Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Hafif yağmur
10°
Ara

Cumhurbaşkanlığı kamusal alan değil mi?

YAYINLAMA:
Cumhurbaşkanlığı kamusal alan değil mi?

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la birlikte açıkladığı, ”Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi” mevcut iktidarın kamuya bakış açısını ve tercihlerini bir kez daha net olarak ortaya koydu.

8 ana başlıkta gerçekleştirilmesi düşünülen tasarruf tedbirlerinde en ilgi çeken konu “taşıt alımları, yabancı araçlara yasak ve ortak taşıt havuzu.”

3 yıl boyunca bina alımları da durdurulacakmış. Bir diğer ilginç tasarrufta personel servislerine sınırlama getirilmesi.

İstihdama emeklilik şartı, ücretlere üst sınır, yeni kurumlar kurulmasının önlenmesi, demirbaş alımlarının durdurulması, hediye verilmesinin yasaklanması, ödeneklerde kesinti uygulanması, enerji verimliliğinin artırılması, yatırımların önceliklendirilmesi ve yeni proje alınmaması ana başlıklarıyla şekillendirilen bu tasarruf tedbirlerinden beklenen fayda 100 milyar. Yani 3 milyar dolar civarı bir tasarruf bekleniyor.

3 yıllık düşünülen bu paket Cumhurbaşkanının onayıyla yürürlüğe konacak ve uymayanlara da ceza verilecekmiş!

Vergi borçları 128 kez silinen ve 20 yıl ertelenen 5 şirkete kamudan 220 milyar dolar ihale verildiği Türkiye’de kamu personelinin servis araçlarını kaldırarak tasarruf yapılacağı fikrine inanmamızı bekliyorlar.

“Kamu kesimi için hazırlanan tasarruf paketini hızlıca gözden geçirdim. Doğru önlemler var. Bununla birlikte tasarruf önlemleri saray harcamalarını, uçaklarını, konvoylarını, korumalarını kapsamadığı sürece fazlaca işe yaramaz. Koyanların uymadığı kurallara kimse uymaz.”

İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez’in yaptığı bu değerlendirme bir yana birçok ekonomist yaptığı yorumlarda kamuda tasarrufun yükünü yine kamu çalışanları ve vatandaşların çekmek zorunda kalacağını belirtiyorlar.

İhtiyaç duyulan finansal desteğin yanında çok küçük bir orana denk gelen bu tasarruf tedbirleri sanki önümüzdeki günlerde gündeme gelecek kamu çalışanları ve emeklilere yapılması gereken zamları ertelemenin ya da yapmamanın gerekçesi olacak gibi görünüyor.

Konut fiyatlarının ve kiraların önlenemez artışıyla çok zor durumlara düşen kamu çalışanlarının sosyal konut ve lojman beklentisi de bu uygulamayla suya düştü.

Henüz ana başlıkları açıklanan bu tasarruf tedbirleri yerel yönetimleri nasıl etkileyecek, bilemiyoruz.

Hazır bu bahaneyle çoğu AKP li başkanlar tarafından borç batağına batırılan yeni CHP li belediyelerin de” borçlarınızı tahsil edeceğiz” diyerek ödeneklerine el koyarlarsa şaşmayın.

“Osmanlı’da Oyun Bitmez” örneğindeki gibi Osmanlı’dan devir aldıkları ayak oyunlarından birini daha oynamaya mı çalışıyorlar diye sormadan edemiyor insan.

Ülkenin tüm zenginlik kaynaklarının peşkeş çekildiği sermaye gruplarına verilecek ihalelerde tasarruf yok.

Her fırsatta vergi borçlarını silerken ya da 20 yıl ertelerken tasarruf düşünmeyeceksin ama kamu adına evine ekmek götüremeyen vatandaştan tasarruf bekleyeceksin. Cumhurbaşkanlığında bulunan uçaklara, Diyanet İşleri Başkanlığında kullanılmayan yüzlerce araca dokunmayacaksın, 125 bin kamu aracı dururken gözünü kamu görevlilerinin kullandığı servis araçlarına dikeceksin!

Almanya, Fransa ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde bile bizdekilerin onda biri kadar kamu aracı var.

100 bin kamu aracını satsanız hem gelir elde edersiniz hem de trafiği büyük ölçüde rahatlatmış olursunuz!))

Aslında yeni anayasa tartışmaları gibi bu konuda bir anlamda gündemi değiştirmeye yönelik gibi geliyor.

Son seçim yenilgisiyle ikinci parti durumuna düşen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasette yumuşama dönemi diyerek CHP’yi kendi minderine çekmeye çalışıyor. Bir yandan artık taşıyamayacağı bir yük haline gelen MHP kamburundan kurtulmak bir yandan da zaman kazanarak yeniden seçilebilmenin ortam ve koşullarını hazırlamak istiyor.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken toplumsal muhalefete ve özellikle de CHP’ye çok büyük sorumluluklar düşüyor.

Mevcut iktidarın kurmayı düşündüğü tuzaklara düşmemek için çok dikkatli davranması, eline geçen iktidar fırsatını kaçırmaması gerekiyor.

Siyasette samimiyet testinden sınıfta kalmış bir AKP’nin dümen suyuna girerek halkın ilk kez bu denli heyecan duyduğu iktidar umudunu boşa çıkarma lüksü yoktur.

Hazırlanması ve uygulanmasında görüşü sorulmayan muhalefetten şimdi bu uygulamaya destek olması istenecek.

Kamu garantili ödemeleri bir dönem için ertelemeyi, yüksek gelir gruplarının vergi kalemlerinde yeni düzenlemeler yapmayı aklına bile getirmeyen iktidar yine yoksul halkın sırtına binmeye çalışıyor.

Siyasi ömrünü tamamlamış AKP’nin yeniden siyaset sahnesinde öne çıkmasına neden olacak uygulamalardan kaçınmayan CHP kendi tabanına ve aynı zamanda halkına çok büyük haksızlık yapmış olur.

Umarız yeni anayasa gibi, yumuşama siyaseti, tasarruf tedbirleri gibi göz boyama oyunları yerine halkın gerçek gündemine dönen bir muhalefet görürüz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *