Milli Birlik Yürüyüşü
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu kim ne derse desin önemli sayılacak bir eylem gerçekleştirerek tarihe geçti.
25 günde 450 km yürüdü.
Ben yanlız yürüyeceğim, kimsenin gelmesine gerek yok, demesine rağmen, hergün binlerle birlikte Ankara'dan İstanbul'a yürüyerek, son gün müthiş bir final ile yürüyüşü tamamladı.
Mesajlarını verdi.
Taleplerini dile getirdi.
Şimdi artık bekleyeceğiz bu taleplerin ve yürüyüşün Türkiye'deki etkilerinin ne olacağını görmek için.
Son gün mitingine kaç kişi katıldı tartışmaları oldu.
Hemen söyleyelim, o yürüyüşe katılan herkes CHP mensubu değildi.
Dolayısıyla yürüyüşe yüzbinlerin veya milyonların katıldığı yönde rakamsal bir tartışma yapılması doğru değil.
Doğru ve net olan bir şey var ki; son gün mitingi dahil, yürüyüşün gerçekleştiği 25 gün boyunca yürüyüş ülke genelinde ses getirdi.
Tepki topladı.
CHP'nin daha önce kendisini hissetirmediği insanlara kendini hatırlattı.
*
Neyse şimdi gelelim 'Milli Birlik Yürüyüşü'ne.
Bir başka değişle 15 Temmuz Darbe Girişimi yıl dönümüne.
Bir defa hemen şunu söyleyelim.
CHP'nin Adalet Yürüyüşü'ne karşı iktidar da Milli Birlik Yürüyüşü başlattı diye bir yaklaşımda bulunanlar yanılacaklardır.
Zira bu sav gerçek olsaydı bu yürüyüş daha önce başlatılırdı ve ülkede ciddi gerginliklere sebep olurdu.
Bakın mesela hemen hemen herkesin Adalet Yürüyüşü ile ilgili hemfikir olduğu bir şey varki o da; bu yürüyüşün kavgasız, gürültüsüz, patırtısız, filamasız, tek sloganla gerçekleşmesidir.
Yani buradan yola çıkarsak yarın Milli Birlik Yürüyüşü'nün de aynı şekilde sürüp gerçekleşmesini beklememiz mümkün.
*
Evet 15 Temmuz Türkiye'nin son yüz yılda karşılaştığı en vahim tablolardan bir tanesiydi.
Daha önce ülke birçok darbe yaşadı.
Kavga yaşadı.
Gerginlik yaşadı.
Sağ sol çekişmesi yaşadı.
Grev yaşadı.
Eylem yaşadı.
Çatışma yaşadı.
Teröre karşı yıllarca mücadele verdi ve vermeye devam ediyor.
Ancak ilk defa ülkenin askeri yurttaşına silah çekti.
Ateş etti.
Meclis binasını Türk askeri bombaladı.
Polis şaşkındı.
Asker şaşkındı.
Seksen milyon halk adeta şoktaydı.
*
Bir anda sağduyu hakim oldu.
O seksen milyon kenetlenerek sokaklara döküldü.
O an aslında her şey olabilirdi ve oldu.
Tam 249 kişi şehit düştü.
Binlerce kişi gazi oldu.
Birkaç saat içerisinde gözü kara darbeciler kontrol altına alındı.
Düşünebiliyor musunuz; adam yıllarca bu ülkenin ekmeğini yemiş, üniformasını taşımış, adına orgeneral demişiz, general demişiz, komutan demişiz, ama, adam gözü kara devletin silahları ile hem devletin yetkililerini taramaya başlamış.
Hem önüne kim gelirse taramaya yok etmeye başlamış.
*
Bu durumu izah etmeye kelimeler yetersiz kalacaktır.
Türkiye'nin bu duruma gelmesini anlamaya da izahlar yetersiz kalacaktır.
Bu durumun aydınlanması belki yıllar, belki on yıllar belki de yüz yıllar sürecektir.
Zira; daha önceki darbeleri anlamak çok zor değildi.
Yine devletin imkanları ile güçlenen ve kadrolaşan asker bir anda siyasi otoriteyi pasif pozisyona getirerek devleti yönetmeye başlayabiliyordu.
Bu defa farklı.
Belli ki bu defa devleti yönetmeye yönelik değil, sanki ülkeyi yok etmeye yönelik bir girişim vardı.
Aksi halde bu gözü kara durumu nasıl anlatabilirsiniz.
*
15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası bildiğiniz gibi bu günün Demokrasi Bayramı olarak kutlanılmasına karar verildi.
Şehitler için anıtlar yapıldı.
Hemen hemen her kentimizdeki önemli yerlerin isimleri 15 Temmuz olarak değiştirilmeye başlandı.
Bu yıl ise Cumhurbaşkanlığı, 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin birinci yıldönümünde, yaklaşık on gün sürecek anma törenleri düzenledi.
Bu törenler kapsamında; 15 Temmuz Cumartesi günü, Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul Anadolu yakasından saat 18.30'da Milli Birlik Yürüyüşü'nü başlatacak. Yürüyüşün 15 Temmuz Şehitler Köprüsü (Eski Boğaz Köprüsü) önünde açılışı gerçekleşecek anıt alanında son bulması bekleniyor.
*
Kılıçdaroğu 'adalet' için yürüdü, kapsamı sadece bir olayda sınırlı tuttu.
Erdoğan 'Milli Birlik' dedi.
Kapsamı daha geniş tutarak; bizde milli birlik ve beraberlik, dayanışma olduğu sürece, dün 15 Temmuz hainlerine papuç bırakmadığımız gibi yarın başka hainler ile de benzer şekilde mücadele eder, gereğini yaparız, mesajı vermeğe getirdi.
Sonuçta yürüyeceğiz.
Adalet için de.
Milli birlik için de.
Dayanışma için de.
Beraberlik için de yürüyeceğiz.
Yılmadan, bıkmadan, korkmadan, usanmadan yürüyeceğiz.
Bilgilenerek, okuyarak, araştırarak, ilim insanı olarak, severek, sayarak, haksızlıklara karşı, yolsuzluklara karşı, yürüyeceğiz.
Huzurlu, adil, güçlü, barışçıl, insanlarının yüzünün güldüğü bir Türkiye yaratmak için yürüyeceğiz....