internet formatlı mp3 çalarlar ve son yıllarda ise patlak veren siyasi içerikli kasetler.
Gizli çekimli kasetler.
Kumpaslar.
Özel yaşamın ele alındığı çoğunlukla erotik içerikli kasetler.
Rüşvet pazarlıkları.
Tehdit şantaj içerikli kasetler.
*
Çok can yaktı bu kasetler.
Galiba ilk sırayı Deniz Baykal’ın meşhur kaseti alıyor.
CHP Genel Başkanı iken yine partili bir milletvekili ile ilişki yaşadığı iddia edilen Baykal kaset görüntüleri ortaya çıkar çıkmaz görevinden istifa etti.
Yaklaşık yirmi yıldır sürdürdüğü CHP genel Başkanlığı ve yöneticiliği koltuğunu bir çırpıda bıraktı.
Gerçi sonraları yine milletvekili seçildi ama her seferinde bu kaset önüne kondu.
*
2010 yılında yaşanan bu olay sonrası Deniz Baykal yaptığı açıklamada; ”BU BİR KOMPLO”dur diyerek şunları söylemişti; ''Bu bir kaset olayı değildir, bir komplodur. Komplo, hukuk dışı, ahlak dışı bir tertip demektir. Bir komplo yaparken bazen haneye tecavüz edersiniz. Duvarlara, eşyalara gizli kameralar yerleştirirsiniz. Gizli çekimlerle insanların en korunaksız görüntülerini alırsınız, kesersiniz, biçersiniz, aktarırsınız, montaj yaparsınız çarpıtırsınız. Böyle yaparken de dünyanın her yerinde bütün dinlerin, bütün rejimlerin, bütün ahlak anlayışlarının güvencesi altında olan insanoğlunun mahremiyetine tecavüz edersiniz. Ağır haya ve utanç bunu yapanlar için anlamını kaybeder. İnsanların şerefleri onların umurlarında değildir. Önümüzdeki komployu gerçekleştirenler, bunu sapık oldukları için ya da ticari kazanç sağlamak için veya şantaj yapmak için düzenlememişler, siyaset yapmak için düzenlemişlerdir. Ahlaklarına, vicdanlarına uygun bir siyaset.''
*
Sonraları MHP’li bir çok milletvekilinin aynı türden kasetleri çıktı.
2011 yılında yapılan seçimlere girme aşamasında yeniden aday gösterilen bu isimlerin hepsi adaylık listesinden çıkarılarak bir daha milletvekili olma özelliklerini kaybettiler.
*
Veeee o kasetlerden bir tanesi de geçtiğimiz gün yayına girdi.
Görüntülerde bölgemizden tanıdık bir isim; geçtiğimiz aylarda sağlık nedenleri ile görevinden istifa eden Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu başroldeydi.
Sosyal medyada dolaşıma giren videoda Kadıoğlu'nun makam odası olduğu tahmin edilen bir odada iki kadınla samimi görüntüleri yer alıyor.
*
Dün Deniz Baykal’ın kaseti çıktığında Necmi Kadıoğlu neler söyledi, ne gibi tepki verdi bilmiyorum.
MHP’li vekillerin kaseti çıktığında diğer siyasi parti milletvekilleri neler konuştu onu da bilmiyoruz.
Veya…
Başbakanlığı zamanında Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen bir takım sesli mesajlar yayınladığında kimler ne gibi tepki gösterdi onları da bilmiyoruz.
*
Ancaaakkk….
*
Bildiğimiz ve sakin kafa ile düşündüğümüzde vicdanımız bize şunu söylüyor.
-Ortada net olarak düzenlenen bir kumpas var bu bir.
-Ortada net olarak gizli bir çekim var bu iki.
-Ortada net olarak komplo var bu üç.
-Ortada net olarak oyun var bu dört.
-Ortada net olarak ketenpere var bu beş.
-Ortada, dolap var, tezgah var, şantaj var bu altı…
*
Hani biz yazılarımızda hep ne diyorduk; sana yapılmasını istemediğin şeyi, başkasına yapmayacaksın.
Bir de şunu diyorduk; kendi acısını hissedene canlı, başkasının acısını hissedene insan diyorduk.
Şimdi ortada bırakın belediye başkanı, bir siyasi parti genel başkanı, milletvekili olmasını, bir insana yapılan muamele var.
Tezgah var, şantaj var, dolap var, oyun var, kurgu var, kumpas var.
Bütün bu tezgahlara rağmen kalkıp biz olayı sadece bir kişinin makamında genç bayanlarla samimi görüntüsünü görmeye çalışırsak bu adil bir yaklaşım olmaz.
Bu vicdani bir yaklaşım olmaz.
Bu ahlaki bir yaklaşım olmaz.
*
Bu görüntüler gerçek mi değil mi bilemeyiz.
Bu görüntülerdeki kişiler kimler bilemeyiz.
Bu görüntüler ne zaman nasıl, hangi şartlarda çekilmiş bilemeyiz.
Şayet bu görüntüler gerçekse bu durumda; Necmi Kadıoğlu’nun davranışını onaylıyoruz anlamı da çıkmaz.
Ancak; belden aşağı yollarla iş tutan, oyun kuran, tezgah yapan, komplo uygulayan kim olursa olsun onların ekmeğine yağ sürenlerden olmayacağız….