Duyguların sahtesi yapılabilir mi?
“The Best Offer” filminde şöyle bir replik geçiyor: “İnsanın duyguları sanat eserlerine benzer. Sahteleri yapılabilir. Tıpkı gerçek gibi görünebilirler ama sahtedirler. Her şeyin sahtesi yapılabilir, sevincin, acının, nefretin, hastalığın, iyileşmenin. Aşkın bile…”
İki gün önce bir arkadaşıma bunu söyledim. Örneklerle anlattım ve “Bak duyguların da sahtesi oluyor işte. Göz göre göre insanlar sevgi adı altında yalandan rol veya show yapıyor” dedim. Kafası karışık bir halde beni dinledi ve henüz bu tarz olaylarla karşılaşmadığı için çok anlam veremedi. Sonuçta bunu yalnızca tecrübe edenler bilirdi. Her neyse bir sevgilisi vardı ve inanılmaz üzerine titreyip ilgi gösteriyordu. Ben ona o cümleyi söylediğimde “Benim sevgilim o yüzde beşlik iyilerden, ona çok güveniyorum” dedi. Sanki bir gün sonra ayrılacaklarını hissetmişim gibi ona “İnsanların duygularının sahtesi yapılabilir” demişim. Evet maalesef bir gün sonra sudan bir sebepten dolayı çocuk terk etti. Eğer kızın ufacık bir hatasından dolayı bile ayrılsa yine hak verebilirdik ama ayrılık sebebi öyle saçmaydı ki, “Sen daha iyilerine layıksın” yalanını söylese bile daha iyiydi. O derece… Ki sanki o yoğun sevgiyi veren kendisi değilmiş gibi, ayrılık sonrası kızın ağlayıp tüm gün boyunca 20 kere aramasının bir tanesini bile açmadı. Seven insan böyle bir şey yapmazdı, yapamazdı…
Seven kendini belli eder
Eğer istemeyerek ayrılmak zorunda kalırsanız, o kişi sizi arasa bile açarsınız ki. İnanın, sevenle sevmeyen kendini öyle bir belli ediyor ki, başında etmese de sonunda mutlaka ediyor. Hem şarkıda ne demişler: “Seven belli eder kendini, başını dik ayakta durur.”
Herkesin sevgi anlayışı, sevgiyi algılayış biçimi, sevgiye inanma kriterleri farklıdır. Herkes istediğine inanıp inanmayabilir, ben şimdi sadece kendi gözlemlerime dayanarak size hangi insanların sevgisine inanmadığımı söyleyeceğim.
1-) Saatlerce ortadan kaybolanlar: İnternette bir yazı gördüm “5 saattir bana yazmadı ayrılmalı mıyım?” diye. Bence 5 saat iletişimsiz kalınabilir problem yok bunda. Geceleri saymıyorum zaten uyku vakti. Mesela gün içerisinde 10 saat gibi ciddi bir süre ortadan kaybolup sizi unutmuşsa, bu çok ciddi bir sinyaldir. Yoğunluk bu kadar saat yazılmamasına asla engel değildir. Şöyle bir durum olabilir, diyelim ki siz çok aşırı yoğun olduğunuzu söylediniz ve o da anlayışlı davranıp sizi rahatsız etmek istemedi ve siz müsait olunca yazarsınız diye düşünüp size yazmadı. Bu kişileri saymıyorum. Çok uzatmak istemiyorum tek bir cümleyle özetleyeceğim: “Seven insan zaman yaratır!”
2-) İhmal edenler: Bu arada saatlerce yazılmaması da bir ihmaldir ve “En küçük ihmaller, en büyük duyguları bile öldürecek kadar güçlüdürler.”
3-) Yalan konuşanlar: Mesela işi yokken işim var diyenler, başka bir yerdeyken başka bir yerden çıkanlar gibi noktasından virgülüne her yalan bu kategoriye girer. Seven insan kaybetmekten korkar, eğer yalan konuşuyorsa sizi kaybetmeyi çoktan göze almış ve sizi çoktan gözden çıkarmıştır.
4-) Çaba sarf etmeyenler: Bu en önemli maddelerden biri. Diyelim ki x kişisi ihmal etmek, saatlerce yazmamak, yalan konuşmak vs. gibi maddelerden birini yaptı. Sonucunda siz de kendinize saygı duyan biri olduğunuz için mecburen ayrıldınız. Karşınızdaki insan özür dilemek yerine canla başla haklı çıkmaya çalışıyorsa zaten inanın bana gram sevmemiştir. Çünkü keyfi bir ayrılık yok ortada. O insanın yaptığı bir hata var ve bunun sonucunda bir ayrılık söz konusu. Bu noktada sevgisi sahte olmayan insan onu geri kazanmak için mücadele eder ve çaba sarf eder. Kısacası çaba sarf etmeyen insanların da sevgisine inanmıyorum.
5-) Çok eşli olanlar: Buna açıklama bile yapmama gerek yok, zaten birinci kişiye olan sevginiz gerçek olsaydı ikinci kişi olmazdı. Hayatında birden fazla insan olan bir kişinin, sadece sevgisi değil bence kendisi de sahtedir.
Saygısızlık yapanları, güven vermeyenleri, hakaret edenleri, şiddet uygulayanları vs. söylememe bile gerek yok değil mi?
Peki insanlar neden sahte duygular sergiliyor? Bunu çok düşündüm ve sanırım canları sıkılıyor. Ya da onlar karşısındaki insanların hislerini oyuncak yapıp oynayacak kadar kötü kalpliler. Bir kere benim insanı sahte duygularla kandırmama başta vicdanım el vermez. Dünyaları önüme serseler, ufacık yalan duygu gösteremem. Hem bana yakışmaz, hem de üzmeye korkarım. Çünkü yakınım olmasına gerek yok, biri üzülürse ben de üzülürüm... Sanırım herkes kendine yakışanı yapıyor.
Bu arada son olarak içimden geldi: Asla şüpheye düşürmeyen, sonsuz güven veren, sahtelikten uzak ve sevgisi gerçek olan insanlara denk gelmeniz dileğiyle…