Haiti son çıkışta
Yolsuzlukların, siyasi istikrarsızlığın ve asayişsizliğin gelenek haline dönüştüğü Haiti’yi 2012 yılından itibaren izliyorum. Küba görevim sırasında sorumlu olduğum Karayipler’deki ilave 9 ülkeden birisi de Haiti idi. İki kez ziyaret ettiğim bahtsız ülkeyi bir yandan yozlaşmış politikacılar batırıyor, diğer yandan tabii afetler vuruyor. Haiti’de son defa 2016 yılında seçimler yapıldı, o tarihten bu yana seçim düzenlenemiyor. 2019’daki seçim akaryakıt darlığı, hayat pahalılığı ve ayyuka çıkan yolsuzluklardan ötürü sokakları dolduran kitlelerin yoğun protestoları nedeniyle yapılamadı.
Uluslararası toplumun yoğun baskısıyla, 2021 eylül ayında, Parlamento ve Başkanlık seçimlerinin birlikte düzenlenmesi üzerinde mutabakat sağlandı. Seçimlere 2 ay kala, cumhurbaşkanı Jovenel Moise evinde profesyonel yabancı bir suikast ekibi tarafından öldürüldü. Cinayetin ardından hakimiyet çetelere geçti. Suikastten 10 gün önce başbakan atanan Ariel Henry’den (tıp doktoru), ülkeyi seçime taşıması genel beklenti idi. Ancak, hükümet ile muhalefet arasında mutabakat sağlanamadı. Ülke son 3 yıl içinde giderek zıvanadan çıktı, tarihindeki en uzun ve en ölümcül krizin içine yuvarlandı.
2022 yılında 100 kadar çeteye bağlı 3 bin çete mensubu mevcut iken, bugün 300 çete bünyesinde, 6 ila 12 bin arası çete üyesi, Haiti’yi, özellikle başkent PortauPrince’i yaşanılmaz hale getirmiş durumdalar. 2023‘te çete teröründen ölenlerin sayısı 4 bine yükseldi. Başkentin yüzde 80’i çetelerin hakimiyetinde, başkente giden tüm yollar bunların kontrolünde. Hastaneler, okullar kapalı, doğumlar evlerde oluyor. G9 adlı çete ve başındaki “barbekü” lakaplı Jimmy Cherizier, sadece ülkesinde değil, tüm bölgede tanınan medyatik bir figür haline dönüştü. Rakip çete GPEP ise daha düşük bir profil izliyor. Bazı semtlerde insanların çetelerle mücadele etmek üzere “mahalle tugayları “ adıyla savunma grupları oluşturdukları biliniyor.
Başbakan Ariel Henry’nin, talep etmesi üzerine, geçen sene, BM Güvenlik Konseyi’nin onayıyla ve ABD’nin gayretleriyle, Kenya önderliğinde 2 bin kişilik bir polis gücünün adaya gönderilmesi kararlaştırıldı. Ancak Kenya ile Haiti arasında bir anlaşma bulunmadığı gerekçesiyle sorun çıktı. Sorunu aşmak üzere, başbakan Ariel Henry’nin, geçtiğimiz şubat ayında, CARİCOM (Karayip Ülkeleri Teşkilatı) dönem başkanlığını yürüten Guyana’yı ve Kenya’yı ziyaret etmek üzere ülkesinden ayrılmasıyla çetelere gün doğdu.
Henry’nin yokluğunu fırsat bilen çeteler, aralarındaki rekabeti bir kenara koymak suretiyle güçlerini birleştirdiler. Karakollara, limana ve 2 hapishaneye saldırdılar; 4 bin civarında mahkumu serbest bırakarak çetelerini eleman yönünden takviye ettiler. Daha da ileri giderek hava alanının kontrolünü ele geçirmek suretiyle başbakanın Haiti’ye dönüşünü engellediler. Porto Riko’da mahsur kalan Ariel Henry, görevinden istifa ettiğini duyurdu.
Jamaica’da düzenlenen CARİCOM (Karayip Ülkeleri Teşkilatı) liderler Haiti’yi seçimlere taşımak üzere 7 kişilik bir Başkanlık Konseyi oluşturulması kararlaştırıldı. Konseyin atayacağı yeni başbakanın yönetiminde, gerekli yasal çalışmaların ardından ve Kenya önderliğindeki polis gücünün Haiti kolluk kuvvetleriyle birlikte güvenliği sağlamasını takiben, seçimlerin düzenleneceği duyuruldu. Halen, tespit edilen siyasi grupların kendilerine tahsis edilen Konsey üyelerini seçip CARİCOM’a bildirme aşamasının tamamlanması bekleniyor. Bir pürüz çıkmadığı takdirde, önümüzdeki haftalarda yeni başbakan ve yeni kabinenin açıklanması sözkonusu. Kenya makamları, geçiş dönemi hükümetinin göreve başlamasının ardından polis gücünün Haiti’ye hareket edeceğini açıkladılar. Haiti için uçurumdan önceki son çıkış sayılan CARİCOM’un yol haritası önünde, çetelerin dışında büyük bir engel yok gibi duruyor. Yeni yönetimin, elleri kanlı çeteleri, müzakereler yoluyla mı, yoksa silah yoluyla mı tasfiye edeceğini önümüzdeki dönemde izleyeceğiz.
Geçtiğimiz 23 yıl içinde Haiti’ye dair yazılarımda, ülkede büyük kriz ve kaos yaşandığını, uçurumun eşiğine gelindiğini, uluslararası toplumun Haiti’nin elinden tutması icap ettiğini hep dile getirmiştim. Bu defa da tekrarlıyorum. Dibe vuran Haiti’nin, çok geciken seçimleri 2024 yılında huzur ortamında ve adil koşullarda gerçekleştirerek yeni bir dönemin kapısını aralaması tüm bölgeye rahat bir nefes aldıracaktır.