Tecavüzcünün iyi hali nasıl olur?
Son günlerde kamuoyunca çok konuşulan ve yakında meclise getirilecek bir yasa değişiklik teklifiyle daha çok tartışılacak bir konu, erkek şiddeti.
Hayatın her alanında, her ortam ve koşulda sürdürülen bu erkek şiddetinin en acımasız ve iğrenç olanı da kadına yönelik tecavüz olsa gerek.
Özellikle de çocuklara yönelik uygulanan cinsel istismar, taciz ve tecavüz olaylarının her geçen artması; üzerinde durulması, değerlendirilmesi gereken bir durum.
Toplumda bir suçun önlenebilmesinin en etkin yolu kuşkusuz kişileri bu suça iten nedenlerin ortadan kaldırılmasıdır. Ancak bu süre içerisinde işlenen suçların en aza indirilmesinin yolu da hukuk içerisinde suçlara verilecek cezanın caydırıcı olmasından geçiyor.
Gün geçmiyor ki, ülkenin herhangi bir köşesinde taciz, tecavüz ya da cinayet olayı yaşanmasın.
Yeni hazırlanan taslakta nasıl bir uygulama olacak, bilemiyoruz ama umarız; “cezaevinde yattığı süre ve duruşmada gösterdiği iyi hal dikkate alınarak” diye başlayan ceza indirimleri uygulanmaz.
Düşünebiliyor musunuz, daha çocuk yaştaki bir kız mahkemeye kendisine tecavüz eden sapıkla aynı araçta götürülüyor. Bu olay tecavüz kadar etkili bir travma nedenidir.
Kuşkusuz yargıda bu anlamsız indirimlerin uygulanmasında siyasilerin, bürokratların ve kimi sözüm ona akademisyenlerin erkek egemen sisteme destek veren açıklamaları ve yorumları da son derece etkili oluyor.
Bir bakan düşünün; “Bebek öleceğine annesi ölsün, tecavüz çocuğuna devlet bakar” diye yorum yapabiliyorsa,
Bir yargıç düşünün; ” tecavüz yarım kaldı” gerekçesiyle tecavüzcüye indirim uygulayabiliyorsa,
Aynı yargıçlar “Saygın tutum, eski sevgili, ruh sağlığı bozulmadı, bakire değildi, cilve yaptı, erken boşaldı, rızası vardı” gibi gerekçelerle tecavüzcü sapıkları koruyan, kollayan, cesaretlendiren ceza indirimleri yapıyorsa ve aynı yargıçlar, tecavüzcüsünü öldüren kadına hiçbir indirim uygulamıyorsa Türkiye de erkek şiddeti artarak devam eder.
Yasa koyucuların çoğunluğu erkek olunca, bu erkek egemen, kadını aşağılayan, çocukları istismar eden sistem; kendini tekrar tekrar kendi içinde yeniden üretiyor.
Ben hukukçu değilim, mutlaka bu anlatmaya çalıştığım çelişkilerin, bana göre yüz kızartıcı, iğrenç olayların ve buna niye seyirci kalındığının bir hukuksal izahı vardır.
Yasalarımız mı bu konuda yetersiz, yasaları uygulayanlarda mı bir sorun var, asıl üzerinde durulması gereken sanıyorum bu durum olsa gerek.
“Bir erkeğin, barda içki içtiği, evine gittiği bir bayanla yaşayacağı her şey hayatın olağan akışına uygundur.” Diyebilen hukukçular olduğu sürece yasalar değişse de bu suçların önüne geçmek pek kolay olmayacak.
“Olay sırasında kolay çıkarılabilecek bir etek değil, uzun uğraş sonucu çıkarılacak tayt gibi bir şey giymişti” diye görüş bildiren bir savcıdan nasıl bir adil yargılama bekleyebilirsiniz.
Tecavüzcüye bu kadar zorluk çıkaran bir kadına karşı işlenecek her suç indirime tabi olmalıdır! Oysa tecavüzcü şipşak işini bitirip gitmeli, sıradaki kadınlara yönelmeli!
Şimdi yeni yasa taslağında “iyi hal” indiriminin kaldırılacağı söyleniyor.
Ancak çaktırmadan 12 yaş sınırını araya sıkıştırıp, evlilik yaşının aşağıya çekilmesini kolaylaştıracak bir kurnazlık da yok değil, taslağın içerisinde.
Bir ülkede toplumun en çok önemsediği değer yargıları üzerinden siyaset yapılmaya çalışılması bir yana, böylesine yaşamsal bir konuyla ilgili yapılacak yasal düzenlemeler için toplumun farklı kesimlerinin, özellikle de kadın örgütlerinin görüşlerine başvurma gereğinin duyulmaması da, bu işin de yasak savar gibi yapıldığının bir kanıtı.
3 yaşındaki bir çocuğa tecavüz edilecek denli toplumsal bir sorun hale gelmesi üzerine hareket geçmek zorunda kalanlar, toplumda oluşan tepkiyi frenlemek, bir anlamda gazını almak istiyorlar.
Bu çocukların yaşadığı, büyüdüğü, eğitim aldığı; ailesi, çevresi, eğitim sistemi dikkate alınmadan yapılacak düzenlemeler, zaman içerisinde yine erkeklerin insafına, vicdanına ve sonunda şiddetine terkedilecektir
Yakında bir mahkemede “Ama hakim bey, yaşına bakmayın, öyle cilveli bakıyordu ki, beni tahrik etti, üstelik çikolata da almıştım.” Diye savunma yapan tecavüzcü sapıklara rastlarsanız şaşırmayın.
Umarım meclis görüşmeleri sırasında bu tür şiddet olaylarının psikolojik, sosyolojik nedenleri, eğitim sistemindeki yetersizlikler dikkate alınarak köklü çözümler üretilir ve kamuoyu vicdanını rahatlatacak yasalar çıkartılır.
Sözün özü, her sorun gibi, bu sorunların çözümünü de nedenlerini de sistem içerisinde aramak; adil, eşitlikçi bir hukuk sistemi için mücadele etmek gerekiyor.