Tarihten bugüne bir ışık
Türk Edebiyatı'nın en güçlü kalemlerinden biridir Aziz Nesin…
Mizah, kısa öykü, tiyatro ve şiir gibi alanlarda pek çok eser veren Nesin, eserleri yabancı dile çevrilen yazarların içerisinde çok önemli bir yere sahiptir.
Yazarlığı hepimizin malumu ancak onun henüz 11 yaşında yaşadığı vicdani hesaplaşma ve sorumluluk duygusuyla Darüşşafaka’dan nasıl kimselere söylemeden gittiğini biliyor musunuz?
"Annemin en büyük üzüntüsü benim nasıl okuyacağımdı. Dördüncü sınıfa geçmiştim. Ama annemin beni ilkokula gönderecek gücü yoktu. Beni parasız yatılı bir okula vermeyi düşündüler. Ama ilkokulu bitirmeyen öğrenciler için böyle bir okul yoktu. Yalnız Darüşşafaka vardı.
Ama Darüşşafaka’ya yalnız babasız çocuklar alınıyordu. Oysa benim babam vardı.
Vardı ama, neredeydi?” İmam Şevket Efendinin mühürleyip bana verdiği ilmühaberde, babam ölmüş, diye yazılı değildi, yalnızca "Mehmet Nusret’in babası bulunmadığı" yazılıydı.
Şevket Efendi o kâğıdı vermemiş olsaydı, ben şimdi bu satırların yazarı olamayacaktım, bugünkü kişiliğimi kazanamayacak, dahası ilkokulu bitirmek olanağım bile olmayacaktı.
Ben Darüşşafaka’ya babasız olarak girdim. Ama iki yıl sonra babam çıkıp geldi. Babama kavuşmanın sevinci, babasız arkadaşlarımın ekmeğini yemenin acısına karıştı. On bir yaşımın küçük omuzlarına çöken bu ağırlığa dayanamadım. Hiç kimseciklere bugüne değin bir şey söylemeden Darüşşafaka’dan kaçtım."
Ancak tüm bunlara rağmen Darüşafaka’da okuyan yedi öğrenci daha bulunmaktaydı. Ama bu öğrencilerin babaları sağdı. Oysaki bu kurumun özelliği babasız öğrencilere eğitim vermekti.
Şimdi birçoğunuz bunu merak ediyorsunuzdur.
Çünkü bu yedi öğrencinin de babaları sağ olmalarına rağmen eğitimine devam etmeleri oldukça ilginçti!
Ama bu öğrencilerden birinin Çatalca kimlikli olması daha da bir ilginçlik katıyor.
Bizden de bir tarihi not olarak hafızalarda yer etmesini istedim.
KOÇ AİLESİ’NE GEÇMİŞ OLSUN
Pandemi süreci nedeni ile hastanede tedavi gören Rahmi Koç’a acil şifalar diliyorum.
Bu neden ile sayın Koç Ailesi’nin bir kez daha sizlere bazı anekdotlarını sunmak isterim.
Meşhur Kolonyacı, Eyüp Sabri Tuncer; iflasın eşiğinde olduğunu söyleyerek, Vehbi Koç’tan borç ister.
Vehbi Koç, "Altı ay dayanabilir misin?" diye sorar.
"Dayanırım" der Eyüp Sabri.
"Öyle ise dinle" der Vehbi Koç.
"Sana borç vermeyeceğim. Ama bedava akıl vereceğim. Bana hediye getirdiğin şu kolonya şişesinin deliği çok küçük. Hemen imal ettiğin ve piyasaya sürmediğin kolonya şişelerinin deliklerini büyüt, sürümü arttır." der. Satışları hızla artan Eyüp Sabri, birkaç ay içinde iflastan kurtulur.
***
Vehbi Koç ve şu an Covid 19 nedeni ile hastanede tedavi gören 90 yaşındaki oğlu Rahmi Koç, aynı lokanta da yemek yerlermiş.
Rahmi Koç garsonlara bol bahşiş verirken, Vehbi Koç, adeta bahşişin suyunu sıkarmış.
Neşeli bir anında, garsonlardan birisi bunun nedenini sormuş.
"Evladım" demiş "Rahmi Bey tabi ki benden fazla bahşiş verir. Onun babası Vehbi Koç.
Benim babam ise bakkal."
Vehbi Koç, eski senelerdeki gibi yazlık evine taşınırken, diğer birkaç kişisel eşyalar ile kışlık evindeki buzdolabı da taşımaktadır.
Bunu duyan yeni atanmış Genel Müdür Cengiz Solakoğlu, buzdolabının taşınmasını engeller ve yazlık eve hemen yeni bir buzdolabı gönderir.
Bunu duyan Vehbi Koç çok kızar ve telefon açarak, "Sen kendi işine baksana, benim tarzıma niçin karışıyorsun?" diye çıkışır.
Solakoğlu; "Efendim, kışlık evinizdeki buzdolabını yazlığa taşıdığınız duyulursa biz bundan sonra yazlıkçılara nasıl buzdolabı satarız?" deyince Vehbi Koç, gülerek telefonu kapatır ver meşhur sözünü söyler:
"İyi eleman seç, iyi para ver.
Çünkü kötü elaman sana pahalıya mal olur…"
Vehbi Koç’a Allah'tan rahmet, oğlu Rahmi Koç’a acil şifalar dilerim...