Osmanlı donanmasına ait gemilerin yapıldığı Bartın'ın Kurucaşile ilçesinde prefabrik atölyelerde ve derme çatma barakalarda balıkçı teknelerinin yanı sıra yatlar yapılıyor. Büyük boyuttaki tekne ve yatlar Osmanlı'da kullanılan "kızak" yöntemiyle denize indirilirken, Kurucaşile Belediye Başkanı Uğur Güneş, "Burada üretilen teknelerin tamamı, suya dayanıklı olan kestane ağacından yapılıyor" dedi.
Osmanlı'ya savaşlarda kullanılmak üzerine ahşap gemiler üreten 2 bin 100 nüfuslu Kurucaşile ilçesi Ovatekkeönü ve Kapısuyu köyünde, babadan oğula geçen ahşap tekne yapımı geleneği sürüyor. Hem prefabrik yapılarda hem derme-çatma barakalarda devam ettirilen ahşap tekne ve yat yapımında 20 atölye ve tersane bulunuyor. Ustabaşılar, kendi el çizimleri ile kestane, çam ve meşe ağaçlarına şekil vererek tekne ya da yat yapıyor. Bölgede 15, 24 ve 21 metre uzunluğunda yatlar ile balıkçı tekneleri yapılıyor.
15 DÖNÜM ARAZİDE 9 MODERNE ATÖLYE
Ovatekkeönü köyünde 2022 yılında Tekkeönü Piri Reis Ahşap Yat Sınırlı Sorumlu Yapı Kooperatifi öncülüğünde Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) destekleriyle 15 dönüm araziye kurulan 9 prefabrik modern atölyede, ahşap tekne ve yat yapımı devam ettiriyor. Ovatekkönü köyündeki ahşap tekne ve yat yapım atölyelerinde ustaların tamamladığı 15 metrenin üzerindeki tekneler, Osmanlı'da kullanılan "kızak" yöntemiyle denize indirilirken, daha küçük tekneler kara yolu ile TIR'larla sahiplerine teslim ediliyor.
'BU GELENEK HALA SÜRDÜRÜLÜYOR'
Osmanlı'dan bu yana ilçede ahşap tekne ile yat yapımcılığının sürdürüldüğü söyleyen Kurucaşile Belediye Başkanı Uğur Güneş, "Bu meslek, dededen oğula devam ettirilen bir meslektir. Geçmişte Osmanlı donanmasına çektirme teknelerin yapıldığı bölgemizde bu gelenek hala sürdürülüyor. Şu anda Türkiye'nin herhangi bir yerinden tekne yaptırmak istenildiği zaman burası akla geliyor. Burada üretilen teknelerin tamamı, suya dayanıklı olan kestane ağacından yapılıyor. Şu anda çırak yetişmediğinden dolayı mesleğin yavaş yavaş kaybolduğunu söylememiz gerekir. Ovatekkeönü köyündeki atölyelerin mutlaka Kurucaşile ilçesine de kurulmasını istiyoruz. Burada yapılan ahşap teknelerin büyük olanlarını, eskiden çektirmelerin yapıldığı gibi deniz yoluyla gönderiyoruz. Daha ufak tekneleri ise kara yoluyla sahiplerine gönderiyoruz. Bizler de bu ata mesleğinin bitmemesi için burada çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.
'TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEN SİPARİŞ ALIYORUZ'
Babasının 300 metrekarelik atölyesinde 10 yaşında çalışmaya başlayan ve 29 yıldır ahşap tekne ve yat yapımı ustası olarak çalışan Tuna Süzer (39), "Bu meslek, bize Osmanlı'dan kalan gelenektir. 3'üncü kuşak olarak bu mesleği sürdürüyorum. Oğlum da bu mesleği yapmayı düşünüyor. Burada yaptığımız tekneleri, TIR'lara yükleyerek İstanbul'a gönderiyoruz. Şu anda Türkiye'nin her yerinden sipariş alıyoruz. Özellikle İstanbul ve Ege'den çok fazla talep alıyoruz. Kurucaşile Çok Programlı Anadolu Lisesi'nde, Ahşap Yat İnşa Bölümü var. Onları staja alıyoruz ama gençlere zor geliyor. Hepsi de işi bırakıp, memur olmak istiyor. Bizim yaptığımız ahşap tekneler, el işçiliği olduğu için özellikle sağlam olan kestane ağacından yaptığımız için çok talep görüyor. Teknelerin çoğunda projeleri biz çiziyoruz. 12 metrenin altındaki teknelerin kalıpları bizde var. Onları biz çiziyoruz ama büyük tekneleri mühendislerimize çizdiriyoruz" diye konuştu.
'TEKNOLOJİSİ KULLANIYORUZ AMA ÇOĞUNDA EL İŞÇİLİĞİ VAR'
300 metrekarelik atölyesinde İstanbul'daki bir iş insanına 15 metre uzunluğundaki yat yapan tekne yapım ustası Mehmet Gülgeç (40), "10 yaşında, öğrencilik zamanlarımda babama yardımcı olmak için başladım. 30 yıldır bu mesleğin içinde devam ettiriyoruz. 3'üncü kuşak olarak mesleği yapıyoruz. Şu anda müşterinin talebine göre örneğin İstanbul'a yaptığımız 15 metre uzunluğundaki ahşap yatın projesini kendim çizdim. Bu bölgede böyle yatların yapılmasının bizim için çok önemli olduğunu söylemeliyiz. Tabii ki biz de bütün teknolojiyi kullanıyoruz ama çoğunluğunda el işçiliği var. Yaptığımız tekneleri eski Osmanlı usulü yöntemlerle denize indiriyoruz. Bu mesleğin biteceğini sanmıyorum, şu anda hep üniversiteden geliyorlar. Tam olarak bu işi öğrenebilirler mi; bilmiyoruz. Asıl olan küçük yaşta bu işe meraklı gençlerin çırak olarak çalışması gerekir" dedi.