Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga İstanbul Haberleri Yenidoğan Çetesi'nde ambulans şoföründen itiraf: Parayı Fırat Sarı'dan aldım

Yenidoğan Çetesi'nde ambulans şoföründen itiraf: Parayı Fırat Sarı'dan aldım

Yenidoğan Çetesi davasında hafta başından bu yana devam eden duruşmada, bugün ambulans şoförünün ifadesi alındı. Şoför Gıyasettin Mert Özdemir, parayı aldığı ismi açıkladı.

KAYNAK: DHA
Okunma Süresi: 4 dk

İstanbul’da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek haksız kazanç sağladıkları ve ihmallerle ölümlerine neden oldukları iddiasıyla aralarında Fırat Sarı ve İlker Gönen’in de bulunduğu 22’si tutuklu, toplam 47 sanığın yargılandığı davanın beşinci günü tamamlandı.

Duruşmalar, Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi salonunun yetersiz olması nedeniyle konferans salonunda gerçekleştiriliyor. Duruşmaya, 22 tutuklu sanık, 14 tutuksuz sanık ve taraf avukatları katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar ise SEGBİS aracılığıyla savunma yaptı. Beşinci günde savunmalara ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir ile devam edildi.

Ambulans Şoföründen İtiraf: "Hasta Yönlendirmeden Para Aldım"

Savunmasında hasta yönlendirme karşılığında maddi kazanç elde ettiğini kabul eden Gıyasettin Mert Özdemir, şu açıklamalarda bulundu:

“Ayda 5-6 hasta karşılığında Fırat Sarı’dan ödeme aldım. Ancak hasta sevkinde 112’nin protokolleri nedeniyle süreç çok uzuyor. Biz bu zinciri hızlandırmak için hastane yönetimleriyle iletişime geçiyorduk. Hasta sevkiyle ilgili 67 bin 500 TL aldım. Bu ödemeler genelde hasta yönlendirme sayısına göre yapılıyordu. Fırat Sarı ve İlker Gönen ile çalıştım, ancak yalnızca onların hastanelerine değil, diğer özel hastanelere de sevk yaptım.”

İstanbul’daki Ambulans Yetersizliği Savunması

Özdemir, İstanbul’da yalnızca 4 kuvözlü ambulans bulunduğunu, bu nedenle sevk süreçlerinin uzadığını belirtti. Şunları ekledi:

“Yoğun bakım ünitesi olmayan hastaneler 112’ye hasta bilgisini bildiriyor ve uygun hastane bulunması 5-6 saat sürebiliyor. Biz bu süreyi 45 dakikaya düşürmek için özel hastanelerle çalışıyorduk. Bu süreç, hastanın yararına bir çözüm olarak düşünülmeli.”
 

Mahkeme Başkanından Sert Tepki

Özdemir’in savcının “art niyetli” olduğu yönündeki sözleri üzerine, mahkeme başkanı şu tepkiyi gösterdi: “Savcı neden art niyetli olsun? Bebek ölümlerini soruşturmak ve usulsüzlükleri ortaya çıkarmak art niyet mi? Asıl görevini yapmamak art niyet olurdu.” dedi.  Sanık, sevk zincirinde aksaklıkların ve kısıtlamaların süreci zorlaştırdığını iddia etti:

"Sevk algoritması gereği kamu hastanelerinde yer bulunamıyor ve süreç uzuyor. Özel hastanelerle çalışmamızın nedeni buydu. Ancak, iddiaların aksine hiçbir bebek sevkini ben yapmadım. Hasta yönlendirmede sadece bağlantı kurarak hızlı çözümler ürettik.”

Özdemir, hakkında yapılan suçlamaların bir kısmının yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını savundu:

“Bebek çalma değil, alma dedim. Konuşmalarımda anlam kaymaları var. Ayrıca, hastane anlaşmalarımdan yalnızca Fırat Sarı değil, birçok farklı hastane yönetimi de faydalandı. Hastaların GPS ile takip edildiği sistemde, tüm nakillerin kayıtlı olduğunu belirtmek isterim. İddianame bu detayları göz ardı ediyor.”

Hasta Yönlendirme ve Maddi Kazanç Detayları

Savunmasının bir bölümünde hasta yönlendirme süreçlerini detaylandıran Özdemir, bu işlemlerden elde ettiği gelir hakkında şunları söyledi:

“Medisense, Birinci ve Şafak hastanelerine hasta yönlendirdim ve maddi kazanç sağladım. Ancak Esenler Güney Hastanesi ile hiçbir maddi menfaat ilişkisi kurmadım.”
"Fırat Sarı ile iş ilişkimiz son bulduğunda, bu süreçle ilgili pek çok yanlış anlaşılma medyaya yansıdı. Bu iddialar gerçek dışıdır."
 

"10 Bebeğin Ölümünden Sorumlu Tutuldum"

Özdemir, 10 bebek ölümüyle suçlandığını ancak yalnızca Kaya Bebek vakasında adının geçtiğini belirtti: “Kaya Bebek, bir bebek değil, gebe sevkiydi. Bu hasta sevki, kamu hastanelerinde yer bulunamaması nedeniyle özel hastaneye yönlendirilmiştir. Sürecin detayları dosyada açıkça görülebilir.” Mahkeme başkanı, telefon görüşmelerinde geçen “Bebek bildirsek alamayız ki” sözlerini sorduğunda Özdemir, sürecin protokol zinciri nedeniyle aksadığını ifade etti. Tapelerle ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Sevk sürecinde aksaklıklar nedeniyle hastaneler bizi arıyordu. Ancak hiçbir usulsüz sevk gerçekleştirmedim.” 

Sanığın savunmalarına karşın mahkeme başkanı, hasta yönlendirme süreçlerindeki sorumlulukların detaylı inceleneceğini belirtti. Dava, mahkemenin sonraki oturumlarda diğer sanıkların savunmalarını dinlemesiyle devam edecek.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *