Ülkemizde gençlik kalmadı
Orta öğretimini tamamlayan gençlerimiz Yurtdışına gitmek, orada iş bulup çalışmak, hayatını orada kazanıp kısa zamanda para biriktirmek hayali kuruyorlar. Daha lüks koşullarda bir batı ülkesinde yaşamak hemen hemen tüm Anadolu gençliğinin hayali. Büyükşehirlerde de aynı hayale kapılan gençler var elbette ama onlar daha çok oradaki eğitim imkanlarından yararlanmayı düşünüyorlar sanki.
Son zamanlarda artan işsizlik nedeniyle, yurtdışına gitmeyi planlayanların sayısı da giderek artıyor. Yüksekokul mezunlarında bile “Avrupa’ya kapağı atalım da ne iş olsa yaparız” zihniyetine rastlamak mümkün. Bir de tabii, gençlerimizin çalışma ve oturma izni alabilmek için yapılan sözüm ona evlilikler de çok yaygınlaşıyor.
Gençler sadece insanca kazanıp insanca yaşayamadıkları için değil, insan yerine konmadıkları, ülkede gelecek görmedikleri için de yurt dışına gitmek istiyor. Her yıl bu sayı artarak devam ediyor. Gençlerimiz ülkeyi terk ediyor. İstatistiklere baktığımızda her yıl yurt dışına girmek isteyen gençlerimizin sayısı her bir önceki yıllara oranla yüzde elli artmış durumda.
Yurt dışına giden çocuklar ailelerinin övünç kaynağı oluyor
Çocukları yurt dışına giden aileler “benim çocuğum da gitti, hayatı kurtuldu” diye övünüyorlar. Evet, gittikçe daha çok sayıda kişi yurtdışına gitmek istiyor. Belli bir kesimin çocukları Türkiye’de üniversite okumayı hiç düşünmüyor. Yurtdışına öğrenci hazırlayan liseler, yurtdışına başvuru hazırlayan servisler çok popüler durumda.
Eskiden bunun sebebi, üniversite sınavının zorluğu ve Türkiye’deki eğitimin niteliğine duyulan güvensizlikti. Oysa artık insanlar çocuklarını “orada kalsınlar, hayatları kurtulsun” diye yurtdışına okumaya yolluyor. Türkiye’de üniversite okuyanlar da mezun olunca ya lisansüstü eğitim için ya da çalışmak için yurtdışına gidiyorlar. Geçen sene Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğinden mezun olan sınıfın yarısından çoğu yurtdışına gitti.
Türkiye’de yaşam kalitesi düşük. Önemli bir sebep, Türkiye’de yaşam kalitesinin düşüklüğü. Pek çok kurum yaşam kalitesi endeksi yayınlıyor. Barınma, hane halkı geliri, çalışma hayatı, sosyal dayanışma, eğitim, çevre, sivil katılım, sağlık, mutluluk seviyesi, güvenlik ve iş-özel hayat dengesi. Bunların hiç birisini artık gençler ülkesinde bulamıyorlar.
2023 yılında Türkiye 40 OECD ülkesi içinde 37. Sırada. Bizden daha kötü olan ülkeler Meksika, Kolombiya ve Güney Afrika. Onları geçmemizin sebebi, sağlık, güvenlik ve sivil katılımda ortalama civarında olmamız. Bunların hepsinin gençlerin önde gelen kaygıları arasında olmadığına dikkatinizi çekerim. En kötü olduğumuz kriterler ise eğitim, gelir, mutluluk seviyesi ve iş-yaşam dengesi; yani gençlerin ilgi odağı olan kriterler.
Yeni ekonomik programımızın temelini oluşturan “Türk lirasının değerini düşürelim; ucuz işçilik cenneti olalım, ihracatımız artsın” mantıksızlığının bu kriterleri nereye götüreceğini söylemeye gerek yok. İhracatımız artsa bile, karlılığımız azalıyor, çünkü düşük katma değerli ürünler üretiyoruz. Çünkü nitelikli işgücü yok. Çünkü yurtdışına gidiyorlar. Niye yurtdışına gidiyorlar? Çünkü maaşlar çok düşük. Niye maaşlar çok düşük? Çünkü yüksek katma değerli ürün üretemiyoruz.
Sebep sadece düşük maaş değil
Ben böyle yazınca, pek çok kişi itiraz edebilir: “Biz para için yurtdışına gitmek istemiyoruz” diye bilirler. Peki gençler neden yurtdışına gitmek istiyor? İnsan yerine konmadıkları için. Kadınlar öldürüldüğü için. İfade özgürlüğü olmadığı için. Bu ülkede bir gelecek görmedikleri için. İş bulamadıkları için. Buldukları işler insanca bir yaşam sürecek gelir kazandırmadığı için. Haftada 7 gün günde 12 saat çalışmak istemedikleri için. Vasıfsız, eğitimsiz kişilerin torpille nerelere geldiklerini gördükleri için. Eğitim kalitesini beğenmedikleri için. Var olan nitelikli eğitim kurumları da imha edildiği için.
Gerek iktidarın gerek ise muhalefetin gençlere yönelik bir projesi yok. KPSS sınavını kazandığı halde mülakatta elenen haksız yere kazandığı hakları gasp edilen gençlerimiz neden bu ülkede neden kalsın? Seçim öncesi “mülakat kalkacak” diyen hükümet sözünü neden tutmuyor? Torpilliler, yakınları ve yandaşları varken, hak ettiği puanı aldığı halde ataması mülakatla kaybettirilen gençlerimiz neden bu ülkede kalsın? Ne iktidar ne de muhalefetin gençlerin önünü açacak onları ülkelerinde tutacak somut bir yaklaşımı yok. Çok yakında Suriyeli öğretim görevlileri, Afganlı profesörleri ve ne olduğu belli olmayan cemaat mensuplarını ülkemiz yönetiminde görürseniz sakın şaşırmayın.
Sağlıcakla…