Kabus senaryosu
Venezuela'da 28 Temmuz günü düzenlenen seçimler kaos ile sonuçlandı. 2013 yılından günümüze petrol zengini ülkeyi hayli fakirleştiren otoriter lider Nicolás Maduro'nun seçimleri kazandığı ilan edildi. Yüksek Seçim Kurulu'nun alelacele açıkladığı bu neticeye Maduro taraftarları dışında rağbet eden olmadı. Zira ortada oyların dökümü yok. Kullanılan oyların her sandık için onaylanmış/kesinleşmiş sonuçları açıklanmadı.
* * * *
Venezuela'da oylar elektronik tabloda gözüken adayların üzerine parmak basmak suretiyle kullanılıyor, ancak tercihinizin ardından makine oyunuzu kağıda basıyor (print) ve seçmen bu pusulayı (actas) sandığa atıyor. Başka deyişle oylar elektronik sayılıyor, ama geleneksel yöntemle oy pusulaları üzerinden kontrolü yapılıyor. Yüksek Seçim Kurulu oyların onaylanmış dökümlü dağılımını açıklayamadı.
* * * *
Resmi açıklamaya göre Maduro oyların yüzde 52'sini, muhalif lider Edmundo Gonzalez ise yüzde 43'ünü elde ettiler. Muhalefet, sandıklarda görevli müşahitlerin verilerinden hareketle, Gonzalez'in yüzde 70 civarında oyla ve 4 milyon farkla seçimleri kazandığını iddia ediyor, hükümeti oyların denetli dökümünü açıklayamamakla suçluyor. Birleşik muhalefet taraftarları, sokakları ve meydanları doldurarak seçimleri kazandıklarını ilan ettiler.
* * * *
Açıklanan seçim sonuçlarını onaylayan ülke sayısı 5-10'u geçmiyor: Rusya, Çin, İran, Küba, Bolivya, vs. Maduro'yu zaferinden ötürü kutladılar. Dışişleri Bakanlığımızın açıklamasında, seçimlerin barış içinde yapılmasından duyulan memnuniyet vurgulamakla yetinilmiş, sonuçlara değinilmemiş, kutlamadan isabetle kaçınılmış. Latin Amerika ülkelerine toplu baktığımızda, çoğunluğun Maduro'nun seçim zaferine inanmadığı, sonuçların şeffaf biçimde ortaya konulması, oy dökümlerinin yayımlanması yönünde ifadeler dikkat çekiyor.
* * * *
Seçim sonuçları üzerinden kavgalar çıkacağı tahmine müsait idi. Zira Maduro yönetimi birçok ülkeden gelecek gözlemci heyetlerine müsaade etmedi. Avrupa Birliği gözlemci heyetine verilen onayın bilahare iptal edilmesi tereddütleri arttırdı. Seçimleri izleyen nadir kuruluşlardan Carter Center heyeti, birçok aksaklığın gözlendiğini, standartların altında kalındığını duyurdu.
* * * *
Bu noktada Venezuela'ya ideolojik yakınlık duyan sol yönetimlere sahip bölge ülkelerinin görüşleri kritik bir önem arz ediyor: Komşu Brezilya ve Kolombiya ile Meksika açıklanan seçim sonuçlarına rağbet etmeyerek dökümlü onaylı sonuçların açıklanmasını talep ettiler. Yine sol liderlere emanet Şili ve Peru seçim sonuçlarının şeffaf mahiyette olması icap ettiğini savundular. Başka bir ifadeyle ideolojik yakınlığa değil demokrasiye rağbet ettiler.
* * * *
Maduro, geri adım atmadığı takdirde ülkesi, bölgesinde bir kez daha tecrit edilecek ve pek muhtemelen daha ağır ABD yaptırımları ile tekrar karşı karşıya gelecektir. Bu koşullarda geçtiğimiz dönemde üçte iki oranında azalan petrol üretimini ve düşen ihracatını artırması neredeyse imkansız hale gelecektir. Bu gelişme, her şeyin daha da kötüye gitmesi manasına geleceğinden, muhalif kitlelerin yoğun ve örgütlü direnişi ile meydanlara hakim olması pek muhtemeldir.
* * * *
Neticede, önümüzdeki haftalarda, Maduro'nun iktidar ısrarını sürdürmesi halinde, maalesef demokrasi zemininden uzaklaşılacak ve Venezuela için kabus senaryoları gündeme gelecektir. Gönlümüzden geçen, yanlıştan geri dönülmesi, sandıkların tekrar açılması, oyların tarafsız biçimde yeniden sayılması ve seçmen iradesinin tecelli etmesidir. Bu doğrultuda iki taraf arasında diyaloğun kopmaması kritik önem arz ediyor.
* * * *
Hükümet ve muhalefeti ortak bir zeminde bir araya getirmek üzere Brezilya, Kolombiya ve Meksika gibi Venezuela nezdinde itibarlı ülkelerin devreye girmeleri zarurete dönüşmüş gibidir. Öte yandan, seçimlerin yarattığı bu derin krizin aşılmasını teminen Washington'un mümkün olduğunca arka planda kalması, tehdit diline rağbet etmeden diyaloğu teşvik etmesi yarar sağlayacaktır.