Geliyor gelmekte olanlar!
Yüzbaşı Volkan, Tarkan, Kara Murat Teksas, Tommiks, Kaptan Swing gibi çizgi romanlar, Çalıkuşu, Eskici, İnce Memed, Kaşağı okunurdu.
En az bir enstrüman çalabilen Köy Enstitüleri vardı.
Geniş paçalı pantolon, uzun yakalı gömlek, entari, etek-ceket takım elbiseler giyilirdi.
Kadınlar rengârenk eşarplar kullanır, hiç malzemesi olmayanın bile muhakkak bir adet ruju mevcuttu.
Eşofmanla sokağa çıkmak, taytla gezmek ayıptı.
Telefonla konuşmak için saatlerce beklenirdi.
Televizyon her hane de yoktu. Çerezler alınır komşuda dizi izlenirdi.
Gazeteler taşraya bir gün, mevsim kış ise iki-üç gün sonra gelirdi.
Cinayet haberi okunduğunda, diğer tarafta sanık tutuklanmış olurdu.
Yani taşrada isen haberleri en az bir gün sonra öğrenirdin.
Bunlara rağmen fakiri, zengin her gün en az bir gazete alırdı.
Kot pantolonun varsa moderndin, hele markası Lewis ise zengindin.
Esem sport, Mekap günlük spor ayakkabıların fiyakalısı idi.
Kül boşaltmaktan gına gelinen sobalar vardı. Kazanlı sobalar çıkınca üç-beş tahta mandala eskiciye verdi.
Tek tük olan kuru temizleme dükkânına zenginler, iş adamları uğrardı.
Lira değerli idi. Euro yoktu. Alamancıların para birimi Mark idi.
Makam arabalarında zırh yoktu. Yerli diye bilinen Renault marka araba tercih edilirdi.
Benzin, yağ, şeker, un, ekmek kuyruklarının revaçta olduğu yıllarda her evde araba yoktu amma bisiklet vardı.
Önemli olan ise herkes mutlu, gelecekten umutlu idi.
Şimdi üç yüz, beş yüz hatta bin (!) kanallı Televizyon paketleri satılıyor. Parana göre seç beğen al.
Yüz yılımıza uyarlanmış diziler, filmler var.
Fena olan ise romantik diziler dahi silahsız çekilemiyor.
Araştırmacı birkaç yazar dışında herkes Atatürk ile ilgili kitaplar bastırıyor. Romanlar bir birinin aynı.
İlkokuldan üniversiteye kadar artık paralı okullar mevcut. Bastır parayı al diplomayı…
Modayı Paris değil internet yönetiyor. Soruyorsun, cevap saniyede karşında… Mesela bu yılın rengi Viva Magenta. Eflatun.
Her köşede kuru temizlemeci mevcut. Fabrikasyon arttı. Terziler tek tek kapanıyor.
Paramızın değeri kalmadığı gibi, itibar da kalmadı. Bir Euro yirmi lira.
Boş araziler yabancı marka araç mezarlığa döndü. Liderler zırhlı tercih ediyor.
Un, yağ, şeker, benzin kuyrukları yerlerini, bankalara, ekmek, et ve süt kuyruklarına bıraktılar.
Scootterlar geldi. Bisiklet unutuldu.
Odunlu soba, tüplü televizyon, ev telefonları, Anadol, Murat arabaları antika oldu.
Moda diye bir şey kalmadı.
İnönü, Ecevit, Demirel, Erbakan, Türkeş gibi liderler gitti.
Artık dünyayı onlar geliştirecekler!
Yaratıcı, birleştirici, teknolojiyi kullanan, hakkını yedirmeyen, hak yemeyen adaletli, sorgulayan, bilgili, üretken yurdunu, Atatürk’ü seven, bilim ve aklın kullanıldığı,
Gelmekte olan gençler geliyor…