Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Hafif yağmur
10°
Ara

Medya ve kadın

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Medya ve kadın

İletişim, kitlesel düzeyde gerçekleştiğinde karşımıza araçları ifade eden medya kavramı çıkar. Aracılı ya da yüz yüze iletişim, bireyi toplum ile bütünleştirir. Bu bütünleştirmeyi içeren toplumsallaştırma işlevi kapsamında medyanın haber verme, uyum sağlama, kamuoyu oluşturma, tanıtma, kültürel aktarım ve eğlendirme gibi görevleri dikkat çekici bir şekilde ön plana çıkar.

Medyanın hem bireysel hem de toplumsal boyutta etkisi oldukça güçlü. Nasıl olmasın ki günde ortalama 3 saat 44 dakika televizyon izleyen Türk halkı, neredeyse yedi saatini internet ortamında ve bu sürenin 2 saat 57 dakikasını da sosyal medyada geçiriyor. Yani “Geleneksel” ya da “Yeni” fark etmeksizin “Medya” hayatlarımızda önemli bir yerde duruyor.

Toplumu, olumlu yönde değiştirme, dönüştürme ve kalıpyargıları ortadan kaldırma gücünü elinde bulunduruyor. Bu çerçevede baktığımızda medya, erkek egemen toplumumuzu kadın ve erkeğin daha eşit konumlandığı bir yapıya dönüştürebilir dersek yanlış olmaz.

Peki bu dönüşümü televizyon ya da telefon ekranında görebiliyor muyuz?

Sanırım hayır yanıtını verdiğimde kimse itiraz etmeyecektir.

Güçlü etkisi konusunda hem fikir olduğumuz medyada kadının yeri, konumu ve temsili önemli bir konu niteliği taşıyor. Medya sektöründe kadın üç önemli rolü üstleniyor: medya çalışanı, medya içerik kaynağı ve medya izleyicisi.

Medya çalışanı olarak kadın

Maalesef diğer sektörlerdeki kadın istihdamından nispeten yüksek sayıda olsa da medyada da kadın çalışan sayısı yeterli düzeyde değil. Üstelik yaşadıkları sorunlarda diğer sektörlerde çalışan kadınların sorunları ile benzer. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Kadın Gazeteciler Komisyonu 2024 yılında Kadınlar Günü kapsamında bir anket çalışması yaptı. Kadın gazetecilerin çalışma şartlarını tespit etmeye çalıştı. Araştırma sonucunda kadın gazetecilerin %75’i gelirlerinin düşük olduğunu, katılımcıların neredeyse yarısı taciz ve mobbing sorunlarını yaşadığını ve depresyonla mücadele ettiğini ifade etti. Kadın yönetici oranı da tatmin edici oranda değil. Medya sektöründe kadınların yönetici olabilme oranı sadece %37. Bu veriler kadın istihdamını arttırma, kadınların medya sektöründe yönetici olması konularında daha çok yol kat etmek gerektiğini gösteriyor. Kadınlar medya kuruluşlarında cam tavanlar ile karşılaşıyor.

Medya izleyicisi ve içerik kaynağı olarak kadın

Kadını medyada haberlerde, reklamlarda, dizilerde ve gündüz kuşağında ve haber programlarında içerik kaynağı olarak görüyoruz. Ne yazık ki bu içerik toplumsal cinsiyet kalıplarını değiştirmeye yönelik bir işlevi yerine getirmekten çok uzak.

Bir günde televizyon izlenme süresi 6 saat 22 dakika. Bu sürenin büyük oranda izlerkitlesi yine kadınlardan oluşuyor. Kadınlar ortalama 4 saat 5 dakika televizyon izliyor. 2023 yılında 2022 yılından 43 dakika daha fazla televizyon izlendi.

2023 yılı Televizyon İzleme Araştırmaları Komitesi verilerine göre en çok televizyon izleyen kadın yaş grubu 45 yaş ve üzeri. Bu kitle dizi, haber, sabah ve gündüz kuşağında yayınlana kadın programlarını izliyor. Üzücü olan ise bu programlarda kadınların toplumsal kalıpyargıları yeniden üretecek ve tekrar paylaşacak şekilde sunulması. Televizyon ekranında kadının yer alması ile ilgili tespitlerim ise şunlar:

  • Haber programlarında ya da tartışma programlarında alanında yetkin az sayıda kadın uzman konuk ediliyor,
  • Kadınları ilgilendiren konularda bile erkek konuşmacılar görüş belirtiyor,
  • Kadınların yaşadıkları fiziksel ve duygusal şiddet, gündüz kuşağı programlar için reyting arttıran metaya dönüşüyor,
  • Aynı şiddet dizilerde kadının eş ya da annelik görevlerini yerine getirmemesi gibi kalıpyargılarla hikayeleştiriliyor,
  • Kadınlar medya içeriğine başarılı, güçlü rol model karakterlerden daha fazla ya kurban/mağdur, eş, anne, cinsel obje ya da tüketen, pasif, kurnaz, entrikacı kadın stereotipi olarak sunuluyor.

Biyoloji temelli kadın ve erkek olmanın toplumsal yaşama yansıması olarak basitçe ifade edebiliriz toplumsal cinsiyet kavramını. Sorumluluklar, statü ve toplumsal roller cinsiyet temelli olarak sınıflandırılıyor. Kadınların meslek seçiminden evde ve işyerinde üstlenilecek sorumlulukların paylaşılmasına kadar pek çok konuda belirleyici oluyor. Görüldüğü gibi geleneksel medyada özellikle televizyonda toplumsal cinsiyet rolleri korunup pekiştiriliyor.

Sosyal medyada kadın

Televizyonda gördüğümüz sorunların tümü dijital mecra içinde geçerli. Sosyal medya da kadını ev, erkeği kamusal alan için uygun kabul ediyor. Sanal ortamda cinsiyetçi roller yazılı, görsel ve sesli dijital içerikte sahipleniliyor ve yayılıyor. Üstelik burada kadınlar hem içerik üreticisi hem tüketicisi. Sosyal medyayı kullanan kadınlar kendilerini ya kadınsı simgelerle ya da tüketen kişi olarak sunuyor.

Sosyal medya ile öğrendiğimiz filtreler güzellik algımızı etkilemeyi başardı. Kullanıcı kadınlarda daha kusursuz görünüş bir ihtiyaç halini aldı. Sosyal medyanın bu güzellik algısı baskısının estetik operasyonlara yönlendirdiği yönünde çalışmalar mevcut. Yani sosyal medyada da tıpkı geleneksel medyadaki gibi kadının benlik sunumu toplumsal cinsiyet kalıpyargıları ile biçimleniyor. Bu noktada özellikle güzellik, moda konularında influencer’ların takipçi sayılarının sürekli arttığına dikkat çekmek yerinde olacaktır.

Geleneksel medya ve sosyal medya da kadına yönelik cinsiyetçi yaklaşımın yeniden üretildiği, pekiştirici bir etki ile tekrar izleyiciler ya da takipçilerle paylaşıldığı bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Medya içeriğinde kadının yaşamını, duygularını ve deneyimlerini metalaştırmayan, popüler kültür ürününe dönüştürmeyen içeriğe ihtiyaç olduğu çok açık.

Kadını geliştiren, bilinçlendiren, eğiten programlar, modern, güçlü kadınlar yetişmesine katkısı ile medya sektörünün toplumsal yarar üretmesini de sağlayacak.

Medyada kadın değişirse toplum da değişir.

Çünkü bir kadın dünyayı değiştirir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *