Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara

O imam

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
O imam

Ayasofya Camii'nin bir bölümünde yıllardır ezan okunuyor ibadet yapılıyordu. Sonunda büyük bir törenle pandemi önlemlerine dikkat edilmeden açıldı.

Açılış törenine başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere davetliler katıldı. Diyanet İşleri Başkanı hutbeye kılıcı ile çıkıp poz verdi.

Önceleri Ayasofya ibadete açılsın baskılarına karşı, “Hele Sultan Ahmet camisini doldurun bakalım. Cemaat açıkta kalırsa bakarız” diyen Cumhurbaşkanı Ayasofya'nın açılmasına karar verdi. Öncesinde ve şimdilerde Sultanahmet Camisinin içi ve avlusu dolmadığı gibi açılan Ayasofya’nın da iç mekanı ve avlusu dolmuyor. Tek fark Cuma namazına devlet yöneticilerimizden Cumhurbaşkanı ve diğerleri katılırsa cemaat te çoğalma görülüyor.

İmamlar bilmiyor mu?

Cami ibadete açıldıktan sonra huyundan mı, suyundan mıdır bilmem, hutbeye çıkan herkes ni hikmetse dinleyenler içinde devlet ricali olmasına rağmen, ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e atfen aşağılama ve hakaret edici sözler etmeyi marifet bilmeye başladılar.

Diyanet İşleri Başkanı açılış gününde elinde kılıcı ile, “Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar. Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir. Çiğneyen lanete uğrar” dedi. Bu lafları hemen her kesimden tepkiler geldi. Hemen herkes Atatürk ve silah arkadaşları birlik olup ülkeyi ve İstanbul’u kurtarmasalardı şimdi biz buralara vize ile girip Ayasofya'nın tepesindeki çanı dinliyor olacağımızı belirttiler.

Sonra Ayasofya’ya atanan İmam Boynukalın’ın söyledikleri ve kestiği ahkamları kamuoyu unutmadı. Bereket baktılar ki baş edemeyecekler Baş İmamlık görevinden alınıp eski görevine gönderdiler de millet gereksiz laflar duymaktan kurtuldu.

Yetmedi Yine Ayasofya da yapılan bir tilavet ve törende. Cumhurbaşkanımız ve TBMM Başkanımızın da olduğu bir namazda, imam olarak kürsüye çıkan Mustafa Demirkan, “Ayasofya gibi mabetler, mabet olarak kalması için inşa edildi. Öyle bir zaman geldi ki bir asır’a yakın bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müzeye çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir? Yarabbi bir daha bu zihniyetin bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma” dedi.

Ayasofya'yı kim tescil ettirdi

Şimdi bu adamlar, bu caminin müze yapılmadan önce Atatürk tarafından tapuya başvurup cami olarak tescil ettirdiğini bilmezler mi? Beyoğlu’ndaki Ağa camisinin yıkılarak apartman yapılmak istenmesini Atatürk’ün engellediğini bilmezler mi? Yine Peygamber Efendimizin mezarını yok etmeye çalışan Suudileri engelleyenin Atatürk olduğunu bunlara birilerinin anlatması gerekmez mi?

Bunlar Emin Oktay’ın tarihinden de okumuş olsalar Atatürk’ün bu ülke için neler yaptığını, Sevr Antlaşmasından sonra koskoca imparatorluğun yok edildikten sonra paramparça edilip işgal edilen Anadolu’nun nasıl kurtarılıp düşmandan temizlendiğini, İstanbul’un işgalden nasıl kurtarıldığını, çok övdükleri son Osmanlı Hanedanı’nın imparatorluğunu nasıl terk ettiğini bilmezler mi?

Kanun ve yönetmelik ne diyor.

15 Eylül 1967 gün ve 12700 sayılı Resmi Gazetede 633 sayılı Diyanet’in kuruluş Kanunu’nun 18 ve 24. Maddelerine göre yayınlanan 90 maddelik Diyanet İşleri Başkanlığı Cami Görevlileri Yönetmeliği’nde, “İmamlar devlet büyüklerine, kurucularına hakaret edebilir, aşağılayabilir” diye bir maddeye rastlamadım. Sonradan yönetmelikte değişiklik yaparak, görev tanımları daha da netleştirilmiş. 40. Maddenin n) bendinde : “İnsanlar arasında ülfet, sevgi, dayanışma ve kardeşliği artırıcı faaliyetlerde bulunmak” denilmiş. Buyrun bakalım bu imamlar bu maddenin neresine uymuşlar.

Cami Cemden gelir. Toplanma, birleşme ve ibadet etme yeri demektir. Bu durumda o kürsüden atıp tutan hoca, söylediğin lafların neresi birleştirici. Birilerine yaranmak için ettiğin laflar ötekileştirici ve gerginleştirici mi olup olmadığını başını iki elinin arasına al ve bir düşün bakalım.

İmam Mustafa Demirkan Hoca; Gaziye hakaret edenler önceden de hem de Kurtuluş Savaşı yıllarında da vardı. Atatürk dedelerimiz olan silah arkadaşları ile bu yurdu kurtarıp kurarken katli vaciptir diye fetva veren yobazlar çok oldu ama vız geldi, tırıs gitti. Şükürler olsun ki o hakaret edilen, aşağılan, hakkında katli vaciptir diye fetva verilen Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kahraman ve gazileri sayesinde esaretten kurtulup yeni bir ülkeye sahip olduk. O nedenledir ki, ezanlarımız susmuyor bayrağımız inmiyor.

Kanuni’nin imamda

aradığı özellikler

Kanuni Sultan Süleyman yapımı 7 yıl süren Süleymaniye Camiine atanacak imamdaki özellikleri şöyle açıklamış. Şimdiki imamlarımız, kendinizi aşağıdaki şartlarla bir kıyaslayın bakalım bu özelliklere sahip misiniz.

Yüksek ilimleri ve alet ilimlerini bilecek. Arapça, Farsça ve ayrıca Latince’yi bilecek. Diğer dinlerle İslam’ı mukayeseli olarak bilecek. Ata binecek, spor yapacak, güzel görünüşlü olacak ve güzel giyinecek. Evlenmiş ve başka kadınlara bakmaması için karısı güzel ve bir tane olacak. İnsan yapısının ilmini bilecek.

Güzel söz : “Allah ve Kuran ile aldatanlara kanmayın. Dinimizin sembolü sarık, sakal, cübbe veya türban değil; Ahlak, adalet, akıl ve ilimdir." Bu nedenle Allah’ın ilk ayeti oku olmuştur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *