Ahmet Selçuk İlkan’a dair
Bugün Türkiye’ye yazdığı şiirlerle klasikleşen önemli şarkılar kazandıran bir şairden bahsetmek istiyorum. “Sarhoş Gibiyim”, “Hatıran Yeter”, “Ben Aşkı Ölümsüz Bilenlerdenim”, “Bana Sor”, “Gözler Kalbin Aynasıdır”, “Bir Gönül Sayfası”, “Islak Mendil”, “Liselim”, “Seninle Aşkımız Eski Bir Roman”, “Sabahçı Kahvesi” ve “Kahır Mektubu” gibi daha aklıma gelmeyen pek çok hit şarkıya imza atan Ahmet Selçuk İlkan, sadece yazdığı kaliteli şiir ve şarkı sözleriyle değil, karakteri ve efendiliğiyle de önemli bir sanatçı olarak konumlanıyor.
Ben çocukken evde Ahmet Selçuk İlkan’ın şiir kitaplarını görmemle başladı onu tanımam. Annem kendisini çok seviyor olmalıydı ki, bütün şiir kitaplarını alıyordu. Henüz çocuktum ancak kitabı elime alıp incelediğimde şiirlerin güzelliğini o yaşta fark etmiştim. Sonra ne tesadüf ki uzun yıllar sonra büyüdüm ve ilk “Quiz” programımı kendisiyle yaptım. Orada da anlamıştım yazdığı şiirler kadar naif olduğunu…
Ahmet Selçuk İlkan, aslında Berlin Teknik Üniversitesi'nde mimarlık eğitimine başlamış. 1975 yılında Hayat dergisinin düzenlediği "aşk" konulu şiir yarışmasında ‘Hatırlar mısın?’ isimli şiiriyle ilk birincilik ödülünü kazanmış o yıllarda.
1976 yılında mimarlık öğrenimini yarım bırakıp Türkiye'ye dönerek, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümüne girmiş ve 1978'de profesyonel şarkı sözü yazarlığına başlamış. 1980 yılında da üniversiteden mezun olan Ahmet Selçuk İlkan'ın sizin de ezbere bildiğiniz ve çok sevdiğiniz 1000'den fazla eseri bulunuyor. İlk şarkıları şunlardır: “Ya Seninle Ya Sensiz”, “Gözler Kalbin Aynasıdır”, “Ayrılık Kolyesi”, “Neredesin Ey Talih”, “Artık Ne Duamsın Ne Bedduam” ve “Bayramın Olsun”
Ahmet Selçuk İlkan kendisini ayrılıkların şairi, yalnızlıkların ozanı ve kısaca (ad ve soyadının baş harflerinden yola çıkarak) ASİ olarak tanımlıyor. İlkan'ın bir başka özelliği Türk müzik dünyasında ilk melodi şiir akımını başlatmış olmasıdır. Mum Işığında (Ayten) isimli şiir albümü 1982 yılında piyasaya sürüldüğünde yepyeni bir akımın ayak seslerini beraberinde getiriyordu.
Ahmet Selçuk İlkan’ın kariyerindeki ilklerden birisi de Türk müzik tarihinde ilk kez yarım saat süren bir şarkıya imza atmasıdır. 29 dakika 29 saniyelik süresiyle "Kahır Mektubu", en uzun süreli Türkçe şarkı olmuştur. “Kahır Mektubu” isimli bu muhteşem şarkıyı da sanat güneşimiz Zeki Müren yorumlamıştır. Şarkının adı ilk olarak "Mektup" olmasına rağmen Zeki Müren adını "Kahır Mektubu" olarak yeniden adlandırmıştır.
“Ne kahretti seni bu kadar da bu şarkıyı yazdın?”
Zeki Müren ve Ahmet Selçuk İlkan’ın tanışma hikayesini İlkan şu şekilde anlatıyor: "20 yaşında Alman Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyordum. Zeki Müren, Selami Şahin'e benimle tanışmak istediğini belirtmiş. Elimde ders kitaplarımla İMÇ Unkapanı'na birlikte gittik. Müzik şirketinde bütün görkemiyle Zeki Paşa oturuyordu. 1980 yılıydı. İçeri girdiğimde büyük heyecan yaşadım, dizlerim titriyordu. Zeki Bey, 'Kahır Mektubu' şiirini hiç kesmeden okudu ve Türk müzik tarihinde ilk kez yarım saat süren bir şarkı oldu. Muzaffer Özpınar ve Selami Şahin'le birlikte şakalaşıyorlardı. Ben büyük bir hayranlıkla o sohbeti izlerken, bir ara Zeki Bey, Selami Bey'e dönerek "Ciddi olalım artık, büyük şair geldi mi?" diye sordu. Bana dönerek, "Yavrum dikilme de ortalığı topla, temizle" dedi. Selami Bey, "Paşam, o Ahmet Selçuk İlkan" dedi. Paşa, "Şaka bitti" dedi ve inanmadı. Pot kırdığını hissedince "Bu şarkıyı sen mi yazdın, ne kahretti seni bu kadar da bu şarkıyı yazdın?" dedi. Böyle güzel bir anımız var. Sonra beni yanından hiç ayırmadı. Pek çok şarkımı okudu."
Zeki Müren ise “Kahır Mektubu” ile ilgili şunları söylüyor: “Değerli söz yazarı Ahmet Selçuk İlkan’ın yine uzun çalışmalar sonunda yazdığı ‘Mektup’ adı verilen şarkıyı Bodrum’a evime yolladılar. Şarkıyı ilk dinlediğimde ağladım. 30 dakikalık dev eserde sizler de takdir edersiniz ki pek çok ayrı usül ve makam bulunuyor. Bu şarkıyı benim yorumlamam sanırım isabet oldu. Şarkının içinde şiirler de var. Yıllardır radyoda şiir okuyan ve spikerlik sertifikası olan tek sanatçıyım. Gelecekte bu dev eseri sahnelerde özel bir tablo olarak da sergilemek arzusundayım. Eserin adı ‘Mektup’ idi. Ben bunu ‘Kahır Mektubu’ olarak değiştirdim. Dolayısıyla isim babası olmanın da gururunu yaşıyorum. 1955’ten bu yana sanat dünyasında daima ‘ilk’lerin öncülüğünü yaptım. Böyle bir dev eserle yine bir ‘ilk’i başardığım için hem mutlu, hem de gururluyum.”
“Kahır Mektubu” benim de çok sevdiğim bir klasiktir. Hem “Kahır Mektubu”, hem de Ahmet Selçuk İlkan’ın diğer şiirleri oldukça özeldir. En çok da kendinizle baş başa kaldığınız zamanlarda açın açın dinleyin.