Etik mi?
Ulus olarak yıllardır PKK’sı, FETÖ’sü, hırsızı, arsızı ile uğraşırken birileri de bizim topraklarımızla meşgulmüş. Biz onlarca, yüzlerce vatan evladını toprağa verip gözyaşı dökerken, birileri nasıl en değerli varlıkları satarız diye ter döküyormuş.
Ekonomi çöküşe doğru denizin mavi derinliklerinde dans ederken, işsizlikte birinci olurken, YAŞ’a takılanların çığlıkları yıldızlarla vals yaparken, gecenin karanlığında ay yüzünü gösterince olan biteni gördük.
Ve hiçbir ülkeye yapılmayanın her nedense bizim hükümetimize yapıldığına şahit olduk. Katar emiri devletimize Uçak hediye etti. Uçak dediğime bakmayın, bildiğiniz hava sarayı. Doldur yakıtı, hava da cenneti yaşa. Önüne arkasına bakmadan Helal Olsun dedik. Dedik amma bir taraftan da “düğün değil, bayram değil eniştem beni niye öptü” diye de nankör beynimizle düşünmeden edemedik.
Allahtan namuslu, kalemini satmayan, helal süt emmiş gazetecilerimiz, siyasilerimiz, bürokratlarımız var. Sanki bir tek işleri bu imiş gibi gece gündüz durmamış araştırmışlar. Sözüm ona vatanseverler! Elbette ki ödüllerini yıllarca hapishanelerde kalarak da aldılar.
Meğer 2019 yılının verilerine göre, Kanal İstanbul güzergâhında 44 dönüm araziyi satın alan Katar Emir’inin annesi Şeyha Moza’nın yanı sıra Katarlıların Türkiye’de edindikleri gayrimenkuller Yalova ilinin büyüklüğüne yaklaşmış. Taşınmazların toplamı 798 bin metrekare, 3 bin metrekare kadar daha alsalar Yalova kadar olacak.
Ve lakin Katarlı durmamış, ABank'ı, Finansbank'ı, DigiTürk'ü, Banvit'i, Marmaris'te Munamar ve Kontes otellerini, BMC'nin yarısını, Boyner'in üçte birini, Türkiye'nin en değerli Erbilgin Yalısı’nı, Trabzon’un Sürmene yaylalarını satın aldığını gibi ATV-Sabah'ın ortağı olmuş.
Bildiğiniz gibi, yaklaşık yarım asırdır milli tecrübe ve bilgi birikimle zırhlı araç üreten ulusumuzun gururu Sakarya Tank Palet Fabrikası 2019 yılında Katar ve Ethem Sancak ortaklı BMC'ye devredildi. Kendisine kırılan sevdiğinin gönlü almak için adam “son bir kez buluşalım” teklifinde bulunur. Kadın, “bu durumda etik olmaz” cevabında olduğu gibi yüreğimiz tanktan çıkmış ateş gibi yaralandı. Bedenimiz kanadı, ciğerimiz parçalandı.
Bizim bedenimiz yara almış, topraklarımız satılır olmuş kimin umurunda. Hükümetin bakanı açıkladı. Arap etnik kökeninden insanların Türkiye’de en çok İstanbul’dan arazi satın aldıklarını, hatta “Araplar 59 ilden arazi edindi” dedi.
İstanbul’dan aldıklarının büyüklüğü ise 2 milyon 504 bin metrekareye ulaştı. Katarlı durur mu? Memorial’ın yüzde 20’si, English Home’un yüzde 40’nı Beymen’in tamamını aldı. Türk filmlerinin çekildiği filmlere ev sahiplik yapan o muhteşem yalılardan birisi olan ve Türkiye’nin en pahalı Erbilgin yalısı Katar Emirinin kayınpederinin oldu. Babamın da böyle serveti olmadığı için gelinleri bir eve dahi asla sahip olamadılar. Üzülmedik, amma hani derler ya iki gönül sevince “samanlık seyran olur” samanlığımızın olmadığına üzüldük.
Bitmedi, Digitiürk kanalı, üç yıl TMSF’de kaldıktan sonra, “yerim dar oynayamıyorum” dedi Katar’ın deryasına geçti. Türkiye- Katar Yüksek Stratejik Komite'sinin 2016'daki adresi Trabzon oldu. Trabzon'a iki uçak, 55 lüks VIP araç ve 100 kişilik heyetle gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'la birlikte helikopterle Rize'deki kış turizmi alanlarını havadan incelemişti.
Toplantının açılışında konuşan Erdoğan, Katar Emiri'nin karlı dağlara hayran kaldığını söylemiş, "Hele hele bugün helikopterle Trabzon'un üstünde dolaşırken, karlı dağlar kendisi de hayran kaldı. ‘Niye burada kayak tesisleri yapmıyorsunuz' diye de sormuş. Ekonomi uzmanı olan devlet yöneticilerimiz hiç mi buraları ve benzeri yerleri görmediler, bilmiyorlar da elin Katarlısının önerilerine çölde su bulmuş gibi mutlu oluyorlar.
Katar istediğini elde etti. Karadeniz’in en güzel yerlerine binalar, turistik tesisler diktiler, nazlanarak rüzgarda savrulmasına dahi kıyamadığımız kayın ormanlarımızı kestiler, toprağımızın nefes almasını engellediler. Bir uçak uğruna bunların olması Etik mi?
Şunu unutuyorlar, Vatanımız için, korkusuzca sevdiğimizi haykırdığımız adına “Nefesim” dediğimizi yüreğimizden atmış, Yunanı Ege’de denize dökmüş, Çanakkale’de düşmana diz çöktürmüş, “Size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleriyiz. Katarlıdan da zamanı gelince vaz geçmesini biliriz.
Hani kadın çok sevdiğini söylemesine rağmen görüşmelerinin etik olamadığını söyleyebiliyor ya, Pekiiii, topraklarımıza çöken Katarlıların fütursuzca gelip yerleşmesi ETİK Mİ?