Sırbistan'a huzur gelir mi?
Sonuncusu geçtiğimiz pazar günü (17 Aralık) olmak üzere Sırbistan'da son dört yıl içinde üç kez parlamento seçimleri düzenlendi. Her üç seçimi de Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç'in partisi önde bitirdi. Nisan 2026'da yapılacak seçimi 2,5 yıl öne çeken Vuçiç, 250 sandalyeli mecliste bu defa 127 vekil elde ederek, mutlak çoğunluğa ulaştı. Artık geleneksel koalisyon ortağı Sırbistan Sosyalist Partisi’ne ihtiyacı kalmadı.
* * * *
Batı’dan yana muhalif partiler bu defa Vuçiç'e karşı "Şiddete karşı Sırbistan" adlı geniş bir koalisyon altında birleşmelerine rağmen, yüzde 24 oy alabildiler. Peki, 17 Aralık seçimleri Sırbistan'a Vuçiç'in hedeflediği sükunet ve huzuru getirebilecek mi diye sorarsanız cevabım hayır olacaktır. Geçtiğimiz mayıs ayından itibaren onbinlerce öfkeli taraftar ile Belgrad'ın meydanlarını doldurarak Vuçiç'i rahatsız eden batılı muhalefetin, erken seçim sonuçlarına itiraz bahanesiyle tekrar sokaklara inmesi ve otoriter liderin istifasını istemeye devam etmesi, ufukta gözüken manzaradır.
* * * *
Sırbistan'da, NATO müdahalesi (1999) ertesinde, "Sırbistan Demokratik Muhalefeti (DOS)" adıyla, Miloseviç'i iktidardan indirerek ülkenin yönünü batıya çevirmeyi başaran, ancak 2012 yılı seçimlerinde iktidarı kıl payıyla Vuçiç'in partisine kaptıran, batılı değerlere bağlı güçlü bir muhalif cephe mevcuttur. Özellikle Belgrad'da, çeşitli gerekçelerle, büyük kitlesel protestolar düzenleyen bu gruplar, kaybedilen seçimler ertesinde evlerine çekilmezler, ortadan kaybolmazlar. 2018 Kasım’dan itibaren on binlerce insanın her hafta sonu sokaklara inerek iktidarı protesto ettiğini hatırlıyoruz. Haziran’daki seçimleri muhalefetin boykot ettiğini, seçmenlerin yarısının oy vermeye gitmeyerek iktidar açısından meşruiyet sorunu yarattığını biliyoruz.
* * * *
Batılı muhalefet 2023 yılı mayıs ayından itibaren Belgrad'ın meydanlarını yeniden doldurmaya başladı. Bir yandan Avrupa Birliği'nin Kosova ile normalleşme yönündeki baskıları vesilesiyle Sırp milliyetçisi çevrelerin ihanet suçlamalarına hedef olan, diğer yandan "Şiddete Karşı Sırbistan" ittifakının kitlesel protestolarından rahatsızlık duyan cumhurbaşkanı Vuçiç, erken seçim ile halkın kendisine ve partisine karşı duyduğu güvenin tazelenmesinin en uygun çözüm olacağını değerlendirdi.
* * * *
17 Aralık günü düzenlenen seçimler Vuçiç'in partisinin önderliğindeki ittifakın açık ara zaferiyle sonuçlandı. Parlamento seçimlerinde batılı muhalefetin iki katı oy (yüzde 47) alan Vuçiç, mahalli seçimlerde aynı düzeyde başarı elde edemedi, Belgrad belediye başkanlığını kazanamadı. Bu önemli koltuğun hangi partiye gideceği henüz muallakta. Başkentin 110 üyeli Belediye Meclisi'nin 5 farklı ittifaka mensup yeni üyeleri aralarında anlaşıp belediye başkanı seçemezler ise, Belgrad sınırları içinde mahalli seçimlerin tekrarlanması icap edecek.
* * * *
Vuçiç'in seçim zaferleri ertesinde, seçim ortamının hür ve adil olmadığı şikayetlerini hep duyduk. Çeşitli kural dışı uygulamalara başvurulduğu gerekçesiyle seçim sonuçlarına itiraz edildiğini hatırlıyoruz. Benzer itirazlara bu defa da şahit oluyoruz. Ancak bu defa durum ciddi. Özellikle Belgrad'da oturmayan 30-40 bin civarında "çakma seçmenin" komşu ülke Bosna'dan (Republika Srpska) otobüslerle getirildiği ve oy kullandıkları iddia ediliyor. Vuçiç karşıtları seçim sonuçlarının açıklandığı 17 aralık akşamından itibaren Yüksek Seçim Kurulu binasının önünden ayrılmıyorlar. İki muhalif lider açlık grevine başlayacaklarını duyurdular.
* * * *
Vuçiç'in ülkeye yabancı yatırımcı çekilmesinde ve istihdamda gözle görülür başarıları yadsınamaz. Ülkesinin yönünü AB istikametine çevirmesine karşın Sırp halkının çoğunluğunun Batı dünyası karşıtı duygularını dikkate alarak iki blok arasında dengeyi başarıyla koruması onun notunu yükseltmiştir. Başkent Belgrad'ın, 15 yıl sonra, Vuçiç'in katkılarıyla, bir Avrupa başkentinden farkı kalmadığını şahsen gözlemledim.
* * * *
Ancak madalyonun diğer tarafından bakıldığında, Sırbistan Brüksel açısından yorucu, inatçı, söz dinlemeyen zor bir aday ülke konumundadır. Değerlendirme henüz erken olmakla birlikte, 17 aralık erken seçimin şaibeli olarak lekelendiği ve Sırbistan'ı Avrupa'dan biraz daha uzaklaştırdığı kanaatindeyim. Huzur ve sükunet getirmesi dileğiyle düzenlenen seçim sıkıntılı ve çalkantılı bir dönemin kapısını aralamıştır.