Arda 'Süper Yıldız' mı?
Montella, A Milli Takım'ın başına geldiğinden beri santraforsuz bir sistemle maçlara çıkıyor. Hücum yükünü kanat forvetler, en uçta oynayan kanattan bozma santrafor ve 10 numara ile gol yollarında sonuç çıkarmaya çalışıyor.
Lakin, 10 numara pozisyonunda oynayan, bütün basın, medya tarafından 'Süper Yıldız' olarak sürekli pofpoflanan Arda Güler'den istenilen verimi bir türlü alamıyor.
Arda, teknik kapasitesi yüksek, iyi sol ayağı olan bir oyuncu. Ama bir 'Süper Yıldız' değil.
Adam bu kadar, oyunu bu kadar.
Üzerinde öyle bir medya ve izleyici baskısı var ki, her topu ayağına istiyor. Bir şeyler yapmak, sorumluluk aldığını göstermek istiyor.
Fakat, maç boyu ayağına gelen bütün topları yana oynuyor veya Orkun'a dönüyor. Bazen kendini göstermek istercesine zor olanı yapmayı tercih ediyor. Futbolun şov tarafına kaçıyor. Şu son iki maçı ekran başında izleyenlerin dikkatinden kaçmamıştır muhtemelen.
Aslında bu durumda spikerlerin bile etkisi olduğunu düşünüyorum. Karadağ maçını Murat Kosova sunumu ile takip ederken, Arda'nın ayağına gelen her topta adeta irkiliyorsunuz.
Arkadaşımız öyle bir anlatıyor ki adeta kendinden geçiyor.
'Ne oldu, acaba bir şey mi kaçırdım' diye ekrana odaklanıyorsunuz...
Sonuç boş. Bomboş.
Bu kadar şişirmeye sahiden gerek var mı?
Yunus, Kenan veya Kerem bir hata yaptığında sinirlendiğini tepkilerinden anlıyoruz ama söz konusu Arda olduğunda tepkileri bambaşka. Kanal sahibi ile alakalı bir durum olup olmadığını aklıma getirmek, yorumlamak bile istemiyorum.
Hiç işin içinden çıkamamak adına.
Arda Güler'in 'Süper Yıldız' olmadığını, güzel bir PR ile Real'e transfer olduğunu yorumladığımızda genelde “Koskoca Real Madrid yanlış transfer mi yapar?” cevabını alıyoruz. Evet yapar... Reinier 30milyon euro, Luka Jovic 60 milyon euro, Alvaro Odriozola 40milyon euro gibi daha yazmadığım bir çok örnek var.
Eğer Arda'dan verim almak istiyorsak, onu sürekli olarak ön plana çıkarmayı bırakmak, üstünde baskı oluşturmamak gerekiyor. Oyuncu, kapasitesinden fazlasını yapmaya çalışıp, yapması gerekeni yapamıyor. Yapması gereken basit oynamak, dikine oynamak, önde oynayan takım arkadaşlarına pozisyon yaratmak. Tabi ki Karadağ maçının sorumlusu Arda değil.
Ama birinden beklentileri arttırınca tüm sorumlulukları ona yüklüyorsun.
Montella inat ediyor
Geldiğinden beri oynattığı sistemle Montella hiçbir şekilde kendini beğendiremedi. Zayıf hücum hattı ile oynamayıda bırakmadı. Kendi bildiği sistemde inat etti. Oynatmak istediği sistem fizik gücü kuvvetli, takım savunması yaparken ileri uçta birebir oynayabilecek oyuncu yapısında değil.
Karadağ maçında yediğimiz üç golün ikisi, önde baskı yapmak isterken arkamıza atılan toplardan geldi. Kulüp bazında önde baskı yapmayı becerirken bunu milli takım düzeyinde başaramıyoruz.
Yıllardan beri süregelen bir sistemsizlik yüzünden 90 milyon nüfuslu ülkenin milli takımı turnuvalarda başarısız oluyor.
Bizim nüfusumuzun 10'da 1'i bile olmayan ülkeler turnuvalarda bizden çok çok daha başarılı. Bu bizim yeteneksiz olmamızdan değil, sistemsizliğimizden kaynaklanıyor.
Milli takımımızın bir oyun şablonu yok.
Her gelen hoca yeni bir sistemle bir şeyler deniyor.
Genç yetenekleri keşfetmek konusunda da başarılı değiliz malesef. Kulüplerimiz alt yapı konusunda da gelişim gösteremedi.
Spor Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın birlikte hareket ederek; profesyonel gözlemcilerle orta öğretim düzeyinde okullar arası gerçekleştirilecek turnuvalarda gerek futbol, gerek diğer spor dallarında gençleri keşfetmeli.
Günü kurtarıyoruz, geleceğimizi düşünmüyoruz.
Vasat sporcuları diğerlerinden ayıran en ufak bir farklı yetenek gördüğümüzde yıldız diye öne çıkarıyoruz. Kendimizi geliştirmeli, tekdüze eğitim sisteminden kurtulmalı, kişisel becerileri rol model alan eğitim sistemi yaratmalıyız.
Hiçbir şey için hala çok geç değil.