Bu bayram da Merdan Yanardağ kurban seçildi
Dün yayınladığım bayram mesajında “İster koyun ister koç, isterseniz deve kurban edin ama ne olur bizim umutlarımızı, hayallerimizi kurban etmeyin” diye yazmıştım.
Kadim dostum Hasan Gürkan da yorumunda “eşitlik ve özgürlüğü kurban etmeyin” diye eklemişti.
Ardından bir dolu insandan kurban edilmemesi gereken değerlerimize ilişkin onlarca mesaj geldi.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında yapılan algı operasyonlarını, yalana, iftiraya dayalı video paylaşımlarını daha içimize sindiremeden bu kez yine bir montaj video olayıyla karşılaştık.
Vera bu bayramı da babasız geçirecek, Kavala, Demirtaş, Gezi mağdurları bir bayram daha ailelerinden, yakınlarından en önemlisi özgürlüklerinden yoksun geçirecekler bayramı derken saraya karşı en etkili muhalefeti yapan Tele1 Kanalına ve Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’a yönelik bir operasyon başlatıldı.
İçişleri ve Adalet Bakanlarının değişmesiyle birlikte insan hak ve özgürlükleriyle adalet ve hukuk alanlarında değişim bekleyenler bir kez daha anladılar ki sistem değişmeden olmuyor.
Kişilerin değişmesiyle değişim olmuyor.
Tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifasıyla CHP de her şeyin değişeceğini sanan ulusalcıların, Kılıçdaroğlu’nun varlığı ve desteğiyle siyasette yer edinen CHP baronlarının niye uzun yıllar bulundukları ayrıcalıklı konumlarından ayrılmadıklarını anlayamadıkları gibi.
Geçmişte gerek Kandil’i gerekse Abdullah Öcalan’ı siyasi çıkarları ve iktidarlarının devamı için kullanan, gündemde tutan Cumhur ittifakını anlarım da sözüm ona saraya muhalefet ettiğini iddia eden İYİ Parti kurmayları ve özellikle Meral Akşener’in son dönemlerdeki ilkesiz tavırlarını gerçekten anlamakta zorlanıyor insanlar.
Demokratik siyaseti savunduğu için Kandil ve İmralı tarafından düşman ilan edilen Selahattin Demirtaş’ın yıllardır cezaevinden yaptığı barış ve demokrasi çağrılarına HDP’nin kulak tıkamasını, sessiz kalmasını da doğrusu anlamak olası değil.
Ekonomik gidişatı, enflasyon, hayat pahalılığı ve artan yoksulluğu tüm toplum kesimleri dibine kadar yaşıyor.
İktidara bağımlı hale getirilen yargı ve adalet sisteminin izlerini yaşamın her alanında tüm çıplaklığıyla görüyor, yaşıyoruz.
Soran, sorgulayan, düşünen insanlar üzerinde oluşturulan baskı, basına uygulanan sansür, muhaliflere yönelik itibarsızlaştırma eskiden olduğu gibi ve hatta artarak sürüyor.
Tam da arife günü, Merdan Yanardağ’ın gözaltına alınması Bayram öncesi tüm muhalif basına verilen bir gözdağı.
Türkiye’nin gözü önünde olan, bir TV kanalının sahibi ve Genel Yayın yönetmenliğini yapan birini niye kanalı basarak gözaltına alırlar.
Savcılığa çağırsalar gitmez miydi?
Kaldı ki, Merdan Yanardağ’ın söyledikleri suç kabul edilecekse; aynı suçu başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AKP yöneticilerinin büyük bölümü fazlasıyla işlediler.
Tele1 ve Yanardağ örgütlenmiş kötülüğe karşı gerçeğin izini sürmeye çalışıyorlardı.
Ama bu korku iklimi öylesine sindirmiş ki insanları, muhalif siyasi partiler bile geçmişten bu yana bu tür haksız uygulamalara, hukuk dışı yaptırımlara sessiz kaldılar, tepki vermediler.
Anayasal hakkı olan milletvekilliğine aday olup, Yüksek Seçim Kurulu tarafından da adaylığı kabul edilmesine ve Hatay ilinden TİP’ den milletvekili seçilmesine karşın hala cezaevinde tutuklu bulunan Can Atalay’da bayramı Silivri’de geçirecek olanlardan.
Bayramlar toplumsal barışın hatırlanacağı, sevgi ve dostluk duygularının öne çıkarılacağı önemli günlerdir.
Ama özellikle de Kurban Bayramını hayvan kesme ritüeline dönüştürenler aslında egemen güçlerin toplumu susturma, boyun eğdirme, biat etme amacına hizmet ediyorlar.
Ekonomik durumu uygun olan ve samimiyetle bunu yardım amaçlı yapanlar, isterlerse bunu yılın her gününde, istediği her ortamda yapabilir.
Ancak bankadan kredi çekip kurban alan vatandaşa ne demeli?
Kurban geleneği, biat kültürünün bir parçasıdır.
Parası olan hayvan keserek kurban ediyor ama iktidar muhalifleri kurban etmeye devam ediyor.
Bu arada çocuklarımızın geleceğini, gençlerin hayallerini, yoksul halkın umutlarını da kurban ediyorlar.
Cumartesi anneleri yine coplanıyor, işçiler ulufe bekler gibi asgari ücretin açıklanmasını bekliyor, emekliler evinden çıkamıyor, gençler yurt dışına çıkmak için çabalıyor, köylü tarlasını işleyemiyor, ürününü satamıyor, kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor, çocuklar istismar ediliyorsa,
Bayram gelmiş neyime!
Attığı bir tweet, yazdığı bir mesaj, söylediği bir söz yüzünden insanlar baskı altında tutuluyor, soruşturmalardan geçiyor, tutuklanıyorsa,
Kandil’de, İmralı’da, Oslo’da terör örgütüyle görüşmeler yapanlar bugün ülkeyi yönetiyor ve bir televizyon kalanının yöneticisi gazeteci Merdan Yanardağ ve daha onlarca basın emekçisi hukuk mağduruyken,
Bayram gelmiş neyime!
An itibariyle tutuklanma talebiyle savcılık tarafından mahkemeye sevk edilen Merdan Yanardağ’ın özgürlüğüne kavuşması umuduyla bayramınız kutlu olsun.