Özgecan...

Bir genç kız. Akşam saatlerinde minibüse binerek evine dönmek istiyor.
Nerden bilecekti minibüs şoförünün insanlıktan nasibini almadığını.
Aslında hemen hemen her gün aynı riski hepimizin çocukları taşımıyor mu?
...
Dün sosyal medya profilimde bu olayın fotoğrafını paylaşırken şunları yazdım: “Özgecan son olsun... Uyan insanlık, uyuma vicdan... Katilin kadını erkeği yoktur... Özgacan'a bunu yapanlardan hesap soralım tamam ama hayvanların bile utanç duyacağı davranışlar sergileyen insan görünümlü yaratıkları eğitelim... Başka çaremiz yok...!”
***
Sizce de öyle değil mi?
Var mı başka çaremiz?
Tamam idam yeniden gelsin.
Tamam ağır cezalar verilsin.
Tamam hesap soralım.
Ama idam cezası varken de benzer suçlar işlenmiyor muydu?
Hem de daha fazla işleniyordu.
***
MERSİN'in Tarsus ilçesinde hunharca cinayete kurban giden Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın ailesine başsağlığı ziyaretine giden Emine Ülker Tarhan şunları söylemiş:
"Daha kaç genç kız, kadın için mezarlar kazılacak? Bu ülkede buna itiraz etmek zorundayız. Suçluların hak ettiği cezayı bulmasını istiyoruz. Bu acıyı başka hiçbir şey hafifletemez. Devlet adaleti sağlamak zorunda. Bununla mücadele edilmeli. Bu ülkede buna itiraz etmek zorundayız. Kadınları birlik olmaya, o anneleri, kız çocukları için mücadele etmeye, savaşmaya çağırıyorum. Bunları hak etmiyoruz. Biz bu ülkenin kadınları olarak bunları hak etmiyoruz. Çocuklarımız bunu hak etmiyor. Devlet, çocuklarımızın güvenliğini sağlamak zorunda. Buna kim sebep olduysa canileri cezalandırmak da dahil kim teşvik ettiyse şiddeti kim çağırdıysa tüm kadınlar olarak bununla mücadele etmek zorundayız."
***
Tarhan; 'tüm kadınlar olarak bununla mücadele etmek zorundayız', demiş.
Mücadele derken kavga gürültü misilleme dememiştir Tarhan da.
Eğitim, eğitim, eğitimden başka çaremiz yok.
***
Bakın gözaltındaki katil zanlısı minibüs sürücüsü 26 yaşındaki Suphi Altındöken kan dondurucu ifadesini jandarmaya verirken neler anlatmış:
“Önce tecavüz etmek istedim, bunu yapamayınca da bıçaklayıp, son darbe olarak kafasına levye ile vurup öldürdüm. Cesedi ortadan kaldırmak için üzerine benzin döküp çakmağı çakıp yaktım. Çünkü gömmeye zamanımız yoktu...”
...
Sizce bu sözleri sarf eden yaratığın insan olma ihtimali var mı?
Aslında hepimizin çocuğu potansiyel bir Özgecan.
Aslında her birimizin minibüs şoförü bu yaratık gibi potansiyel cani.
Aslında her birimizin hayatı her an tehlike altında, risk altında.
Tamam bu olayda cani minibüs şoförü ve kurbanı genç bir kız öğrenci.
Ama her an trafikte benzer canilerle karşılaşmıyor muyuz...
Her an bir kuyrukta...
Her an bir kalabalıkta...
Her an bir mekanda...
***
Sizi bilmem ama açıkçası ben özellikle trafikte çok karşılaşıyorum.
Her gün çocuklarımızı defalarca uyarmama rağmen açıkçası benzer meslek sahibi kişilere (minibüs şoförü, taksi şoförü, servis şoförü) fazla güvenmiyorum.
Bakın bu ülkede en kolay; garson, şoför ve bekçi olabiliyorsunuz.
Eğitim yok.
Tecrübe yok.
Deneyim yok.
Hesap soran yok.
Belge soran yok.
Teste tabi tutan yok.
Denetleyen yok.
***
Varsa bir kıytırık aracın...
Anlaşıyorsun bir firma ile, dolduruyorsun geleceğimiz olan çocukları, düşüyorsun yollara.
'Saldım çayıra mevlam kayıra' misali en değerli varlıklarımızı kimlere emanet ettiğimizi bilmiyoruz, bilemiyoruz.
Sonra buyurun size potansiyel 'Özgecan' hikayeleri.
***
İşte tam da eğitim derken bunu söylemek istedim.
Önüne gelene şoförlük yaptırılmaması gerektiğini.
Önüne gelene okul v.s. servis işi verilmemesi gerektiğini.
Önüne geleninin ulaşım işinde çalıştırılmaması gerektiğini.
Tamam belki nahoş olaylar son bulmaz ama aza ineceğinden emin olabiliriz.
***
Diyeceğimiz o ki; Özgecan'lar son olsun.
Özgecan'ın hesabı sorulsun.
Özgecan olayı unutulmasın.
Özgecan olayından önemli dersler çıkarılsın ve uygulamaya geçilsin...