Benzemez kimse sana!
Bugün (dün) çok güzel misafirler ağırladım. İki insan profili ve iki karakter paylaşmak istiyorum sizlere.
İlki Atatürk'e Benzerliği ile ülke genelinde ilgi gören, Oyuncuyu Göksel Kaya.
Kaya aslen Kars Çıldır doğumlu.
Çiftçilik yapan, ilk okulu zar zor bitiren bir gençken bundan yaklaşık otuz, otuzbeş yıl önce askerdeyken komutanı ona 'bana bak asker, sen Atatürk'e ne kadar benziyorsun' der.
Zaten bir tarafta gurbet hasreti, diğer tarafta yoksul ailesini düşünürken vatan görevi yapmakta olan Göksel Kaya komutanının bu önemli tesbitini duymuyor aldırmıyor bile.
Kim bilir belki bir başkası olsa bir anda, vay be, demek öyle ha.
Ben ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ha.
Ne güzel ya.
Allah'ıma şükürler olsun.
Verdiğ bu benzeriiğe hamd olsun.
Der.
Anında kolları sıvayarak, bu müthiş benzerliği başka bir şekilde kullanmaya başlardı.
*
Göksal Kaya, komutanının bu lafını çoktan unutur, çapraz duruş eşliğinde, gece 3-5 nöbetini tutmaya devam eder.
Gel zaman git zaman, yolu bir gün İstanbul'a da düşer Göksal Kaya'nın.
Güvenlik işleri yapmaya başlar.
Kaya güvenlik şirketi kurar.
2001 ekonomik krizi onu da etkiler ve iflas eder.
Bir gün İstanbul'da kara kara düşünürken, kendisi ile aynı yaşlarda bir herif yanına gelir ve; 'ben sana aşığım biliyor musun?' der.
Bu sözü duyduğunda beyninden vurulmuşa dönen, zaten işsizlikle boğuşan Göksal Kaya adamın; 'Arkadaş ben senin benzediğin adama aşığım. Farkında değil misin, sen Mustafa Kemal Atatürk'e ikizi kadar benziyorsun' sözü ile bir anda duraklar.
Ve adam hemen Göksal Kaya'nın elinden tutup bir televizyon kanalına götürür.
*
Aynı akşam tüm tv kanallarında dakikalarca haber olan Göksal Kaya bir anda kendi tabiri ile patlar gider.
Sonrasında 2006 yılından bu güne, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ne kaydolarak tiyatro eğitimi de alan Göksal Kaya Sinan Çetin'in yönettiği bir filmde Atatürk'ü canlandırma başarısına kadar ulaşır.
Ancak ne yazık ki şimdilerde sadece bazı festivallerde ve organizasyonlarda Atatürk'ün bir benzeri olarak boy gösterme özelliği dışında pek başka şeyler yapamıyor.
*
Peki bunu neden anlatıyorsun birader derseniz.
İzah edeyim.
Düşünün bir defa, Atatürk silüeti olan yerlerde günlerce kamp kuran, turistlik gezi düzenleyen, tarihi eser özelliği altında korumaya almayı düşünenlerin olduğu ülkemizde.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, tüm dünyanın saygı duyduğu büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk'e, belki de milyonda bir insana denk gelecek bir benzerliği olan bir adama, bu ülkenin bir yetkilisi, bir duyarlısı, sahip çıkmayı, elinden tutumayı, yol göstermeyi, özen göstermeyi aklından geçirmezken.
Çok özür diliyorum ve yanlış anlaşılmamasını istirham ediyorum, adeta bir palyaço misali, festivallere, organizasyonlara, törenlere davet ederek, doğru dürüst yol vs. masraflarını bile karşılamadan, bu özel insana, hep birlikte, büyük saygısızlık, sorumsuzluk ve bencillik yaptığımızı düşünüyorum...
Bakın üstelik Göksel Kaya bu özel benzerlikle ilgili neler diyor;
'İnsanlarımızın Atatürk'e olan özlemi her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Öncelikle şunu söylemek isterim. Atatürk'e kimse benzemez. Onun eşi benzeri yok. O çok özel bir insandı. Komutanlığı, insanlığı, ülkemiz için yaptıkları ve bize bıraktıkları ile ona kimse benzeyemez. Görsel benzerliğimin dışında fikirlerine de sahip çıkan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Benim için ona benzemek büyük bir gurur kaynağıdır"...
İş adamı Basri Demir: “Ne kadar işsiz güçsüzler varsa, siyasi parti teşkilatlarına doluşmuşlar”
Bir diğer profil ise iş ve siyaset dünyamızdan karşımıza çıkan, bölgemizin yakından tanıdığı, DNT İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Basri Demir.
Demir ile bizim yolumuz ilk önce ikimizin de gençliğinin geçtiği Kumburgaz'da kesişti.
1999 yerel seçimlerinde MHP'den Kumburgaz Belediye Başkan adayı olan Basri Demir o seçimlerde MHP'nin adayları arasında İstanbul'da en yüksek oyu aldı.
Kumburgaz seçimlerini çok az bir oyla kaybetti.
Hani biz insanları rengine, siyasi kimliğine, boyuna, posuna, memleketine göre çok kolay ayırt ediyoruz ya.
Belki de bu yazımı okuyanlar, ne alaka, bu satırların yazarı ve MHP'li Basri Demir diyebilirler.
Desinler.
Hiç sorun değil.
*
Hep söylerim ya, aynı siyasi görüşe sahip olduğunuz yanlış adamlardan, karşı siyasi görüşe sahip olan doğru adamlar daha evladır.
Buyurun size tamamının altına imza atacağım, Basri Demir'in dün beni ziyarette ifade ettiği bu sözler:
... 'Ankara'da yüce mecliste birbirini tartaklayan miletvekillerine sesleniyorum. Bu halk sizi oraya bunun için mi gönderdi. Kendinize gelin. Aklınızı başınıza alın. İş üretin. İnsanların derdine derman bulun. Başka bir Türkiye yok. Bu güzel ülkemizin Atatürk'ün gösterdiği hedeflerde ilerlemesi için, çalışkan olmalıyız, milli olmalıyız, hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım, ülkemiz menfaatlerinde birleşmeliyiz. Nerede işsiz, güçsüz, boş adam varsa, her siyasi partimizin teşkilatlarına doluşmuşlar. İş üretmeyen, çalışmayan, emek vermeyenler bu halkı anlamazlar, insanlarımıza yardımcı olamazlar.
Kısa yoldan rant elde edenlerden, sadece kendi menfaatini düşünenlerden, adil olmayanlardan, dürüst olmayanlardan, parti teşkilatlarımızı, devlet dairelerimizi, belediyelerimizi, bürokrasimizi kurtarmadığımız sürece biz daha çok acılar çekeriz...''