Umudun yılı olsun 2022
Yeni bir yıla daha girerken hayaller, umutlar, beklentiler ömrümüzün merkezi haline gelir, başköşesine kurulur. Özel bir karşılama ile bekleriz, içimizdeki heyecan coşkusuna yer veririz. Geçirdiğimiz yıl içerisindeki her şeye yeni bir sayfa açarız, açmak isteriz. "Geçmiş gölgedir.Işığa çık." demiş ünlü Japon yazar Edogawa Ranpo.
Geçmiş senenin icmalini en şeffaf ve samimi halimizle yapıp yeni umutlara tecrübelerden ders çıkararak daha güçlü adım atabiliriz.
Bizi üzen olaylara, attığımız adımlara, çevremizdeki zarar veren insanlara, hakkımız olanın elimizden alınırken ki tavrımıza, sessiz kalanlara, kişilik problemi olanlara, bencilliği ile kibirinin sürekli savaşan insanlara, parayı tüm değer yargılarından öne çıkaranlara, inançlı gözüken ama insani özelliği olmayanlara, hastalıklarla giden canlara, siyasetin sıradan hayatın ilk konusu durumuna getirenlere olan kızgınlığımıza gibi vs vs liste yapmalıyız.
Neden mi üzüntüleri kaleme alalım. Hemen şu güzel sözle cevap vereyim çünkü "Hüzün ruha dokunur. Sevinçler,acılar kadar fazla iz bırakmaz ruhumuzda” der Edogawa Ranpo. Sevinçlerimiz bize gökkuşağı gibi görünür, mutlu eder ve orada buhar olur gider biz müdahale etmesek bile ama bize acı veren olaylar ise yara gibi kalır biz git demeyi bilmediğimiz sürece yara derinleşir. Kendini hep hatırlatır ve kanamaya devam eder. Acı ile bütünleşir yüreğimiz. Güzelliklere mutluluklara da sis perdesi oluşturur çoğu zaman. Peki acıyı içimizde yaşatırken diğer yandan da mutlu olmak için sihir beklemeyi neden tercih ederiz? Affetmeyi bilmediğimizden mi yoksa acıların içinde nefes almaya çalışırken, kendimize yeter hadi toparlan diyemediğimizden mi?
Kilit ve anahtar sadece bizim içimizde olmasına rağmen bunu fark edememek ama diye cümleye başlamak belkide sihirli engelleyen önemli bir faktördür kimbilir...
Bizi kamburlaştıran üzüntüleri, tecrübe diyerek cebimizde taşımayı öğrenmediğimiz için olabilir mi? Bizi daha ileri götürebilecek en güçlü his sevgi ve başarıdır. Tüm aktiviteler ve yaşam gayesini kilididir. Kendini sevmek ile başlar ilk adım. Sırtında kamburu olanlar yolun gerisinde seyirci olarak kalırken, tecrübelendim diyenler hedeflerine sağlam adımla ilerleyebilirler.
Geçmişimizi bilerek geleceğe adım atmak gerekir, bu cümleyi lise zamanımda bir kompozisyon dersinde yazdığım günden beri hep kullanırım. Kendime notlarımdan biridir.
***
Bu arada Japonya ın en sevilen yazarı Edogawa Ranpo'nun Kırmızı Oda kitabı 10 öyküden oluşuyor. Kitabı bulmak biraz zor olabilir ama okuduğunuzda kendinizi daha farklı hissedeceğinizin garantisini verebilirim. Farklı düşünceleri, güzel sade anlatımı ve felsefesi benim çok dikkatimi çekiyor. En çok sevdiğim bazı cümleleri ise şöyle;
İnsanlığa gelsin:
"Görünüşe göre hüküm vermeyin; zengin bir kalp, ucuz bir ceketin altında olabilir."
Mal mülk derdinde olanlara gelsin:
"Fani dünyadaki yaşam bir hayaldir, asıl gece düşteyken görürüz gerçeği"
Narsistlere gelsin:
"Şiddet sadece vurarak kırarak
değil; yok sayarak, görmezden gelerek de oluyor."
Hayatın an'ın içinde olduğunu bilene gelsin:
"Hastalığın tükettiği bir insan bile, ölümün temasını hissedince, tüm suçları affedecek kadar sıkı sarılır hayata."
***
Yeni yıl, yeni umut, yeni hayaller, yeni yepyeni bir yaş ve güzellikler, sağlık, mutluluk, bereket ve doğru insanlar getirsin ömrümüze...
Kendinizi sevip, saygı duymayı bilin ki sevilin saygı duyulun,
Yarınlara dopdolu bilgilerle gidin
İdeallerinizin peşinden gidin
Olumlu düşünceleri sahiplenin
Öz saygınızı asla kaybetmeyin
Giden yıla elveda, gelecek yıla umutla bakın
Ailenize sevginizle sarılın, sağlığınıza, paranıza, vatanınıza sahip çıkın. Bu hayat siz varsanız var unutmayın...
Hadi yeni yıl gel ve biz senin gelişini geçen yılın tecrübelerini cebimizde taşıyarak karşılayacağımızı da unutma!...
Umutların gölgesindeyken, yüreğimizin sevdiğimiz yüreğe bakarak, aklımız ileriye doğru bilgilerle tırmanırken sadece ve sadece sevdiklerimiz ile ve tıpkı üstad Turgut Uyar'ın dediği gibi birlikte göğe bakacağız, yarınlar umut edenindir...
Yeni yıl; tüm insanlığa yeşilin huzuruyla, kırmızının sevgisiyle dolsun taşsın ve elbette bu satırları okuyan özel insana...