Ekrem Başkan ne yapıyorsun?
Çok zor şartlarda çalıştığını, AKP ve MHP grubunun bazı konu ve projelerde, halkın yararına olduğunu bildikleri halde sana yol vermediğini bilmeyen yok.
Halka hizmet vermek ulaşımda kolaylık sağlamak istediğin taksi projene geçit vermiyorlar. Bu projede hatları iptal edilen minibüslere öncelik tanınacağı bilindiği halde plaka mayasına bunu anlatamadığını görüyoruz. Buna AKP ve MHP gruplarının neden karşı geldiklerini anlamak mümkün değil.
Halka ekmek dağıtımı engelleniyor. Ucuz ekmek sattığın için kendini bilmez halkı düşünmeyen birileri seni gidip mahallin mülki amiri Valiliğe ihbar ediyor. Yetmiyor, “Ekmek üzerinden politika yapıyorlar. Bize versinler biz satalım. Büfeler kapatılsın” deme gafletinde bulunuyor. Bu arkadaşın kaç fırını var bilmem ama ürettiği ekmekler yetmiyor mu ki, “Verin biz satalım” diyor anlamadım.
Önemli projelerinden birisi de mahallelere kreş açmak. Bunu da meclise getirdin ve yine her nedense AKP ve MHP’ li meclis üyelerince reddedildi. Anlamadığım husus şu, bu kreşleri o projeyi reddeden partililerin oy verdiği insanların çocukları o kreşlere alınmayacak mıydı, böyle bir beyanınız mı var?
Elbette yoksa, neden o zaman bu durumu İstanbul halkına etraflıca açıklamıyorsun ki?
Bildiğim kadarıyla İstanbulun her semtinde cadde ve sokaklarında Belediyenin bilboardları var. Yoksa pankart yazdır ve de ki, “Ey bilmem ne mahallesi halkı semtinize çocuklarınız rahat eğitim alsın, aileleri rahat etsin, hatta işlerine gözleri arkada kalmasın deyip rahatlıkla çalışsınlar diye kreş açmayı önerdik ama Ak Partili ve MHP’li meclis üyeleri reddetti. Bilginize saygı ile duyurulur”
Bırak sonrasını mahalleli düşünüp değerlendirsin oy verdiklerinden karşı koyanlar varsa gidip onlara hesap sorsunlar.
Temizlik işçilerinin grevleri
İstanbul’da bazı CHP’li Belediyelerde grevler var. Bu grevler elbette işçinin demokratik hakkıdır ama, Ekrem Bey siz İstanbul Belediye başkanısınız. Bu grevler şimdilik CHP’li belediyelerde olması fark etmez yarınlarda AKP’li belediye işçilerinde de olabilir. Sizin öyle bakma hakkınız yok nerede hangi belediyede olursa olsun müdahil olmak durumundasınız.
Sonuçta kirlenen, temizlenmeyen İstanbullunun gezdiği sokak, cadde ve mahalleler. Grev yapılan yerlerde kime oy vermişlerse vermişler orada oturanlar İstanbullu ve İstanbul halkı. Yani, “Her şey güzel olacak” diyenler.
Başkan, yapacağınız iş gayet basit.
Belediye başkanını, sendikayı ve işçi temsilcilerini çağırıp oturacaksınız, CHP'li belediyelerin asgari ücret uygulaması açıklanan ücretin üzerinde olduğuna göre, buna ilaveten CHP’li ve AKP’li belediyelerde çalışanların ücret skalası ortaya konulup değerlendirilir. Ortalaması alınır, az ise makul artışın sağlanması gerektiğini taraflara söylersiniz ve mesele biter.
Bunu yapmazsanız birileri hemen, “Gördünüz mü İstanbul 1989-94 arasında olduğu gibi çöp yığını olmaya başladı” demeye başlar ve zaten de diyorlar.
Sizin göreviniz bana göre olaya müdahale edip bun tür, çöp, çukur, beceriksiz laflarını engellemektir.
Ekrem Bey, bu çöp, çukur lafları yayılmadan tarafları topla ve bu konuyu halletmeniz İstanbul ve İstanbullunun yararına olur. Sizinde kafanız bu konuyla meşgul olmaz. Birileride böylece bu konudan bahsetmez.
Kanal İstanbul meselesi
Bu konuda kafanızı çok meşgul ediyor gibime geliyor. Cumhurbaşkanı her fırsatta sanıyorum sizi kızdırmak ve gündem yaratmak için, “Son İstanbul kongresinde, kim ne derse desin inadına Kanal İstanbul’u yapacağız. Sizlerde önümüzdeki Ramazan ayını iyi değerlendirmeye halkımızı ziyaret etmeyi unutmayın” diyerek sanki seçime hazırlanıyor imasını da verdi.
Başkan sizde her fırsatta zaten bir şey söylüyorsunuz. “İstanbul’un gündemi başka. Biz halkımız için iyi şeyler yapmanın peşindeyiz. GARA şehitlerimizi unutmadık. Halkımız ucuz ekmek kuyruğunda ve bunu istemeyenler var. İstanbul’la inatlaşmak gündem değiştirmek çabasında olabilirler. Unutulmamalıdır ki, İstanbul’un kanıtladığı bir şey vardır. İstanbul birden büyüktür nokta” dediniz.
Bu noktayı koyduktan sonra sizde bu Kanal İstanbul meselesinden vazgeçiniz. Bazı lafları duymayın ve görmeyin. İstanbul'u ve İstanbulluyu dinleyin.
Bildiğim, duyduğum ve bilim insanlarının söylediklerine göre, Kanal İstanbul'u yapacak teknoloji ülkemizde yokmuş. Ayrıca o hafriyatı taşıyacak ne yol, ne de yeterli kamyon da mümkün değilmiş. Olsa bile hafriyatın döküleceği yer yokmuş÷yani hep miş, muşla geçiyor.
En önemlisi o kanalı açmak için bütçemizde yeterli para ve kaynak yokmuş. Hadi başlansa diyelim o zaman bile en az 15 yılda biteceği söyleniyor. O nedenle başkan bunları boşver o toplara girme ve söz verdiğin gibi her şeyin güzel olmasına bakıver ki, İstanbul halkı rahatlasın huzur bulsun…