Bir termik santraldir gidiyor...
Hepimiz bugüne kadar bir yerlerde bir yel değirmeniyle karşılaşmışızdır. Adına rüzgar gülü, rüzgar tribünleri de diyebiliriz. Bir doğa olayı neticesinde boşa esen rüzgarın bir değirmen vasıtasıyla enerjiye dönüştürülmesi en az elektriğin icat edilmesi kadar insanlığın devamı açısından bir mucizedir.
Yine doğa döngüsü içinde bir fosil atık olan kömürün yakılması sonucu elde edilen buharın tribünler vasıtasıyla döndürülerek ortaya çıkan enerji sistemine de termik santral denilmektedir. Bilmeyenler için bir dip not daha bu yolla kalitesiz kömür kullanılarak atıl durumdaki kömürlerin de bir işe yaraması sağlanmıştır.
Dünya nüfusunun hızla kalabalıklaşması sonucu artan enerji ihtiyacını karşılamak sebebiyle ilk olarak 1950’lerde kurulan santraller o günden bu güne ihtiyaç olan elektrik üretimini sağlamak amacıyla çoğalarak şimdilerde 31 ülkede aktif 438 termik santrale ulaşırken halen 14 ülkede 68 santralin daha inşaatı devam etmektedir.
Ülkemizde ise 2019 verilerine göre 47 termik santral var. Yenileri de açılmaya devam ediyor. Oysa konunun uzmanları tarafından yapılan son araştırmalar sonucunda tüm dünyadaki kömürlü termik santrallerin gelir gider tablosu, verilmeyen teşvikler derken yapılan basit hesaplamalarla beşte ikisinin zarar ettiği ortaya çıkarılmış durumda.
Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli IPCC’ye göre 2030 yılına kadar dünyadaki kömürlü termik santrallerin en az yüzde 59’unun kapatılması gerektiği ve birçok dünya ülkesinin kömürden çıkış tarihini bile belirlemiş olduğu ortaya çıktı.
Ülke ekonomisi açısından o kadar da karlı bir iş olmadığı gözler önüne bu denli serilmiş bir yapının yerine güzel yurdumuzun zengin doğal kaynaklarından rüzgar değirmenleri ve güneş panelleri ile kurulacak tesislerle de elektrik üretilebilir. Bu durumda neden hala ısrar edilerek bu santrallerin varlığının sürdürülmesine izin veriliyor ve tüm halkın çığlıklarına rağmen yenilerinin de açılmasına çalışılıyor?
Bacasından zehir fışkıran, çevresini susuz bırakarak ot dahi bitmesine engel olan bu düzenin varlığına, değil 2,5 yıl, bir dakika dahi müsaade edilmemesi gerekmez mi? Ülkemizde ilk olarak 1948 yılında kurulan termik santralin ardından hızla artan santrallerin faydadan çok verdiği zararı daha ne kadar konuşacağız?
Dünya yenilenebilir enerji üretimine çoktan geçti bile...
İlkeli Söz; Fırsat, rüzgara benzer. Marifet onu geçerken yakalayabilmektir...