Çok güzel hareketler bunlar!
Yılmaz Erdoğan'ın yönettiği 'Çok Güzel Hareketler Bunlar' isimli, Kanal D'de yayınlanan eğlence programı vardı bir ara.
Sonraları bir kaç kanal dolaştı ama ilk kanalındayken çok güzeldi.
Benim de sık sık izlediğim bir tiyatro gösterisiydi.
Programda bir çok skeç oynanırdı ama en beğenileni çok güzel hareket alkışı alırdı.
Bu yazımızda biz de gündeme dair beğendiğimiz bazı çok güzel hareketleri paylaşalım istedik.
*
Dünkü yazımızda; 'Nihayet aynı dili konuşmayı başardık' derken yanılmamışız.
Hemen hemen her gün benzer çıkışlar geliyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yıldırım dahil bir çok siyasetçiden.
Erdoğan dün bir açıklamasında şöyle konuştu; "Türkiye bir hukuk devletidir ve böyle kalmaya devam edecektir. Darbecilere karşı mücadele ilk andan itibaren hukuk devleti sınırları içinde yürütülmüştür. Soruşturmalar, gözaltılar, tutuklamalar tamamen hukuk kuralları içinde yürütülmüştür ve yürütülmeye devam edilmektedir."
*
Oh be.
Biz ne diyoruz; yaşasın hukukun üstünlüğü.
Yaşasın cumhuriyet.
Yaşasın demokrasi.
Yaşasın laiklik.
Umarız ve dileriz hep böyle sürer.
Hep bu ve benzer açıklamalar duymaya devam ederiz.
*
Ve yine daha iki yıl önce Danıştay’ın 146. Yıldönümü töreninde kürsüde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu konuşuyor.
O zaman Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.
Erdoğan oturduğu yerden Feyzioğlu'na 'edepsizlik yapıyorsun' diye bağırıyor.
Abdullah Gül araya girerek biraz sakin olalım diyor.
Feyzioğlu kürsüden karşılık veriyor.
Erdoğan bir anda salonu terk ediyor ve ertesi yıl aynı tören yapılmıyor.
*
Ve dün.
Cumhurbaşkanı Erdoğan iki yıl önce 'edepsiz' dediği, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nu köşkte kabul etti.
Feyzioğlu burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 15 Temmuz akşamı gösterdiği tutum ve irade için teşekkür ederken; Erdoğan ise “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine, bu gazi mekana hoş geldiniz” sözleri ile Feyzioğlu ve beraberindeki heyeti selamaladı.
Çok güzel hareket değil de nedir bu şimdi.
Düşünsenize iki sene önce havada uçuşan 'edepsiz' gibi sözler çoktan unutulmuş ve her iki isim de ortak nokta olan 'Türkiye'nin çıkarları' noktasında buluşarak doğru olanı yapmışlardır.
*
Bir başka güzel gelişme ise Hacı Bektaş Veli’yi Anma etkinliklerinde yaşandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı burada yanyana oturduktan sonra kürsüye çıkan Bakan Avcı şunları söyledi;
"Salona girerken, sizlerin 'Türkiye seninle gurur duyuyor’ sloganlarınızı duyunca, sayın Kılıçdaroğlu’na 'Size söylüyorlar’ dedim. Yerimize oturduğumuzda ise 'Türkiye laiktir, laik kalacak' sloganlarını duyunca da 'Bakın bu sefer bana söylüyorlar’ dedim. Sayın Kılıçdaroğlu da, 'Alınganlık yapmayın. Hepimize söylüyorlar’ karşılığını verdi.”
*
Ya bu güzelliğe ne diyeceksiniz.
Başka partili bir devlet bakanı ve ana muhalefet partisi genel başkanı aynı salonda birbirine nezaket gösteriyor.
Tebessüm gösteriyor.
Hoşgörü gösteriyor.
Her ikisi de vatandaşların eleştirilerini veya övgülerini birbirine lütfedebiliyor.
Helal helal.
Aynen devam lütfen.
Türkiye'yi yarınlara, güçlü yarınlara, müreffeh yarınlara bu ve benzer hareketler taşıyacaktır.
FETÖ'yü, PKK'yı, IŞİD'i, bizleri bir birimize düşürmeye çalışanları, emperyalizmi ve daha bütün düşmanlıkları yenecek olan tutum ve davranışlar bunlardır işte.
*
Daha güzel hareket olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlardaki “idam isteriz” sloganları sonrası “Meclis’ten gelirse ben onaylarım” sözlerine karşılık, Başbakan Binali Yıldırım'ın ve AK Parti Karabük Milletvekili, eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in "Eğer bir kişiyi idam ederseniz bir defa ölür. Eğer ona ciddi bir ceza verirseniz her gün öldürürsünüz" açıklamasını saymadık bile.
Bu da güzel hareket tabiki.
İdam Türkiye'ye bir şey kazandırmaz.
İleri değil geri götürür.
İdam yerine geçecek daha ağır cezalar vardır hukukta.
Onlar uygulanır.
*
Sözün özü şu ki; Feyzioğlu gibi eski küskünlüklerin unutulması, muhalefet parti liderleri ile yakın temaslar kurulması, hukukun üstünlüünü, demokrasiyi, cumhuriyeti savunur açıklamaların yapılması, birlik ve beraberlik içerikli demeçler verilmesi, başka siyasi partilerde görevli olunmasına rağmen hoşgörülü yaklaşımların artması, çok, çok güzel hareketler.
Hep böyle devam...