Önceki gün Kırıkkale mitinginin ardından verdiği molada, kendisini izleyen bir grup gazeteci ile sohbet eden MHP Lideri, şunları söyledi:
19 GÜN TARTIŞILACAK
“(Yavaş ile ilgili iddialar) Bu konuyu iki sebepten dolayı çok iyi düşünmek lazım. Bir: Tartışmaya muhatap olan kişi Türkiye’nin çok kritik bir sürecinde, başkentin, zillet ittifakının adayı olarak takdim edilen bir kişi. Diğeri ise olayın hukuki boyutu var. Hukuki yönden bir ceza almış. Bu da Yargıtay tarafından onanmış. Bunun ikisi yan yana geldiğinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan bir şahsın buna benzer yaklaşımlarla tartışılmaya açılması, dikkat çekici bir durumdur. Artık kalan 19 gün içerisinde sürekli tartışmaya zemin teşkil edecektir. Madem ki bir iddianame hazırlanmış ve bu mahkemece kabul edilmiş, öyleyse soruşturmanın sonucuna kadar konunun hukuki yönü üzerinde çok yönlü bir tartışmaya girmek doğru olmaz. Hukuku yönlendirmek de doğru olmaz. Ama bu gelişmelerin siyasi boyutu 19 gün tartışılacak. Böyle bir durum karşısında olacak?
“ADAYLIKTAN ÇEKİLİYORUM” DEMELİ
Bana göre hem CHP’ye olan saygısından, hem Kılıçdaroğlu tarafından dayatılarak yapılmış olması dikkate alındığında o zaman kişinin, ‘Ben soruşturma sonucu alınıncaya kadar, siyasi olarak CHP’nin temsilinde hem şahsıma, hem partime bir zarar vermemek, hem de mahalli idareler seçimlerini gölgeye düşürmemek için adaylıktan çekiliyorum’ demesi en ahlaki yoldur. Ve soruşturmanın sonucu alınınca kadar bu kararı aldığını söyleyecek. Sonucu aldıktan, adaylıktan çekildikten sonra tekrar bunun aday olması vesaire gibi şart da yok. Yani büyükşehir belediye başkan adaylığını noktalaması gerekir. Hem kendisinin gelecekteki siyasetinin devamı açısından, hem CHP açısından hem de hukuki yönden soruşturmanın sonucu alınıncaya kadar böyle olmasında yarar var. Kendisinin seçimi kazanma şansının çok yüksek olduğu bir dönemde ‘kumpas kuruluyor’ gibi geçmişten bugüne kadar her boyutuyla tartışılan bir kavramı, kendi şahsında gündeme taşıması da doğru değil.
CHP’Yİ TÜKETME SÜRECİNE GİRER
Diyelim ki soruşturmadan beklenilen şeyler olmadı. Kendisi çok haklı çıktı bir iftiraya, kumpasa, komploya karşı karşıya kaldığı netleşti. Böyle bir durumda siyasi bir kişi olması sebebiyle mahkemenin bu kanaati millet vicdanında da kendisini rahatlatır. Ama tersi olursa o başka bir olay olur. Artık Türkiye’de tüm mahalli idareler seçimlerinde gündem bu olacak. Bu CHP’yi tüketme sürecine girer. Kemal Kılıçdaroğlu beyin bunun adaylığı üzerindeki ısrarı, sebep-sonuç ilişkisi yönünden incelenmek ister. Bunlar da çok farklı sonuçlar ortaya çıkartabilir. Yani CHP Genel Başkanı’ndan herhangi bir şey gelmeden, bu kadar ‘samimi, dürüst, ilkeli, samimi’ ölçülerde siyaset yapan, büyükşehire kritik süreçlerde talip olan bir kişi partisini rahatlatmalı, seçimi rahatlatmalı, toplumsal gerginliği azaltmalı ve bunun için de adaylıktan çekildiğini ifade etmeli. Yani diyorum ki; yavaş yavaş ayrıl, kimseyi sıkıntıya sokma. (Soruşturma seçim sürecinde bitmezse?) Yetişip yetişmemesi önemli değil. Kendisini ve partisini rahatlatabilmesi açısından fedakârlığı kendisinin yapması lazım. Yoksa muhatap kılınan Kesgin, onun üzerinde tartışmaya sürekli girmek doğru bir şey değil. Ahmet Hakan bey bugün veya yarın akşam bu iki şahsı Tarafsız Bölgeye davet etmeli ve karşılıklı tartışmalı.
BU GARANTİYİ NEREDEN ALIYOR
(Zamanlama eleştirileri) Bunun doğru veya yanlışlığı madem ki iddianame kabul edilmiş, mahkeme soruşturması başlatılmış oraya bırakılması lazım. Kendisinin kazanacağından ne kadar emin ki böyle bir komployu ifade ediyor. Bu olacak şey değil. Bu kadar garantiyi nereden alıyor ki, bunu gören muhalefet unsurları yani kendisini adaylığına karşı olan siyasi partiler oturup düşünüp FETÖ terbiyesiyle bir komplo kursun. Böyle şey olur mu? Bunlar Türkiye’de siyasete darbe vurur. Biz bir kanaat bir çıkış yolu söylüyoruz. Allah göstermesin bizde bir şey olmuş olsaydı, ben şu saatte çağırırdım, ‘Mutlaka istifa edin, soruşturmanın sonucu bekleyin. Ne kendini ne partini yıpratma’ derdim.
YANLIŞ VE TALİHSİZ AÇIKLAMA
(Akşener vatandaşlara ‘Teröristler’ diye hitap etti) Çok yanlış ve talihsiz bir açıklama. Böyle konuşma sırası kendisine geldiği bir anda Cumhurbaşkanı’nın ismini kullanarak ‘Denizlili teröristler nasılsınız?’ demek siyasetle bağdaşmayacak bir anlayıştır. Onun için de Cumhurbaşkanı zannediyorum kendi kişisel hakkını koruyacak tarzda bir müdahale yaptırmak istiyor. Bu tartışmanın içerisine siyaseti bütünüyle dahil etmek doğru olmaz. Biz Türkiye’de ‘Beka sorunu’ diyoruz ama gerçek sorun belli oldu: Kemal, Meral, Temel. Hepsi beş harften oluşan bir ittifakın kapsamı içerisinde bulunan anlamlı isimler olarak dikkat çekiyor.
2 NİSAN’DA MİLLİYETÇİLİĞİ KALMAZ
(CHP’nin MHP’ye milliyetçilik eleştirileri) Onlar kendileri açısından 1 Nisan’a kadar söylenecek sözlerdir. 1 Nisan’dan sonra milliyetçilikle hiç alakası olmayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun söyleyeceği bir tek şey vardır: ‘Milliyetçilik konusunda ben 1 Nisan şakası yaptım.’ 2 Nisan’da milliyetçiliği kalmaz onun.
(Mitinglerdeki atmosfer) Coşku kalabalık gayet iyiydi memnuniyet vericiydi. Ümitliyim. Cumhur İttifakının kazanacağına inancım tam. X artı y eşittir Z’nin yüzde 52’nin üzerine çıkmasında yarar vardır. 1 milyon yeni oy kullanacak kişi var. 10 milyona yakın da 18-25 yaş grubu var. ‘Türk gençliği kararlı; karar Cumhur İttifakı’.
(Şenol Güneş’in Milli Takım ile anlaşması) Beşiktaş iyi gidiyor. Fenerbahçe maçı için, berabere kalacak demiştim. Beşiktaş üç sıfır öne geçti. Ama biz iyi bir takımız üç gol attık. ‘Fakat karşımızda da bizim kadar tarihi bir kulüp var. Onu da incitmemek lazım’ dedim. Üç gol yedi berabere kaldı. Şenol Güneş ile temasım olmadı. Vallahi hiç ona karışmam, milli takım (gülüyor).”
Hürriyet