CHP'de neler oluyor?
Yerel seçimlere 50 günden az bir zaman kaldı.
Bir hafta sonra siyasi partiler aday listelerini ilgili Seçim Kurullarına teslim etmek zorunda.
Doğaldır ki, zaman daraldıkça siyasi partilerde bir telaş, aday listelerini tamamlamaya çalışıyorlar.
CHP de her zaman olduğu gibi alışıldığı üzere aday belirleme işlerini son ana bırakma alışkanlığından vaz geçmiyor.
An itibariyle henüz kimi büyük ilçeler açıklanmadığı gibi, tepki çeken kimi belediyeler için yeniden değerlendirmeler yapılıyor.
Aday belirlemede farklı yöntemlerin uygulandığı söylenen CHP de kamuoyu anketleri en çok merak edilen yöntemlerden biri.
Örgütlerin pek dikkate alınmadığı bu süreçte kamuoyu anketlerinin hangi firmalara yaptırıldığı bilinmediği gibi bu anket sonuçlarına da pek uyulmadığı iddialar arasında.
Örneğin Hatay’la ilgili deprem geçirmiş, mağdur olmuş kentin yurttaşlarının çok büyük tepkilerine karşın niye ısrarla önceki başkan Lütfü Savaş’ın aday yapıldığının mantıklı bir izahı yapılmış değil.
Üstelik de Hatay’ın tüm ilçelerinde oluşturulan kent inisiyatiflerinin, sivil toplum kuruluşlarının itirazına rağmen.
Üstelik depremde çok büyük kusurları ve yıkılan binaların müteahhitleriyle yakın ilişkileri olduğu iddialarına rağmen.
Bölgedeki diğer parti ve siyasi örgütlerin ortak akılla, birlikte belirleyelim önerilerini yok sayarak inatla ve ısrarla, halka rağmen aday yaptığınız Lütfü Savaş’a kimlerden, hangi yüzle oy isteyeceksiniz.
Hiç dikkate almadığınız sol örgütlerin ortak aday çıkarma girişimlerini de bozgunculuk, bölücülük, iktidarın değirmenine su taşımak gibi kolaycı yakıştırmalarla itibarsızlaştırmaya çalışmanız halkta karşılık görmüyor.
An itibariyle tüm sol örgütler ve siyasi partiler kent uzlaşısı adına Gökhan Zan’ı TİP listesinden Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ilan ettiler.
Yapılan açıklamada CHP’ nin bugün yapacağı toplantıda adayını geri çekmesi ya da Lütfü Savaş’ın çekilmesi durumunda yeniden görüşmeye ve ortak aday belirlemeye de açık olduklarını belirttiler.
Bu durumda CHP’nin bir kez olsun yönünü sola çevirip, asıl bileşenleriyle iş birliği imkanlarını zorlaması gerekmez mi?
Kaldı ki, Hatay için simge bir isim haline gelen Gökhan Zan’ı CHP niye şimdiye kadar değerlendirme ihtiyacı duymadı?
Ya da Genel Başkan Özgür Özel’in en baştan verdiği söze rağmen niye tüm kademelerde ön seçim yapılmadı?
Hani “en kötü sandık sonucu, en iyi atamadan daha iyiydi.”
En azından yaptığı çalışmalarla yurttaşların takdirini almış ve bu görevleri hak eden adaylar atanmış değil, seçilmiş kişiler olarak daha yüksek bir moral ve motivasyonla seçim kampanyalarına başlamış olmazlar mıydı?
“İçinde bulunduğumuz zor koşullar ya da yetersiz zaman” gibi bahanelerin ardına saklanıp kolay işi zora soktunuz.
Hele de “sağlıklı bir üye ve delege yapısı olmadığı için sandık da her zaman sağlıklı sonuçlar vermiyor” türünden açıklamalar hiç doğru değil.
Daha sağlıklı bir üye yapılanması ve aday belirleme yöntemi için tüzük değişikliği yapmak istediniz de engel olan mı vardı?
Her fırsatta tek adam yönetimi diye eleştirdiğiniz iktidar partilerinden farklı ne yaptınız da üyeler karşı çıktı?
Özellikle de yerel seçimleri yerel örgütlerle kazanabilirsiniz.
Örgütleri devre dışı bırakarak adayları parti içi güç dengelerine ve gruplara göre belirleme alışkanlığından kurtulmak gerek.
Türkiye’de demokrasiyi savunduğunu iddia eden bir parti önce kendi içerisinde demokrasiyi yerleştirmek, eşit ve adil yarışma koşullarını oluşturmak zorundadır.
Aksi halde kişileri ve görevlerini değiştirerek ne değişim ne dönüşüm ne de yenilenme mümkün olamaz.
CHP’nin her gün biraz daha yoksullaşan, baskı altında özgürlüklerinden yoksun bırakılan, umutları tükenmiş, hayalleri yok olmuş bu halka iktidar sözü vardı.
CHP’nin “hak, hukuk, adalet” gibi kavramlarla birlikte eşit yurttaşlık, barış, adil paylaşım gibi idealleri vardı.
Sosyal demokrasinin evrensel kurallarına uymak gibi, emekten, yoksul halktan yana olmak gibi temel ilkeleri vardı.
Şimdi CHP’nin yeniden o hepimizin özlediği fabrika ayarlarına yeniden dönmesi gerekiyor.
Yeni bir seçim sınavına girerken halkın CHP’den beklediği; köhnemiş sağın siyaset kırıntılarıyla siyaset yapmak değil, gerçek solun, demokratların, yurtseverlerin, devrimcilerin yanında yer almasıdır.