Yapmayın... Yapmamalıyız... Yapmasak daha iyi olur...
Yapmamak lazım. Yapmamalıyız. Yapmayalım.
Yapmayın.
Yapmamaya çalışacağım.
Yapmasak daha iyi olur.
Yapmayanları alkışlayalım.
Yapma...
Neyi
Neyi mi yapmamalıyız?
Yapmasak daha iyi olur.
Anlatıyorum.
Hani herkese ait özel günlerde toplu mesajlar atıyoruz ya.
Hani herkese ait özel günlerde sosyal medyadan paylaşımlar yapıyoruz ya.
Hani herkese ait özel günlerde – hiç ama hiç alakamız yokken bile – birbirimize de mesajlar veya bildirimler atıyoruz ya.
İşte onları artık yapmayalım.
Yapmasak daha iyi.
Yapmayanları kınamak yerine, alkışlayalım.
Annesini sevmeyen var mı?
Bakın mesela ben bu anneler gününde bu kararı aldım ve başlattım.
Yapmadım.
Ne yapmadım; toplu mesaj atmadım.
Ne yapmadım; sosyal medyadan bu güne özel paylaşım yapmadım.
Ne yapmadım; annemin ve eşimin fotoğrafını sosyal medyadan paylaşarak günlerini kutlamadım.
Peki ne yaptım; annemi ve eşimi özel olarak kutladım.
Şimdi sizlere soruyorum; annesini sevmeyen var mı?
Veya babasını.
Veya bayramları.
Veya kandilleri.
Veya milli bayramları.
O halde sosyal medyadan bu durumu herkesin gözüne sokarak paylaşmak ne kadar doğru.
Sosyal medyadan annemizin, babamızın, eşimizin, çocuklarımızın fotoğraflarını paylaşmak tabi ki çok güzel bir duygu.
Ancak bu durumu herkese ait özel günlerden ziyade o kişilerin özel günlerinde veya canımız ne zaman isterse, onları ne zaman özlersek, ne zaman bu şeyi yapmak istersek o zaman paylaşmak gerek.
O yüzük hala annemin parmağında
Buna hakkım var.
Bu eleştiriyi yapma ve bu öneriyi getirme hakkını nerden alıyorum biliyor musunuz?
Sene 1980.
Kars'ın Arpaçay ileçsinin Polat köyünde okuyan 12 yaşında bir öğrenciyim.
Köyümüzde elektrik bir var bir yok, daha direkler yeni dikiliyor direklere teller çekilmemiş.
Evimizde elektrik yok anlayacağın.
Televizyon yok.
Gazete yok.
Özeneceğin bir arkadaş, komşu v.s. Yok.
Sosyal medyadan takip ettiğim gösteriş meraklısı, yapmacık paylaşımlar yapan ünlü yok.
Bir şekilde o gün anneler günü olduğunu öğrenmişim, günler öncesinden biriktirdiğim harçlığımla şehre giden amcalara sipariş vermiş ve annem güzel bir yüzük almışım.
O yüzük hala canım annemin o güzel parmaklarını süslemekte.
Allah'tan annem benden daha iyi hatırlıyor o günü de bu durum çok daha büyük keyif veriyor bana.
İnanın bu benim bu özel günler için göğüsümde taşıdığım madalyam, çok özel bir anıdır.
Yaşım 11-12 olmasa bu cümleyi kurmayacağım ama o yaşta bir çocuğun bunu yaptığı için bu cümleyi kurmakta bir kusur görmüyorum.
Peki özel günlerle ilgili sadece bu anım mı var, tabi ki hayır.
Yeri geldikçe başkalarından da bahsetme şansım olur umarım.
Milli bayramlar başka
Bakın milli bayramlar başka.
Aksine milli bayramlarda çok daha fazla paylaşımlar, mesajlar, kutlamalar yapmak gerek.
Zira, milli bayramlar toplumsal birlik ve beraberliklerimizin pekişmesinde önemli bir etkendir.
Birimizi değil her birimizi ilgilendiriyor.
Kandillerimiz de değerlidir tabi.
Dini bayramlarımız da...
Ve diğer özel günlerimiz de...
Ancak burada mantık olarak için özel olanına ve olmayanına bakmakta fayda var.
Dini kutlamalar bireysel bir tebrik olayıdır.
Aksine milli bayramlar toplumsal kutlamadır.
Tüm ülke halkını, yurttaşların bütününü, bu topraklarda yaşayan ve bu toprakları namusu gören her bireyi ilgilendirir.
Bir gün değil her gün
Neyse sözü fazla uzatmadan mesajımızı burada noktalayalım.
Bakın yan tarafta bir karikatür var, ne kadar da manidar değil mi?
Demek ki neymiş; sadece anneler günü değil, her zaman annelerimize karşı bütün sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.
Babalarımıza, eşlerimize, çocuklarımıza, arkadaşlarımıza, dostlarımıza, kardeşlerimize ve bütün sevdiklerimize ve hayatımızda olanlara karşı da aynı şekilde davranmalıyız.
Yoksa yapılanlar sadece o günde kalırsa inanın bana yarın bu durum ilk önce onu yapanı rahatsız edecektir.
Hadi bakalım, bundan böyle herkese ait her özel günde umarım bu önerimizi anımsayan dostlar çoğalır...