İşkence köprüsü ve küçük düşünen siyasiler

Siz yapana kadar ben yazmaktan bıkmayacağım. Defalarca manşet yaptık.
Bu köprü error veriyor dedik.
İnsanlara trafik çilesi yaşatıyor dedik.
Tehlike saçıyor dedik.
Gerek sağlam olmayışı gerek tek geliş tek gidiş oluşu ciddi sorun yaratıyor, sürücülere trafik işkencesi çektiriyor dedik.
Yine diyoruz ve yazıyoruz.
Selimpaşa merkezinde bulunan, TEM ve E-5 bağlantısının geçtiği, İstanbul'dan Trakya'ya, Ege'ye, kısaca batıya giden her aracın kullanmak zorunda kaldığı sadece tek bir köprü var.
Bu köprüyü artık büyütün.
Tadilattan geçirin.
El atın.
Yapın.
Yaptırın.
Yoksa yarın Allah korusun burada bir facia yaşanırsa bırakın sizlerin zan altında kalışını, kötülere bir şey olmaz, olanlar orada yaşamını yitirenlere     olacak.
İnsanlar üzülecek.
Aileler dağılacak.
*
Bayram tatilini fırsat bilip bir kaç gün Ege Denizi'ni en yakından gören Enez ve Gökçetepe'ye gideyim dedim.
Zaten normal zamanlarda yolda bulunanlara trafik işkencesi yaşatan Selimpaşa Köprüsü, bayram günlerinde tam anlamı ile insanları çileden çıkartıyordu.
Büyükçekmece'den itibaren iki üç şerit devam eden trafik, bu köprüye geldiğinde tek şeride indiği için, yine abartmıyorum, köprüdeki trafik kilometrelerce uzuyor ve nerede ise Büyükçekmece'de bu köprünün trafik yoğunluğu hissedilmeye başlıyordu.
*
Peki sizlere bir kaç soru.
Bu köprüye neden el atılmıyor.
Üstelik Ortaköy'de Karayolları Bölge Müdürlüğü'nün irtibat bürosu olmasına rağmen.
Hadi Karayolları'na birileri dosya sunmuyor.
Hadi Silivri Belediyesi ben birinci derece sorumlu değilim diyor.
Hadi İstanbul Büyükşehir Belediyesi kentin merkezi ve daha göz önünde yollarla ilgileniyor.
Hadi kaymakamlarımız, valilerimiz, muhtarlarımız köprünün farkında değiller.
Peki siyasilerimize ne demeli.
Yerel ve genel siyasilerimize.
Silivri'li siyaset adamlarımıza.
Bölge milletvekillerimize.
Belediye meclisi üyelerimize.
İlçe başkanlarımıza.
İktidarı muhalefeti.
Hepiniz sorumlusunuz unutmayın.
*
Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar sizler.
Şunu yaptık bunu yaptık diye yaygara yapanlar sizler.
Yeri gelince yapılan bir işi sahiplenmeye kalkanlar sizler.
İşte size bir iş ve bir önemli görev.
Yapın, yaptırın, vesile olun, sebep olun.
Bu işkence köprüsünü artık insanların nefes alacağı bir köprüye çevirin.


*
Yok efendim köprüler yollar yapıldıkça Silivri Silivri olmaktan çıkar.
Nüfus artar.
Silivri'nin şekli şemali değişir.
Bizler azınlığa düşeriz.
İstediğimiz gibi Silivri'de at oynatamayız.
Paslaşamayız.
Falan filan gibi düşünenleriniz var da bu tür işlerden kaçıyorsanız.
O zaman siz düşünmeden ben hemen söyleyeyim.
Bir insan neden çok korkarsa başına en çok o gelirmiş.
Üzgünüm ama böyle düşünenleriniz önce Silivri'ye, sonra Türkiye'ye, daha sonra da kendisine kötülük yapıyor farkında değil.


*
Bakın artık uzayda bile ülke kurulmuş.
Mars'ta hayat başlamış.
500 bin insan bu ülkede yaşamak için başvurmuş.
Dünya globalleşme yolunda ilerlemiş.
Markalaşma evrenselleşmiş.
İnsanlar dünyanın her bir noktasını ezber etmiş.
Teknoloji zirve yapmış.
Sporda, sanatta, müzikte, ekonomide, evrensel normlar baz alınmaya başlamış.
Siz neyin hesabını yapıyorsunuz.
Farkında mısınız?
Küçük düşünerek, başkalarını dışlayarak, kabuğuna çekilerek, az olsun benim olsun, gerisine ne olursa olsun diyerek.
Bu yaşamı iyi bir şekilde tamamlamak mümkün değil...
Bilin istedim...