Al parayı vur Ali'yi...
Arkadaşımız Ali Tarakçı'yı iki ayağından dört kurşunla vuranlar ifadelerinde bu işi para karşılığı yaptıklarını itiraf etmişler.
İyi valla.
Al parayı, vur Ali'yi!
Olayda aracı kullanan 'fakirdik yaptık' demiş.
Silah çeken; 'para aldık vurduk' demiş.
Gözlem yapan; para bulduk bu işi hallettik demiş.
Türkiye'de kestirmeden para kazanmanın yeni yolu tetikçilik yapmak.
Santaj yapmak.
Montaj yapmak.
Adam vurmak.
Çete kurmak.
Tehdit etmek.
Göz dağı vermek.
Veya ağa babalarına yalakalık yapmak.
Yaranmaya çalışmak.
*
Bir insan hayatı o kadar ucuz mu?
Bir insanın iki ayağına altı kurşun saydırmanın bir karşılığı olmayacak mı?
Bu olay burada kapanacak mı zannediliyor.
Bırakın bu işi, hangi işin hesabı öbür tarafa kaldı ki bu işin hesabı da kalsın!
Bu dünyada birileri ne kadar pis işlerden medet umarak iş görmeğe çalışıyorlarsa, o kadar pisliğe bulaşmışlardır demektir.
Boğazlarına kadar kirli işleri vardır demektir.
Kanunsuz, yasa dışı, eşkıya anlayışıyla iş görenler, hesap görenler, iş bitirenler, gün gelir aynı türden hesapla karşılaşırlar.
Su testisi su yolu misali er veya geç tekerrür eder.
*
Bir tarafta 'bireysel silahlanmaya hayır' kampanyalarının yapılmaya çalışıldığı ülkemizde, diğer taraftan şehrin göbeğinde, bellerinde silahlarla dolaşanlara gereken ceza verilmediği ve tedbir alınmadığı sürece çok adamın daha canı yanmaya devam edecektir.
Her ne kadar Ali Tarakçı olayından 24 saat sonra olayın failleri göz altına alınarak adalete teslim edilseler de, olayın arka planında kim veya kimlerin olduğunu da ortaya çıkartmak önce namuslu hakimlerin, polisin, savcının, duyarlı ve vicdanlı yurttaşların, sonra da biz basın mensuplarının görevi olacaktır.
*
Bu alçakça saldırıyı yapanlar bilsinler ki; Ali Tarakçı yanlız değildir.
Tarakçı'nın yanında bu ülkede hala, özgürlükten, adaletten, şereften, ahlaktan, insanlıktan yana olan, gazeteciler, polisler, yargı mansupları, siyasiler, duyarlı yurttaşlar vardır.
Kaç gündür Ali'yi kimlerin ziyaret ettiğine, kimlerin aradığına, kimlerin açıklama yaparak olayı kınadıklarına, şahit olduk.
Siyasi parti genel başkanlarından, bakanlarımıza, milletvekillerine, STK temsilcilerine, her kesim bu kalleş saldırıyı kınadı, ayıpladı, lanetledi.
Bir Allah'ın kulunun bile, ne iyi yaptılar dediğini duymamız mümkün mü?
Demek ki; bu çirkin ve alçakça saldırıyı kim veya kimler planladıysa, kurguladıysa, sebep olduysa, önce kendi vizdanlarında bunun hesabını vereceklerdir, sonra kamuoyu nezdinde, adalet önünde ve sonra da olayın muhatabı bizler sonunda kadar bu işin hesabını sormayı bırakmayacağız...
Özür dilemek yetmez Vali bey!
Edirne'nin kurtuluş gecesinde yaptığı konuşmada, Kras halkını, bayrağını sevmeyen, vatanını sevmeyen, Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlılıkta zayıflıkla suçlayan; Edirne valisi Günay Vali Özdemir geçtiğimiz gün yazılı bir açıklama yaparak özür dilemiş.
İyi be; aklına geleni salla git, sıkışınca da afedersin de.
O kadar kolay mı?
Ortada 81 vilayetten bir tanesinin milyonları aşan halkı var.
Onuru var.
Haysiyeti var.
Şerefi var.
Bu saatten sonra vali beyin özürünün hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Öncelikle açığa alınması sonrasında da bu valinin soruşturma geçirmesi ve yargılanması gerekiyor.
Ortada ciddi bir itham vardır ki; değil Kars halkının hiçbir yurttaşımızın bu ifadelere maruz kalacağını düşünmek bile yersiz.