Sorunlar yumağı...
Ülkeyi yönetenler, ellerine mikrofonu her aldıklarında 22 senedir ülkeyi nasıl bu hale getirdiklerini unutup önümüzdeki yıllara dair pembe tablolar çizerek vatandaşa umut vermeye devam ediyorlar. Adeta ülkedeki başta eğitim, sağlık, ekonomi ve adalet sistemi olmak üzere, biz bozduk, yine biz düzeltiriz, demeye çalışıyorlar. Kimse de çıkıp yüz yıllık cumhuriyet kazanımlarını haraç mezat nasıl sattınız be kardeşim diyemiyor.
Genç cumhuriyetin, bir yandan Osmanlı’dan kalan dış borçları öderken bir yandan da sebze meyve satarak ülkeye kazandırdığı fabrikaların kimini hurda fiyatına kimini de bir yıllık kârından bile düşük bedellerle birer birer yandaşlara nasıl sattıklarını unutmuş gibiler.
İşçi, memur ve emekli, kuruşuna kadar vergisini öderken ikide bir çıkardıkları vergi aflarından kimlerin yararlandığını hiç açıklamıyorlar. Kimlerin vergi ve sigorta primi borçlarını sıfırladıklarını, bir takım dernek ve vakıflara kılıfına uydurularak aktardıkları milyon dolarları milletin bilmediğini, görmediğini sanıyorlar.
Tarımsal üretimi teşvik etmedikleri gibi bir de tarım arazilerini imara açıp ekilebilen toprakların günden güne azalmasına ve ülkeyi de yurtdışındaki çiftçilerin insafına bıraktıklarını görmüyorlar.
Açlık ve yoksulluğun bu denli arttığı, anayasanın yok sayıldığı bir ülkede iç barışı sağlamanız mümkün değildir. Hele de yeni bir anayasa yapmayı istemeniz ciddiye alınmaz. Bunun arkasında mutlaka bir çıkarınızın olduğu düşünülür.
Ülkenin dört bir yanında her gün kavga ve gürültüler, cinayetler, intiharlar, çete olayları, her türlü gayrı meşru işler… Toplumda adeta bir cinnet hali var. Şimdi de aç vatandaştan tasarruf yapması isteniyor. Lüks ve şatafat düşkünü iktidar her şeyi har vurup harman savururken vatandaşa dönüp “öğününü bölerek ye” diyebiliyor… Ne demişti Tevfik Fikret: “Yiyin efendiler yiyin, bu hân-ı iştihâ sizin/Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!” Sizler yemeye devam edin. Vatandaş açlığa alıştı sayenizde!..
Ülkenin çok acil çözülmesi gereken sorunları var. Eski bir eğitimci olarak çözülmesi gereken sorunların en başına eğitimi koyuyorum. Ülkede eğitimin sorunlarını çözmediğiniz sürece ne ekonomi ne adalet ne de sağlık, hiçbir sorunu çözemezsiniz. Atanamayan öğretmenler sorunundan başlamak üzere öğrencilere ücretsiz bir öğün yemek ve üniversitelilerin barınma meselesini ücretsiz olarak çözmelisiniz. O gençlere günlük ihtiyaçlarını karşılayacakları kadar maddi yardımı karşılıksız vermek devletimizin asli görevlerinden olmalı. Hem de böylelikle onların bir cemaat, tarikat ve terör örgütlerinin kucağına düşmelerini engellemiş olursunuz.
Anlayacağınız, ülkemizin her köşesinden korkunç ve iğrenç haberler gelmeye devam ediyor. SSK’dan daha fazla para alabilmek için bebekler öldürülürken, çocuk istismarları ve kadın cinayetleri giderek artıyor. Derin yoksulluk içindeki bir ailenin beş çocuğu baraka gibi bir evde yanarak can veriyor, mülakat mağduru gençlerimiz intihar ediyor… Üzülerek söylüyorum ki bu güzelim ülkemde ahlak ve vicdan yerlerde sürünüyor. Atalarımızdan aldığımız, Türk Milletinin genlerinde var olan tüm insani değerlerimiz kum misali kötülüklerin altında akıp gidiyor.
Tuz koktu beyler…