Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Hafif yağmur
10°
Ara

Acı reçeteye karşı bir avuç umut

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Acı reçeteye karşı bir avuç umut

Hepimizin içinde bir umut var, umut da olsun zaten. Umudumuz bittiği anda her şeyi kabul etmiş oluruz. Dağa taşa gidişata bırakıp akış izleyen değil, çözüm üreten sabırlı insan olmak şu sıralar çok önemli.

Yıllar öncesinden hüzünlendiğimde kendime güç versin diye hatırladığım ve kulağımda bir şarkının sözleri yer eder. O şarkıda,

Gülümse ,hadi gülümse !

Bulutlar gitsin

İklim değişir ,akdeniz olur

Gülümse………. Derim hep ben gülümserim ya da gülümsemeye çalışır bir süre yüzüme hüznümü yansıtmam ama biliyorum ki ;çoğu kamu personeli ve emeklisi gülümsemeyi unuttu. Temmuz ayında enflasyon yüzde 1.80 ,Ağustos ayında yüzde 1.12, Eylül ayında da yüzde 1.25 arttı. Ekim Kasım Aralık enflasyonu ile beraber enflasyon yüzde 3’ü geçerse , geçilen miktarda memurlar zam alacak. Memurlar için şu an yüzde 1.23 enflasyon farkı oluşmuş durumda. İşte bu nedenden insanlar gülümsemeyi unuttu. Hayat günden güne zorlaşıyor. Maaşlarda iyileşme yerine memur yüzde bir barajıyla karşılaştı. Anayasal hakkı olan sendikasını bile seçmesinin önüne geçildi. Üniversite kazanan öğrencilerin çoğu sevinemedi bile yurt paraları cep yakıyor çünkü. Çoğu üniversite mezunu genç iş bulamıyor. Bedenen ve ruhen insanımız yıpranmış durumda. Diğer tarafta pandemiyle mücadele edilirken başta canını dişine takan sağlık kurum emekçisi olmak üzere kamu çalışanları göz ardı edildi. 6. Dönem toplu iş sözleşmesinde kazanım diye yetkili sendika tarafından sunulan da aslında acı bir reçete oldu.

Acı reçetede kazanım diye sunulan çoğu maddenin sonu ‘’çalışma yapılacak’’ ibaresi ile sonuçlandı. Sayın Cumhurbaşkanımızı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız ve yetkili konfederasyon sendikası ziyaret etti. Sosyal medya hesaplarından ziyaret duyuruldu. Yetkili konfederasyonun Sayın Başkanı paylaşımında ‘’3600 Ek gösterge ve sözleşmeliler konusunun 2022 içinde çalışılıp tamamlanması kararımızın hayata geçmesi için gösterdikleri ilgi ve özel talimatlarından memnuniyet duyduk. 4688 sayılı kamu görevlileri ve sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunuyla ilgili değişiklik ihtiyacını aktardık. 4688 ILO normlarına uyarlasın istedik. Toplu Sözleşme sürecindeki özel ilgileri ve ihtiyaç duyduğumuzda kabulleri için Memur -Sen adına Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ettik ‘’ ifadelerine yer vermiştir. Sayın Başkan paylaşımında çalışılıp tamamlanması ifadesini kullanmıştır. 3600 Ek gösterge ve sözleşmeli personelin durumları kanayan yara olduğu halde neden çalışılıp kelimesi kullanılmıştır üyeleri sorgulamalıdır.Sahada her zaman ‘’3600 ek gösterge ve sözleşmelerin problemlerini biliyoruz çözümleri de biz de’’ diyenler olarak üyeleri ‘’madem biliyordunuz neden hala çalışma diyorsunuz demeyecekler mi?’’ külliye ziyaretinde Sayın Cumhurbaşkanımıza’’ donanımlı bir dosyayla neden gitmediniz demeyecekler mi? ‘’ Sayın Başkan 4688 sayılı yasayı ILO normlarına uyarlayalım demiş peki Sayın Başkan 87 NO'LU ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ (ILO) SÖZLEŞMESİ

BÖLÜM I- Örgütlenme Özgürlüğü

Madde 2- Çalışanlar ve işverenler herhangi bir ayırım yapılmaksızın önceden izin almadan istedikleri kuruluşları kurmak ve yalnız bu kuruluşların tüzüklerine uymak koşulu ile bunlara üye olmak hakkına sahiptirler.

Madde 3/2- Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar.

Madde 4- Çalışanların ve işverenlerin örgütleri yönetsel yoldan feshedilme veya faaliyetten menedilmeye tabi tutulamazlar.

Madde 11- Hakkında bu sözleşmenin yürürlükte bulunduğu Uluslararası Çalışma Örgütünün her üyesi, çalışanların ve işverenlerin örgütleme hakkını serbestçe kullanmalarını sağlamak amacıyla gerekli ve uygun bütün önlemleri almakla yükümlüdür.maddelerini bilmiyor mu?

Ayrıca; “ILO Örgütlenme Özgürlüğü Komitesi Kararları Derlemesi” kitabını Sayın Başkan bir sendika başkanı olarak okumamış mı dır? Kitapta (Uluslararası Çalışma Bürosu- Cenevre: ILO, 6. baskı, 2019) "ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ ALANINDA SAĞLANMASI GEREKEN EVRENSELLİK, SÜREKLİLİK, ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK, ADALET VE EŞİT MUAMELE İLKELERİ HATIRLATILARAK ilgili kararlar derlenmiştir. Bu kararlara baktığımızda ,

  • Örgütlenme özgürlüğü ilkelerine saygı duyulmasının nihai sorumluluğu, Hükümete aittir.

  • Örgütlenme özgürlüğü, barış ve sosyal adaletin temel teminatlarından biridir.

  • ILO üye ülkeleri, 2008 Sosyal Adalet Bildirgesi ile ILO İnsan Onuruna Yakışır Çalışma Gündeminin dört stratejik amacının elde edilmesi için özellikle önemli olan, örgütlenme özgürlüğüne ve toplu pazarlığın etkin bir şekilde tanınmasına vurgu yaparak, işte temel ilke ve hakları teşvik etmeyi ve gerçekleştirmeyi taahhüt etmişlerdir.

  • Serbestçe onaylanmış olan ve yargı makamları da dâhil olmak üzere tüm devlet makamları tarafından saygı duyulması gereken örgütlenme özgürlüğüne ilişkin uluslararası çalışma sözleşmelerinin uygulanmasını sağlamak Hükümetin sorumluluğudur.

  • Komite, Hükümete, özgürce onaylanmış olan ve tüm devlet makamları tarafından saygı gösterilmesi gereken ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin uluslararası çalışma sözleşmelerinin uygulanmasını sağlama sorumluluğunun bulunduğunu ve sendika tesislerinin dokunulmazlığının sendikal hakların kullanılması için gerekli olan bir medeni özgürlük olduğunu Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanımıza arz etmemiş midir? ILO normları derken bu maddeleri kararları göz ardı mı etmiştir? Komite, Hükümetlerin gelecekte bu ilkelere tam olarak saygı gösterilmesini temin edeceğine güvenmiştir. Komite, bu hususta, bir devletin Örgüt’e (ILO) üye olmaya karar vermesi halinde, Anayasa’da ve Filadelfiya Bildirgesi’nde yer alan, örgütlenme özgürlüğü ilkelerini de içeren temel ilkeleri kabul ettiğini vurgulamak istemiştir .Bu nedenle, ILO üyesi tüm devletlerin, örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlıkla ilgili temel sözleşmelerde ifade edilen ve geliştirilen bu ilkeleri yürürlüğe koyması beklenir ve Komite’nin görüşüne göre, bu görev, kamu yönetiminin ayrılmaz bir parçası olarak elçiliklere, konsolosluklara ve diğer ofislere yaygınlaştırılması olduğu bilinmemekte ya da göz ardı edilmektedir. Unutulmamalıdır ki; Sendikal hareketin temel hedefi, bütün çalışanların toplumsal ve ekonomik refahını sağlamak olmalıdır. ILO normlarına uyarlanırken örgütlenme özgürlüğü alanında sağlanması gereken evrensellik, süreklilik, öngörülebilirlik, adalet ve eşit muamele ilkesi göz ardı edilmek suretiyle tesis edilen sendika üye sayısına göre toplu sözleşme ikramiyesine hak kazanılacağına ilişkin düzenlemenin bu haliyle ILO’nun ilgili sözleşmelerine aykırılık içerdiği beyan edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle Sayın Başkan ILO normlarına göre kanunu nasıl düzenlemeyi önermiştir?

Sayın Başkan’ın ayrıca kazanım diye beyan ettiği toplu sözleşme maddelerini incelediğimizde ise yüzde birlik sendikalaşma oranı ile birlikte, kamu personelinin özgürlükleri kısıtlanmıştır. Ayrıca sendika yöneticilerinin refah payının yükseltilmesi amaçlanmıştır. Siyasi otoritenin teklif ettiği/edeceği artış oranlarına itiraz etmeyecek/edemeyecek bir zemin hazırlanmıştır. Liyakatsizliğin artacağı ve haksızlıklar karşısında, kolayca sağlık çalışanı başta olmak üzere kamu personelinin ötekileştirileceği ortam hazırlanmıştır. Kaldı ki; sendikaya zorunlu üye olamayanlar ,sendikasız ve söz konusu sendikalar dışındaki sendikalara üye olarak, demokratik hakkını kullanan kamu çalışanları şimdiden ötekileştirilmiştir. Toplu sözleşme ikramiyesi ön plana çıkarılarak, yapılan kabul edilemez artış oranları unutturulmaya çalışılmaktadır. Mesela sağlık kurum çalışanları için sabit döner sermaye olarak nitelendirilen ödemeye yapılan %20 artışın, performans olarak nitelendirilen ödemeden mahsup edileceğinden dolayı, performans ödemesi alındığı durumda artış söz konusu olmayacağının altı çizilmemiştir. Döner sermayeden karşılanan kalemlerdeki yapılan artışların sonucu olarak; aynı iş, aynı ücrete, personel sayısını azaltarak yapılacak olup, söz konusu ezilen yine kamu çalışanı olacağı yine belirtilmemiştir. Oysa ki; döner sermaye yerine aynı tutarların emekliliğe esas maaş kalemlerine yansıtılması az da olsa sağlık çalışanına ve geleceğine fayda sağlayacağı unutulmuştur. Memurlar ve sağlık çalışanları adına, gelecekteki oluşabilecek olumsuz durumların ön çalışmaları niteliğinde iken başarı ve ILO normları beyanı vermek ne derece samimiyetli bir yaklaşımdır. Bu acı reçete kamu çalışanının emeğinin karşılığını vermemektir.

Oysa ki; kreş hakkı, 600-1000TL arası iyileştirme, maaşların tek kalemde ödenmesi, sabit ek ödemenin emekliliğe yansıtılması , yardımcı hizmetler sınıfının bir kereye mahsus eğitim ve öğretime göre kadro ve unvanlarının düzenlenmesi ,devir edilen personellerinin alınan unvanlarının geri verilmesi , yemek /ulaşım bedeli ödenmesi gibi maddeler yer alsaydı toplu sözleşmede işte o zaman kazanım diyebilecektik .

Hayatı yaşayıp gidiyoruz toplu sözleşme sonucunda kızgınlığımız burukluğumuz arttı hani bazen kızıyoruz ya ıslattı diye yağmura, işte öyle bir şey bizim hayatımız ileriki günlerde ise o yağmuru hiç unutmayacağız. Hani büyüklerimiz diyor ya ‘’kurt kışı atlatır da, yediği ayazı unutmaz’’ Hatta yağmur ardından çıkacak gökkuşağından medet ummayacağız.. Lakin renklere aldanmamayı, 400 TL aldatmacasının yanlışlarını biz anlatmaya devam edeceğiz.

.Hani ‘üzdün’ diyememiş de şair: ’’yazımı kışa çevirdin’’ demiş. Mutlu etmek, emeğin karşılığını vermek varken görüyoruz ki, çıkar dünyasına çevirmişiz ,bitmeyen kıştan kalma soğuklara sanki kalmışız. Şimdi çevremize bakıyoruz muhalif olan doğruyu söyleyen bağımsız sendikalar ve üyeleri ayakta kalmaya çalışıyor. Dimdik durma günü diyorlar. Bu mücadeleden kim zaferle çıkacak ileriki günler acı reçetenin sonu olarak göreceğiz.

Öyle ise; başta söylediğim gibi umudunuzu yitirmeyin, sesiniz olan hakkınızı savunan insanların yanında olun ,onları asla terk etmeyin. Öyle çok yapılacak iş var ki ,önce hakkınızı yiyenlere karşı dimdik durun, çünkü hak verilmez alınır ilkesiyle ,tasaya harcanacak vakit olmadığını gösterin, çünkü biz insanoğlunun yapılacak işleri var ,işler bizi bekler ,umudumuzun hep yanımızda olması dileğiyle sağlıcakla kalın….

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *