Bize Hulusi Kentmen türü polisler gerek
Dün Beylikdüzü'nde 'huzur toplantısı'na katıldık.
Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün düzenlediği toplantı aslında bir anlamda 19 Ekim Muhtarlar Günü havasında gerçekleştiş ama ben büyük keyif aldım.
Neden keyif aldım derseniz hemen söyleyeyim.
Toplantıda öyle kasılmalar olmadı.
Sunumlar.
Sunucular.
Şuna hoşgeldin.
Buna alkış.
Ona güle güle v.s.
*
Salona girdik yerimize oturduk, tek tek muhtarlar ve davetliler girdi içeri.
Salonun hemen önünde bekleyen bir masaya üniformalı bir beyefendi oturdu ve hemen başladı fısıl fısıl konuşmaya.
O ara ben de telefonla oynuyorum.
Sonra bir baktım birileri bir şey anlatıyor, üniformalı memur dinliyor cevap veriyor falan.
Hemen ben de söz aldım ve 'Pardon toplantı başladı mı?' dediğimde Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürü Niyazi İnci olduğunu öğrendiğim üniformalı memur bey; 'Evet başladı. Benim toplantılarım genelde böyle başlar. Öyle patırtı gürültüleri sevmem. Böyle daha güzel oluyor. Önemli olan bizim öğrenmek istediklerimizi öğrenmemiz ve bilgilenmemiz. Aynı zamanda katılımcıların da bilgilenmeleri' dedi.
*
İlerleyen dakikalarda ortam o kadar sıcak (samimi) geldi ki bana.
Kasılma yok.
Birbirinin sözünü kesme yok.
Bağrış yok.
Çağırış yok.
Aslında ben toplantıya 'Arkadaş ben buraya bir mağdur vatandaş olarak geldim. 18 Temmuz akşamı gazetemiz basıldı. Bize bunu yapanlardan devlet hesap sormadı. Huzurumuz kaçtı. Huzurumuzu kaçıranlardan bunun hesabını devlet baba neden sormadı' falan demek için gitmiştim.
Beylikdüzü kaymakamı ve belediye başkanı arasındaki gerginlik bitmeli diyecektim.
Huzurumuzu kaçıranların huzuru kaçsın falan diyecektim.
Ama ne yalan söyleyeyim, bu toplantı huzur seansı gibi geldi.
En kısa sürede yenisini isteriz.
*
Toplantıda da söyledim.
Aslında benim polis teşkilatı ile aram rahmetli Kemal Sunal'ın 'sahte kabadayı' filmindeki gibi pek iyi sayılmaz.
Ne zaman işim düşse kavga eder çıkarım.
Aynı şekilde savcı tutuklama ile uyarır, hakim polis çağırır, jandarma yaka paça dışarı atar çoğunlukla.
Ancak; Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürü Niyazi İnci o kadar samimi, o kadar içten, o kadar sıcak bir konuşma yaptı ki...
Bir ara yine Türk filmlerine daldım ve çoğunlukla tatlı sert baş komiser rollerinde oynayan rahmetli Hulusi Kentmen'i hatırladım.
Rahmetli babacan tavrı ile karakola yolu düşenlerin gönlünü almasını bilirdi.
İçeri kendisini bıçaklayan adamı şikayet etmek için giren herif, düğün dernekten çıkar gibi evine dönerdi.
*
Toplantıda da söylediğim gibi; bize Hulusi Kentmen türü polisler gerek.
Bizim toplum olarak huzura ihtiyacımız var.
Barışa ihtiyacımız var.
Dostluğa ihtiyacımız var.
Gülmeye, samimiyete, güvene, sıcaklığa ihtiyacımız var.
Polisi, jandarması, adliye personeli, eğitimcisi, esnafı, birbirimizi sevmeye ihtiyacımız var.
Kutuplaşmalara değil, kucaklaşmaya ihtiyacımız var.
Ayrışmalara değil, bütünleşmelere ihtiyacımız var.
Ve bütün bunları hep birlikte başarabiliriz.
Başaracağız da...
Başka çaremiz yok...
*
Esenyurt ve Beylikdüzü farkı!
Bölgemiz birbirine komşu ilçeleri Esenyurt ve Beylikdüzü'nün doksan derece farkı her yönü ile kendisini gösteriyor.
Beylikdüzü huzur toplantısında da bu ortaya çıktı.
Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürü Niyazi İnci 'Biz ilçe olarak asayiş olayları sıralamasında İstanbul ilçeleri arasında sondan üçüncü sıradayız, Esenyurt ilk üçte' dedi.
Müteahhiti ile konuşuyorsun, 'içerisinde havuzu, peyzajı, bağı, bahçesi, otoparkı olan aynı ev Beylikdüzü'nde beş lira ise, Esenyurt'ta bir lira eder' diyor.
Eğitimcisi, işçisi, devlet meuru, Esenyurt'ta görev yapmamak için çırpınırken, Beylikdüzü'ne atanmak için takla atıyor. Kısacası iki ilçe mesafe olarak o kadar yakınken, özellik olarak da o kadar uzak ilçeler. Ne diyelim ki; Esenyurt'u bu hale getirenler utansın...
*
Yüzde 99’u kesin!
Huzur toplantısında konuşan Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürü Niyazi İnci; 'şimdiye kadar FETÖ operasyonlarında; göz altına alınan ve tutuklananların yüzde 99'u kesinlikle terör örgütü ile bağlantılı.
Devlet her şeyin farkında merak etmeyin.
Seni beni neden almıyorlar. Bu konuda devlet kurumlarına güvenmemiz gerekiyor' dedi.
Aynı fikirdeyim ben de ancak; bu tür operasyonlara maruz kalanlardan daha fazlasının hala dışarda olduğunu düşünüyorum.
Onlara da aynı uygulamalar yapılmadığı sürece bu operasyonların adil olduğu söylenemez!