Hayatın komik denge oyunu!
Kadın olmak, bir yandan kahve yaparken diğer yandan ders çalıştırıp aynı anda telefonda “Evet, canım, seni dinliyorum” diyebilme sanatıdır. Eğer bu bir Olimpiyat dalı olsaydı, kadınların dünya rekorlarını birer kırardı.
Hayat, kadınlar ve yetişkinlerin büyük bir sahnesinde rolleri paylaştığı eğlenceli gibi görünen, zorluklar ve kötülüklerin başrolü olan bir oyun gibidir. Herkes kendi repliğini oynar, bazen kahkahalar atılır, bazen yanlış anlaşılır ama işin sonunda hep bir denge vardır. Çünkü bu hikayede kimse eksik değildir, herkes kendi rengini katar.
Şimdi; hayat yeterince dramatik olduğu için birazda eğlenceli kısmından bakarak yorumlayalim kadınlar ve kadının gücünü...
Kadinlar zamanı bükme sanatı icra ederler.
Sabahın erken saatlerinde macera başlar. Alarm çalar, kadın gözlerini aralar ve yeni bir sabah kaosuna uyanir. “Hadi bakalım, günlük dozumuzu alalim ve olimpiyat şampiyonası başlasın !” diye güne başlar. Çocuklar uyansın, kahvaltı bitsin, herkes evden çıksın, işe giderken atılacak çöpler kapıya konulsun, akşam yemek için buzluktan çıkarılması gereken çıkarılsın, ise gidilecekse kıyafetler giyilsin aynadaki yabancı yüze bakılsın, evde kalinacaksa da günün işleri planlanan maraton başlamış olur. Erkekler ise sabahları farklı bir motivasyonla uyanır: “Bu nerede, şu nerede” diyerek evden koşarak çıkarlar.
Ama burada asıl komik olan, organizasyonun aynı amaca hizmet etmesidir: Amaç sorumlulukları organize etmek. Kadın pratik çözümlerle hızla ilerlerken, erkek daha düz bir bakış açısıyla güne başlar.
Alışveriş zaman ise stratejik manipülasyon jimnastiği başlar.
Alışverişe gelince, kadınlar bu konuda adeta bir strateji uzmanıdır. İndirimi koklayarak bulur, iki al bir öde kampanyalarını anında fark eder. Erkekler ise “Liste vardı ya, neden bu reyonda duruyoruz?” döngüsüyle bu oluşumun kimyasını sorgular.
Ama gerçek şu ki, kişisel sadelik ve kadınların detaycılığının birleştiğinde ortaya çıkan mükemmel bir alışverişin başarısıdır. Kadının neler alabileceğini, erkeğin de ne kadar taşıyabileceğini hesaplama maratonudur. İşte dengeden kastım budur!
Evdeki rollerde ise; işbirliği kaosu adalet arayan hırsız misali komedidir esasında. Detaylarda yoğunlaşan kadınların, erkeklerin TV sevdası ile kılıç çekmesi fırtınasıdır.
Kadınlar işlerinde hızla ilerlemeye başlar, erkekler ise ilişkilerde liderlik yapmayı sever. Kadınların çamaşırları makinaya atarken,aynı anda akşam yemeğini yapar, erkekler ise “Bu makineyi nasıl çalıştırıyorduk?” gibi konular baş gösterir.
Ancak burada bir şeyi unutmamak gerek: Her iki tarafa da kendine göre bir katkıda bulunur. Kadın detaycı ve çok yönlüdür, erkek daha sakin ve sonuç odaklıdır. İkisinin de birbirine ihtiyacı vardır; birinin eksikliği ancak diğerini yarım bırakacaktır.
İş hayatına da bir baksak mı?
Kadınlar ve bireysel iş değiştirme yöntemleri de bu kayıtlı komedinin bir parçasıdır. Kadınlar toplantıda ince deteylari geniş perspektif ile film gibi zihninden geçirirken, erkekler futbol yorumu edasıyla çalışmayı severler.
Ama bu farklılıklar, iş hayatlarının daha renkli ve üretken olmasını sağlar. Tamamlayıcı özelliklerdir bunlar.
Hayat seyir halindeki bir kartal ise şayet kanatları da kadın ve erkek rolüdür.
Kadınların ayrıntılarının ve düzeninin ustasıdır, erkeklerse sadelik ve çözümlerin uzmanıdır. Hayatın güzelliği, bu farkların bir araya gelerek oluşturduğu dengede saklıdır.
Kadın ve erkek birbirini tamamlar; birlikte güler, birlikte öğrenir, birlikte büyür. Hayatın bu komik ve tatlı günlerinde herkesin bir rolü vardır. Ve bu oyunda kazananlar, birbirlerini anlamayı seçenlerdir.
Dünya Kadınlar olimpiyatının akşam saatlerine hoş geldiniz. Gün yetmez kadına, bir hışımla geçirdiği günü sorgular, ertesi günü planlarken kendine kahve hazırlamaya başlar, " anne derste şöyle oldu diyen çocuğunu dinler" uzaktan gelen " kumanda nerede" diye seslenen eşine yanına gitmeden yerini tarif eder.
Kadın olmak bir sanat, bir bilim ve bir spor dalıdır. Ve biz kadınlar, bu işin şampiyonlarıyız. Bazen çiçek açar bazen boynumuzu bükeriz, yorgun yüzümüzü görmek yerine kahkahalarımızı her yerde ararız. Yani eğer bir gün dünyayı kurtarmamız gerekirse, önce bir kahve içeriz, sonra çocukların ödevlerine yardımcı olup hatta bazılarımız bitiririz, ardından çamaşırları asarız… Ardından dünyayı kurtarırız.
O nedenle kadın olmak; biraz gülümseyerek, biraz akışta kalarak ve biraz da dalgalanarak yaşanır. Denge kurmak kadın ve erkek bağlaminda, gülümseme içeren şampiyonluktur.