Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara

Biraz Tanju Okan biraz Zeki Müren

YAYINLAMA:
Biraz Tanju Okan biraz Zeki Müren

Elimde “Hulusi Tunca ile Yetmişler” adında bir kitap var. Nostaljik olduğu için inanılmaz ilgimi çekti. 1970'lerin başından itibaren yayınlanmaya başlayan “HEY” adında bir müzik ve gençlik dergisi vardı. Bu HEY dergisi, haftada 60,000 satış sayısını yakalıyordu. Ben o yıllarda hayatta yoktum fakat HEY bir müzik dergisi olduğu için çok iyi biliyorum. Daha önce yaptığımız nostaljik programlarda HEY dergisi sürekli karşıma çıkıyordu zaten.

Şimdi bu kitapta da, yetmişli yıllarda HEY dergisinin yaptığı müzik haberleri ve müzik röportajları yer alıyor. Okurken Cem Karaca’dan Barış Manço’ya, Erkin Koray’dan Edip Akbayram’a, Ajda Pekkan’dan Zeki Müren’e, Erol Evgin’den Erol Büyükburç’a kadar dönemin öne çıkan isimlerinin haberleri ve röportajlarıyla karşılaşıyorsunuz. Kitapta öyle bilgiler yazıyor ki, internette olmayan pek çok şeye rastlamanız mümkün.

Tanju Okan: “Aşık olmaya hasretim. Aşık olabilecek birisine hasretim”

Mesela 10 Şubat 1971 yılında Tanju Okan’ın yayınlanan “Hasret” şarkısının ardından verdiği röportajı yayınlamış kitap. “Bu akşam çok efkarlıyım. Kalbim neden kan ağlıyor? Bunu bir bilsen sevgilim...” sözcükleriyle başlayan “Hasret” şarkısı için Tanju Okan o yıllarda şunları söylemiş: “Neye hasret değiliz ki. Her şeye hasretiz. Güzel bir günde şöyle ellerimiz ceplerimizde, başımız iki omzumuzun arasında deniz kenarında dolaşırken martıların hürriyetine hasretiz. Düşüncesiz, sıkıntısız bir hayata hasretiz. Şu kadar yaşa geldim hala daha acaba yarın ne olacak, aradığıma kavuşabilecek miyim diye düşünüyorum. Mutlu yarınlara hasretim. Ama hepimiz bu mutlu yarınlara hasretiz galiba. Aşık olmaya hasretim. Aşık olabilecek birisine hasretim. Paraya hasretim. Borcum var gırtlağa kadar. Kazandığımı, kazanmadığım günlerde yaptığım borçlara yatırıyorum. Hasretle dolu dünyam. Kimseye açamadığım bir hasretim var, hepsinden üstte. İçkiye hasretim içkiye. Kulaklarınızı iyi açın. Doktorlar yasak etti. İçersem çabuk ölürmüşüm. İçme dediler. Çabuk ölmemek için içmiyorum. Ama böylesi de ölümden beter. Alkolsüz dünya düşünemiyorum. Niçin içiyorum? Hasretini çektiğim, erişemediğim mutlulukların varlığını unutabilmek için içiyorum. Ama tek varlığım içkiyi de yasak ettiler. Şairin dediği gibi ‘rakı şişesinde balık olmak’. İşte dünya o şişenin içinde. İşte ‘Hasret’ meydanda, her dinleyen kendinden bir şeyler buldu, bir şeyler hissetti.”

Ah ahhh Tanju Okan benim çok sevdiğim sanatçılardan bir tanesidir. Mekanı cennet olsun.

Zeki Müren’in 8 uğuru

Kitapta yer alan 22 Aralık 1971 yılında HEY dergisi tarafından yayınlanan bir diğer yazı ise, “Zeki Müren ve 8 Uğuru” başlığı altında Zeki Müren’in 8 tane uğuru!

1-) Totem: Levent’teki villasını aldığı zaman kendisine gelen ilk armağan. Hindistan’dan özel olarak getirtilen bu totem, Zeki Müren için bir huzur sembolü.

2-) Kırmızı Tesbihi: Hangi çeşit olursa olsun sabır alameti olarak kabul eder. Çok sevdiği bir dostu vermiş. İmamesinde yer alan küçük bir cam kutuda Kabe’nin renkli bir resmi yer alıyor.

3-) Orkide: Zeki Müren’in sahnesinin uğurudur. Her programdan önce mutlaka hayranlarından birer adet gelir. Onsuz sahneye çıkamaz. Evindeki vazolarda da mutlaka orkide yer alır.

4-) Gümüş Profil: 1958 yılında “Zehretme Hayatı” adlı bestesi için bağlı olduğu plak şirketi tarafından yaptırılmıştır.

5-) Altın Plak: 1955 yılında aldığı ilk “Altın Plak”tır. Manolya adlı bestesinin satış rekorları kırması sonucunda Türkiye’de ilk olarak Zeki Müren’e verilmiştir.

6-) Mevlevi Dervişi: Sema yapan heykelciği Konya’dan satın almıştır. Bu uğuru, daima büfesinin sağ tarafında bulundurur.

7-) Atkinson Parfüm: Sahneye çıkarken mutlaka ellerine ve boynuna sürer. Bu parfümü sürmeden bugüne kadar sahneye çıkmamıştır.

8-) Küçük Kuran: Dinin bütün gereklerini elinden geldiğinde yerine getirmeye çalışan Zeki Müren, bu küçük Kuran’ı boynundan hiç eksik etmez. Sahneye çıkmadan önce onu üç kere öpüp alnına koyar.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *