Beklentiler sadece üzer
Biliyorum sevdiğiniz kişilerden gelen hediyeler, sürprizler, bazen tek bir mesaj veya sadece yanında olmak bile insanı her şeyden daha çok mutlu edebiliyor. Ama hayatta her şey var ve mutlu edildiğimiz kadar mutsuz da edildiğimiz zamanlar olacak. Bazen insanların sevdiklerine “Bana ilgi göster, beni mutlu et” tarzı şeyler söylediklerine şahit oluyorum. Ancak kimseden mutluluk isteyemeyiz ki, yalnızca içlerinden gelirse bizi mutlu edebilirler. Mutluluk, sevgi ve ilgi siparişle olmaz. Bunlar siparişle olmayacak kadar içten duygulardır. Hayatımda bir kere bile hiç kimseye “Bana ilgi göster veya beni sev” tarzı cümleler kullanmadım. Bunlar yoksa ben gitmeyi tercih ettim. Çünkü mutlu etmek isteyen zaten ediyor. Bunun yapayı olmaz.
Bazen insanlar çaresizmiş gibi mutlu edilmeyi bekliyorlar ve mutlu edilmediklerinde derin bir bunalıma giriyorlar. Ben de öyle olabilirdim ama çok şükür hiçbir zaman olmadım çünkü asıl mutluluğun dıştan değil, içten geldiğine inandım hep. Tabii ki sevdiğim insanlar tarafından çok mutlu edildim ama dıştan gelen mutluluk olmadığında, asıl mutluluk kaynağı olan kendime yönelmeyi bildim hep. Mesela canım en çok neyi yapmak istiyorsa onu yaptım. Tatile gittim kendimi mutlu ettim. Alışverişe çıktım kendimi mutlu ettim. En sevdiğim tatlıyı aldım, bana iyi gelen müzikleri dinledim, kendime bakımlar yaptırdım veya yaptım, sahile gidip tek başıma sevdiğim kitabı okudum, dans ettim, resim çizdim, aktiviteler yaptım… Ve kendimi mutlu ettim. Aslında dış güçler beni ne kadar mutlu etmeye çalışsa da, mutluluğu kendi içimde yakalayamadığım sürece asla mutlu olamazdım ki zaten. Önce biz kendimizi mutlu etmeliyiz, dış kaynaklar ise bonus mutluluklardır.
Olabildiğince sosyal biri olun mesela. Arkadaşlarınızla vakit geçirip eğlendiğinizde onlardan mutluluk beklemiş olmuyorsunuz; onlarla görüşmeyi tercih ettiğiniz için kendi kendinizi mutlu etmiş oluyorsunuz. Zira işin içine ufacık da olsa bir beklenti girmemesi lazım. Nihayetinde beklentiler sadece üzer. Ayrıca her insanın mutlu olacağı şeyler de aynı değildir. Sizi sizin tarafınızdan mutlu edecek olan şeyleri en iyi siz bilirsiniz. Ama genel olarak bakarsak, eğer kendinizi gerçekten mutlu etmek istiyorsanız, buna ilk olarak sizi mutsuz eden insanları hayatınızdan gönderip, yerine mutlu eden insanları almakla başlayabilirsiniz. Ne demişler: “Mutlu edemiyorsan mutsuz da etme.” Hayatınızdaki en önemli varlık sizsiniz; siz mutlu olmadığınız sürece kimseyi mutlu edemezsiniz. Gülmenizi engelleyen her şeyi yok edin. Sizi seven insan da zaten bırakın üzmeyi, sizi incitmeye bile korkar. Aslında kendine değer verme durumu da burada devreye giriyor. Size iyi gelmeyen, zarar veren veya kötü hissettiren şeyleri veya insanları uzaklaştırabiliyorsanız eğer, bu sizin kendinize değer verdiğinizi gösterir.
Mutluluğun muhteşem yanları var; mutlu insanlar genelde kötü şeyler yapmazlar. Size kötülük yapan insanlar genelde mutsuz insanlardır. Sizin mutluluğunuz onların içindeki şeytanı rahatsız eder ve zarar vermek isterler. Oysaki mutlu insan öyle mi? Kendini mutlu edebilen insanın kimseyle derdi olmaz. Hayatından felaket insanlar geçse bile, büyük zararlara ve kayıplara uğrasa bile, o günün sonunda yine mutlu olacak bir şeyler bulur.
Bu dünyaya yalnız geldik ve yalnız gideceğiz. Aslında kendimizden başka kimsemiz yok. Kendimize yaslanırsak dik yürürüz; başkasına yaslanırsak da, o başkası aniden gider ve yere düşeriz.. İnsanların bizi mutlu etmesini beklersek de, daha çok bekleriz…