Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Kapalı
13°
Ara

Başkomutan ve teğmenleri

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Başkomutan ve teğmenleri

Kara Harp Okulu Mezuniyet Töreni yapılıyor. Dönem birincisi Teğmen Ebru Eroğlu diplomasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden alıyor. Genç teğmenlerimiz şanlı Türk ordusunun bir neferi olarak haklı bir gurur ve onur içerisindeler. Çiçeği burnunda teğmenler resmi programın dışına çıkıp “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırıyorlar. Ardından da yıllarca devam ettirilmiş, ancak son birkaç yıldır terkedilmiş bir geleneğe uygun olarak kılıç çatarak ant içiyorlar.

Vay! Siz misiniz “Mustafa Kemalin askerleriyiz” diyen? Apar topar haklarında ordudan ihraç istemiyle soruşturma başlatılıyor. Yıllarca çalış çabala sıkıntılar içinde oku. Gençliğini hayalindeki meslek için heba et. Tüm dünyanın örnek aldığı, yedi cihanı dize getiren Başkomutan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusunun askerleriyiz denilmesinden rahatsız ol ve soruşturma başlat. Emek hırsızlığı var. Aslını inkâr etme var. Hak gaspı var. Var oğlu var.

Soruşturma sonucunda TSK Disiplin Kanunu’nun “Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler” başlıklı 20’nci maddesi uyarınca, Teğmenler hakkında ordudan ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk kararı alındığı açıklanıyor. Söz konusu maddede, “Hizmete engel davranışlarda bulunmak: Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmaktır” suçu tanımlanıyor. Teğmenler, devletin ve TSK’nın itibarına zarar vermekle suçlanıyor. Türk silahlı kuvvetlerini kuran komutana bağlılık TSK itibarına zarar veriyor. Trajikomik tiyatro sahneye böyle çıkarılıyor.

Töreni defalarca izledim. Her seferinde tüylerim diken diken oldu. “İyi ki varsınız” dedim kendi kendime. Ve aklıma atamızın gençliğe hitabesindeki sözleri geldi. “İktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.” Dört bir yanımızı saran bu hıyaneti gördüğümde, tarihine, maneviyatına ve Atasına sahip çıkan gençlerimizin oluşu gelecekle ilgili umutlarımı artırıyor.

Zaten onlar da komutanlarına “Bizi tarikatçı filan sanıyorlar. Öyle olmadığımızı göstermek istedik” demişler. Daha düne kadar FETÖ örgütünün Türk Ordusunun içine nasıl sızdığını gördük ve yaşadık. Her kafadan ayrı bir ses çıktı. Kimileri bundan bir darbe senaryosu üretti, kimileri “Helâl olsun çocuklara” dedi. Olayın ardından AKP sözcüsü Ömer Çelik, yaptığı ilk açıklamada "Genç teğmenlerimizin mezuniyet törenlerinde ordumuzun ebedi başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anması kadar doğal bir şey yoktur” dedi. “Bunu bir vesayet odağı gibi değerlendirmek yanlıştır" diye ekledi.

Yemin töreninden hemen sonra açıklama yapan MHP’nin bir genel başkan yardımcısı “Genç teğmenlerimiz kanun, nizam, amir ve başkomutanlarına sadıktır, vazifelerinin farkındadır. Kendilerine güvenimiz tam" diyerek desteklediği halde, genel başkan “30 Ağustos’u gölgeleyen, ülkemizi meşgul eden, hasımları ümitlendiren, istismar lobisini heyecanlandıran ikinci yemin hadisesinin her bakımdan netliğe kavuşması zorunludur” dedi.

Konu hakkında uzun süre sessiz kalan Cumhurbaşkanı Erdoğan İmam Hatipliler Kurultayı’nda yemin töreninde Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye ant içen teğmenleri şikâyet etti. “Siz kime kılıç çekiyorsunuz?” diye seslendi teğmenlere. Dinleyenler arasından biri çıkıp “Kılıç çekmediler, kılıç çattılar. Asker yemini öyle olur” diye itiraz etmeyecekti nasılsa. Kılıç çatmanın tüm Harp Okulları'nda var olan bir gelenek olduğunu, Resmî tören bittikten sonra, sınıf birincisi teğmenin emir komutasında bu geleneksel kutlama ve ant içme töreninin yapıldığını Cumhurbaşkanına hatırlatacak bir öğrenci çıkmadı. Ya da bunları söylemeye cesaret edemedi.

Cumhurbaşkanı “Şimdi bunlarla ilgili olarak gerekli bütün şu anda araştırmalar, hepsi yapılıyor ve oradaki birkaç tane kendini bilmez, bunlar da evelallah temizlenecek” diyerek son noktayı koydu. Resmi yemin töreninin ardından programda olmayan ikinci bir yemine başvurmanın disiplin açısından sorunlu olduğunu savunanlar olabilir. Buna verilecek tepki de olsa olsa sembolik bir disiplin cezasıdır.

Zaten o pırıl pırıl gençlerin böyle bir cezayı göze almış olduklarını da düşünebiliriz. Ama iktidarın meselesi başka. Onların Cumhuriyetle, Atatürk’le, devrimlerle sorunu var. Genç teğmenlere vermeyi uygun gördükleri ceza “Evelallah temizlemek”. Tarikatçı filan olmadıklarını, Büyük Atatürk’ün izinde olduklarını dünya aleme duyuran çiçeği burnunda subayları ordudan tasfiye etmek. O teğmenler “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye ant içmek yerine tekbir getirselerdi ya da padişahım çok yaşa diye bağırsalardı yine de “evelallah temizleme” yoluna gidilir miydi? Soruyorum sizlere. 
Sağlıcakla…

Saygılarımla…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *