“Şuursuz Aşk” ağlattı!
Filmi izledim ve tahmin ettiğim gibi oldu. Daha 12. dakikasından itibaren gözlerim dolmaya başladı. Yusuf karakterinin haksız yere uğradığı işkenceler insanın canını çok yakıyor. Resmen içim parçalandı. Tam güzel bir olay oluyor derken yeniden kötü bir olay olmaya başlıyor ve ben yine üzülüyorum. Finale doğru gelirken film mutlu sonla bitiyor diye sevindim, sonra baktım yarı mutlu sonla bitti. Yine üzüldüm :) Resmen gözyaşları içinde izledim filmi.
Filmin senaristi ve yönetmeni olan Umut Ertek, “Şuursuz Aşk” filmiyle Türk sinemasında büyük bir başarıya imza attı. Umut Ertek, backgroundunda müzik olan bir yönetmen ve geçtiğimiz ay “Legal Korsanlar” isminde yeni bir single yayınladı. Bozcaada’ya gittiğim zaman dinlemiştim ve sözleri beni inanılmaz etkilemişti. İnsanlara çok güzel bir seslenişte bulunmuş ve olan biteni samimi bir dille o kadar güzel anlatmış ki…
“Mutlusun diyorum, iyisin. Gayret gösteriyorum kandırmak için kendimi. Kavga ediyorum kendimle kendimden geçerek. Belki de seçeneksizlikten seçiyorum bütün seçenekleri. Sonra anlıyorum yine kandırmışım kendimi… Kendimi kandırmasam işin içinden çıkılacak gibi değil!”
Bu benim kendimi bulduğum en sevdiğim bölümü, siz hepsini dinleyin eminim çok etkileneceksiniz. Umut Ertek söylediği sözlerde de, çektiği filmlerde de, yazdığı yazılarda da duyguyu çok iyi veren birisi. Sadece duyguyu vermekle kalmıyor, adeta o duyguyu insanın içine derinden işliyor. Bence bunun sebebi de; kendisinin oldukça duyarlı, ifade yeteneği güçlü, samimi ve içten olması… Yoksa bu kadar etkileyici şeyler, kesinlikle tam tersi olan bir insandan çıkamazdı.
Gelelim filme… 1 Saat 47 dakika süren film, 2019 yılında izleyiciyle buluştu. Umut Ertek'in senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği "Şuursuz Aşk, akıl hastanesinde geçen hüzünlü bir aşk hikayesini konu ediyor. Doğuştan engelli olan Yusuf'un hayattaki tek amacı, üniversitenin kampüs girişinde simit satıp annesine ekmek götürebilmektir. Siyaset ile uzaktan yakından ilgisi olmayan Yusuf, ihtilalin kaos ortamından nasibini alır. Yaşananların ardından genç adam gözünü, akıl ve ruh sağlığı rehabilitasyon merkezinde açar. Yusuf'un yolu burada, uzun zamandır hastanede kalan ve geçmişin izleriyle boğuşan Menekşe ile kesişir. Aynı hastanede iyileşmeye çalışan Yusuf ve Menekşe, birbirlerini tanıdıkça bihaber oldukları aşk duygusu ile tanışır. Bu durum onların yeniden doğumuna sebep olur. Engellere rağmen sevmek ne güzel bir şey değil mi? Peki ya hiçbir engelin olmadığı yerdeki sevgisizlikler? Neyse o konulara hiç girmeyelim, ona çare bulamayız.
Masum aşkı hatırlamak isteyenlere “Şuursuz Aşk”ı izlemelerini tavsiye ediyorum. Yanınıza peçete almayı unutmayın.
Son olarak; şuursuz bir aşka şahit olduğumuz filmde, filmin başrolü İsmail Hacıoğlu bir röportajında şöyle demiş: “Aşkın çok şuurlusunun da bir hayrı olmuyor zaten!”