Beylicium'un sefası çocukların, cefası bizim!
Bugünlerde gazete merkezimizin yer aldığı Beylicium AVM'de bir curcuna var ki sormayın gitsin.
Hele sömestr tatili ortamı var ya. Nerdeyse 300 bin nüfuslu Beylikdüzü'nün bütün çocuklarına bizim AVM refaket ediyor da ebeveynler sanki başka ilçelere volta atmaya kaçıyorlar gibime geliyor.
Çocuğunun elinden tutan. Eline bir elektrik, su, doğalgaz, PTT, cep telefonu faturası alan buraya koşuyor. Sanırsın Mevla'na Konya'ya davet etmiş; 'gel gel, ne olursan yine gel' ama Beylikdüzülüler bu sözü yanlış anlamışlar!
*
Beylikdüzü Belediyesi’ne ait bildiğim kadarı ile ilçe genelinde birden fazla bina var.
Kültür Merkezi bu ara tadilatta.
Gürpınar'a açılan Zübeyde Ana Sosyal Yaşam Merkezi belli ki çok fazla ilgi görmüyor.
Beylicium AVM'nin yarısı özel mülkiyet, yarısı belediyeye ait.
Özel mülkiyet olan yerler kiradalar.
Giyim üzerine mağazalar var.
Mobilyacılar, parfümeriler, kırtasiyeler, lokantalar, telefoncular falan var.
Belediye dükkanlarının çoğu ise STK ve belediye hizmet birimlerinin elinde.
*
Beylicium AVM içerisinde, tiyatro salonları var.
Sinema salonları var. Spor salonları, kurslar, belediye halkla ilişkiler salonları var.
PTT, İGDAŞ, Turkcell, Vodofon, İSKİ ödeme merkezleri var.
Üstüne bir de tüm etkinlikler (sinama, tiyatro gibi) çocuklara bedava olunca.
Anlayacağın şenlik yaşayan, sefa süren çocuklar oluyor, cefa çeken bu AVM içerisinde çalışanlar, iş merkezleri, ofisler ve çoğu mağazalar.
*
Hele bu günlerde bir de trompet ve bando takımı çıkarmış AVM yönetimi.
5-6 kişi ellerinde davul, ağızlarında saksafon, klarnet ve trompet.
Eyvah eyvah.
Sanırsın AVM değil Brezilya Rio karnavalı yaşanıyor, biz de basın mensupları olarak karnavalı izlemeye gelmişiz.
*
Daha otopark olayını söylemeye fırsat bile kalmadı.
AVM'nin altında yer alan iki kat otopark ne zaman girsem tıka basa dolu.
Garibim güvenlik görevlilerine üzülüyorum.
AVM girişinde uyarıyorlar; 'yer yok' diye.
Dinleyen kim.
Düşünsene belediye meclis üyesisin AVM'ye gireceksin ve bir güvenlikçi sana yer yok diyor!
Ne yapar o meclis üyesi; hemen canın sağolsun diye geri gider öyle mi!
Neyse ne yapacağını anladınız siz.
Veya AVM esnafısınız, belediye çalışanısınız mümkün mü yer yok lafını dinlemeniz.
Tabi otopark olayında en çok rahatsızlığı kesinlikle ne avm ile ne belediye ile işi olmayanların vermiş olmaları.
Bu kişiler arabalarını otoparka bırakıyorlar ama metrobüse atlayarak yolculuk yapıp dönüşte de arabalarını alıp evlerine gidiyorlar.
*
Bu konuyu yazarken rahmetli Kemal Sunal'ın Nevra Serezli ile birlikte başrollerini oynadığı 'Kılıbık' filmi geldi aklıma.
Hani filmde kiracı Kemal Sunal (Kamil) evden bir türlü çıkmıyordur.
Ev sahibi ise evin üst katında kiracı aileye adeta zulm ediyordur.
Davul zurna ekibini getirmiştir.
Halter takımını getirmiştir.
Bandocuları getirmiştir.
En son Kamil ailesini kamyona yükleyerek evden ve mahalleden gitme kararı almıştır.
Fakat ona o zulmü edenleri de bir güzel benzetmiştir!
*
Bugün işe geldiğimde AVM iki katında defalarca tur attım otoparkta yer yok.
Dakikalarca beklediğimiz 8 kişi taşıma kapasiteli asansör, içerisinde dört kişi olmamıza rağmen alarm verdi, çalışmadı.
Koridorlara geldim (bir de misafirim var) ortalık bir curcuna, bir karnaval havası sormayın gitsin.
Ofisteyiz ama bando ve trompet takımını dinlemekten iki laf edemiyoruz.
Bir ara gazete ekibine; 'arkadaşlar paydos, çalışmıyoruz, hadi biz de katılalım bu karvanala bari tadını çıkaralım' desem de bu davetim havada kaldı!
*
Anlayacağınız bu günlerde gazete merkezinin yer aldığı Beylicium AVM'de sömestrda bulunan çocuklar sefa sürerken bizler cefa sürmekteyiz.
Hayır yanlış anladınız benim bize cefa sürdürenleri Kemal Sunal gibi benzetecek halimiz yok.
Hele AVM yönetimine hiçbir sözümüz yok.
Adamlar zorla bizleri burada tutmuyor ki.
Üstelik onların (hele Erol Yolcu müdürün) yerinde hiç olmak istemezdim.
Kiracısı olduğumuz ve bize ekonomik gelen AVM dükkanı giderek bizi yer arayışına zorluyor.
Bu durum sadece bizim değil bütün AVM esnafının tepkisini çekmekte.
Sonuçta arz talep meselesi.
İstemeyen burada kalmaz, ancak benim söylemek istediğim Beylikdüzü örneğinde olduğu gibi bir çok ilçemizde belediye binaları çok dağınık.
*
Büyükçekmece henüz yeni binasına taşınamadı.
Küçükçekmece yeni binası hizmete girdi ama yeni bina ana yola uzak olduğundan vatandaşı fazla memnun etmedi.
Belde belediyeleri kapanan Silivri, Çatalca gibi belediyelerde de zaman zaman benzer sıkıntılar yaşanıyor.
Başakşehir Belediyesi’ne bağlı Bahçeşehir sakini yanı başındaki Esenyurt'a 3 km, bağlı olduğu belediye binasına 20 km uzakta olma sıkıntısı yaşamakta.
Beylikdüzü'ne gelince bu günkü yazımızda da anlatmaya çalıştığımız gibi ilçeye ait tek belediye binası yok.
Vatandaş ne için hangi binaya gideceğini bilmiyor.
Hangi işin sorumlusu nerede diye aslında beş on dakikada anlatması gereken derdi anlatmaya belki de kos koca bir gün yetmiyor.
Eminim ilçe genelinde bu durumdan rahatsız olan binlerce yurttaş var.
Umarım bu uyarımız dikkate alınır ve gerekli düzenlemeler ve tedbirler arttırılır.
Neyse siz gazeteyi okumaya devam edin, ben çıkıp biraz trompet dinleyeceğim.
Kulaklarım alıştı şimdi de tekrar duymak istiyor...
Dur yine 'Ali Babanın Çiftliği' çalıyor...:))